Cumhurbaşkanı' na, Başbakan' a, Milli Eğitim Bakanı' na, T.B.M.M.' ye, yazılı ve görsel medyaya ve ülkemizin diğer tüm kanaat önderlerine:
biz öğretmeniz ve zor koşulların öğretmenleriyiz. yıllardır sıkıntılı ortamlarda genelde şevkle bazen korkuyla bazen de kırılarak görev yapmaktayız. evet bu bizim görevimiz, evet bu işten geçimimizi sağlıyoruz ancak öğretmenlik diğer meslek dalları ile kıyaslanamayacak kadar farklı ve topluma etki düzeyi en fazla olan meslektir. kim varsa sayabileceğiniz; iyi-kötü, güzel-çirkin, eğri-doğru v.b. diye, hepsi bizim elimizden, dilimizden geçer. dolayısıyla bizim için "İşinizi yapın, paranızı alın" tarzında bir yaklaşım gösteremezsiniz; dolayısıyla bizim için "Sen çalışmazsan bu işi yapacak çok insan var sırada bekleyen" tarzında bir yaklaşım gösteremezsiniz. ne bizi ne de bu işi yapmaya aday meslektaşlarımızı bu "sığ" yaklaşımla zihniyet karmaşasına sürükleyemezsiniz.
insanız; yaşadıklarımız ve bize yaşatılanlar ruhsal dengemizi bozmakta ve fayda düzeyimizi en alt seviyelere çekmektedir. Bakanlığın "ciddiyetten ve disiplinden uzak yeniden yeniden yapılanma yaklaşımı en çok bizi etkilemiş olmakla birlikte toplamda ise ülke eğitimine darbe vurmaktadır. standart sağlamaya çalıştığını iddaa eden bakanlık, standart sağlamak şöyle bir köşede dursun, halihazırda var olan dengesizliğin şiddetini daha da artırmıştır. bakanlığın, standartları alt üst eden tutumu son yer değiştirme yönetmeliği ve yönetmenliğin uygulanma safhasıyla iyice gün yüzüne vurmuştur.
yıllardır zor şartlarda görev yapıp, bir gün, daha iyi koşullarda görev yapabilme ümidini taşıyan ve mecburi hizmetini gönülden yapan bizler maalesef köşeye atıldık. köşeye atılmak bir yana dursun, bizden çok sonra, bulunduğumuz zamandan yaklaşık 1.5 - 2 yıl önce göreve başlayan meslektaşlarımızın büyükşehirlere ve güzel il merkezlerine atanmaları çok ZORumuza gitmiştir ve bizi hüsrana uğratıp, güvensizliğe düşürmüştür. Şöyle ki; 5-10 yıl zorunlu hizmet bölgelerinde çalışmışlığı olan bizler "kontenjan" safsatasına yakalanırken, taze meslektaşlarımız büyükşehirlerin zorunlu hizmet bölgelerinden ve sınırlama olmadan, komik denilebilecek hizmet süreleri ve puanlarıyla bizim hayal edemediğimiz okullara atanmışlardır.
" illerin normu var, boşaltamayız, doğuda öğretmen kalmaz" diyen MEB yer değiştirme döneminde, resmen ve tarafınca boşaltılan, büyükşehirlerin zorunlu hizmet dahilindeki ilçelerinin durumunu nasıl açıklayacak ? çelişkiler yumağında yuvarlanan MEB, açıklayamayacağı bir durum yaratmış ve bu durumdan "yırtmak" için, hiç hak etmediğimiz halde, bizi kullanmıştır, kendisine siper etmiştir.
tüm bu durumlar dikkate alındığında; her ne kadar en iyi okullar doldurulmuş olsa da, bize yine kıyıdaki köşedeki zor okullar kalmış olsa da hakkımızı talep ediyoruz ve Temmuz ayı içinde tekrardan il dışı yer değiştirme ekranının -KOTA UYGULANMADAN- açılmasını bekliyoruz. bize sıkıntılı okulların kalmış olması problem değil; zaten alışığız; hiç olmazsa civarda gidilebilecek güzel bir sinema salonu ve rahatça oturulabilecek bir park olur.
facebook grubumuzdan alıntıdır..