Tokluk Sınırı Nedir?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
01 Ağu 2012 11:52:07
Hayırlı günler dilerim.

Tokluk sınırı nedir?

Bir konuda araştırma yaparken TÜRK-İŞ (TÜRKİYE İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU) web sayfasında açlık ve yoksulluk sınırı verilerine rastladım.
TÜRK-İŞ'in yaptığı araştırmaya göre
Temmuz 2012 tarihi itibariyle DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK GIDA HARCAMASI (AÇLIK SINIRI) 919,48 TL' imiş.
Temmuz 2012 tarihi itibariyle  DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK ZORUNLU HARCAMASI (YOKSULLUK SINIRI) 2.995,04 TL' imiş.

Yıllar önce hurma meyvesi hakkında okuduğum bir yazıdaki bir cümle aklıma geldi.
Bir adet hurmada insanın bir gün için ihtiyaç hissedeceği tüm mineraller (enerji dahil) mevcutmuş.
Günde üç öğün yeme ALIŞKANLIĞIMIZ olduğunu dikkate alarak günde üç tane hurma yediğimizi varsayalım.
Bu durumda 4 kişilik bir aile günde 12, bir ayda 360 adet hurma yediği takdirde sağlık problemi olmadan yaşamını devam ettirmesi mümkündür.
(Hurma hakkında detaylı bilgi [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde mevcuttur.)

360 adet hurmanın fiyatının 100 TL'yı geçmesi mümkün değildir.
Bu durumda DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK GIDA HARCAMASI (T O K L U K SINIRI) azami 100 TL'dır.

TÜRK-İŞ'in yaptığı araştırmada bir hata olması gerekir. :)

1973 yılında Ordu'nun Ünye ilçesi çimento fabrikası lojmanlarında ikamet ediyorduk.
Sıcak bir yaz günü yan apartman bloğunun bahçesinde Renault marka beyaz bir araba gördük.
Merakla etrafını çevirdik.
Sonradan öğrendik ki, komşularımız bir gazetenin düzenlediği bir çekilişe katılarak taksitle otomobil satın alma hakkı kazanmışlar.
O zamana kadar şahsi otomobili olan tanıdığımız yoktu.
Artık bizimde zengin bir tanıdığımız olmuştu :)

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
linkinde
Ocak (2012) ayı sonu itibariyle trafiğe kayıtlı bulunan toplam 16 milyon 200 bin 876 adet
taşıtın yüzde 50,5'ini otomobil,
yüzde 16,3'ünü kamyonet,
15,6'sını motosiklet,
yüzde 9,1'ini traktör,
yüzde 4,5'ini kamyon,
yüzde 2,4'ünü minibüs,
yüzde 1,4'ünü otobüs,
0,2'sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.
bilgileri mevcuttur.

31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 74.724.269 kişidir.
Trafiğe kayıtlı olmayan kara taşıtlarını,  deniz ve hava taşıtlarınıda hesaba katarsak ülkemizde 4 kişiye bir taşıt düştüğü söylenebilir.
Daha net söylemek gerekirse günümüzde aile başına bir taşıt düşmektedir.

1974 yılında Kars merkezde bir apartman dairesinde oturuyorduk.
Bir akşam karşı komşumuza gidip siyah beyaz televizyonda bir Rus filmi izledik.
Televizyon ile ilk tanışmam bu şekilde oldu.
Rus filmi seçimimizi beğenmeyenler olabilir. O tarihte Kars'a televizyon yayını yoktu.
Mecburen Rus televizyonunu izlemiştik.
Bir kaç ay sonra TRT'nin paket yayınları başladı.
Bazı arkadaşlar paket yayın da ne? diye soracaklardır.
O tarihlerde TRT Ankara vericisinden yayın yapardı.
Programların bant kayıtları kara yoluyla Türkiye'nin diğer bölgelerindeki vericilere gönderilir.
Haftanın 2-3 günü diğer vericilerden bu programlar yayınlanırdı.
Bu yöntemle yayına paket yayın denirdi.
Kars merkezdeki apartman dairesinden yeni yapılan çimento fabrikası lojmanlarına taşınınca televizyon seyretme imkanımız kalmadı.
1975 yılında babam emekli oldu ve Ankara'ya taşındık.
Ankara'ya geldiğimizin haftasında babam emekli ikramiyesinin bir kısmı ile National marka siyah beyaz bir televizyon aldı.
Artık bizde zenginler sınıfındaydık :)
Hergün akşam, hatta pazar günleri tüm gün televizyon izleyebiliyorduk.

Ankara'da hemen herkesin evinde televizyon olduğunun farkına vardığımda çokta zengin olmadığımızı anladım.

1973 yılında Ünye'de ikamet ederken, babam Ankara'da (Başkent öğretmen evinin karşısındaki Tusso konutları) bir yapı kooperatifine üye olmuştu.
1975 yılında emekli olduğunda Ankara'ya yerleşmeyi hedefliyordu. Yapı kooperatifi evleri 1975 yılında teslim edecekti.
1975 yılında emekli olup Ankara'ya taşındığımızda kooperatif inşaata başlamamıştı.
1979 yılında kiracısı olduğumuz evin sahibi yurda kesin dönüş yapacağını belirtince, halen inşaatı başlamamış olan kooperatifte birikmiş olan parayı çekip, üstüne bir miktar daha koyarak,
Demetevlerde 12 katlı bir GECEKONDUDAN bir daire satın aldık.
(İsmine bakıp gecekonduların bir gecede yapılan evler olduğu sanılmasın, gecekondular imar izni olmayan arazilere yapılan binalardır.)

Artık bir ev sahibi olarak Türkiye'nin zenginleri arasında yerimizi almıştık.

Sözü uzatmayalım...
Kızkardeşim, iki oğlu, annem ve ben olmak üzere 5 kişilik bir aileyiz.

2001 yılında ilk defa birinci el bilgisayarımı aldım. (O güne kadar hep ikinci el bilgisayar kullanmıştım.)
Büyük yeğenim Meslek lisesi bilgisayar bölümünde okumaya başlayınca mecburen ikinci bilgisayarı aldık.
Üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümüne başlayınca mecburen bir  diz üstü aldık, eski bilgisayarını da liseye giden kardeşi kullanmaya başladı.
Ben 12 yıl önce aldığım emektarı bozulan parçaları yenilemek suretiyle kullanmaya devam ediyorum.
Özetle evimizde aktif çalışır durumda 3 adet bilgisayar mevcuttur.

1 sabit telefon hattı, 1 ADSL hat, 5 cep telefonu olmak üzere toplam 7 adet telefon hattımız ve 6 tane telefonumuz mevcut.
(Benim ve annemin cep telefonu nadiren açık olur. Hattın kapanmasına engel olacak kadar TL yüklenmektedir.)

1 adet büyük ekran, 1 adet küçük ekran televizyon mevcut.
Bilgisayar ekranına bağlanarak televizyon işlevi gören aleti de hesaba katarsak 3 adet televizyonumuz mevcut.

Biri bozuk olmak üzere iki adet TAM OTOMATİK çamaşır makinemiz mevcut.
Biri emekliye ayrılmış, biri faal olarak kullanılan iki adet buzdolabımız mevcuttur.
Bir adet bulaşık makinemiz mevcuttur.
4 adet banka kartı, iki adet kredi kartımız mevcuttur. (Bayramdan sonra bir adet daha banka kartı almak zorunda kalacağız.)

TÜRK-İŞ verilerine göre hane gelirimiz AÇLIK SINIRININ ALTINDADIR.

Açlıktan ölmemek için ACİL YARDIMA ihtiyaç hissetmekteyiz. :)

2014 yılı başında emekli olarak, sıcak su kaplıca imkanından yararlanabileceğim bir dağ başında, TOKLUK SINIRINDA, münzevi bir hayat yaşamayı hayal ediyorum.

Açıklamalarımdan sonra cevabını merak ettiğim sorulara geçmek istiyorum.

Gününümüzde
1) Zorunlu ihtiyaçlar nelerdir?
2) Sosyal ve kültürel ihtiyaçlar nelerdir?
3) Lüks ihtiyaçlar nelerdir?

Çevrimdışı alper bocut

  • B Grubu
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 01 Ağu 2012 12:14:08
Turgut Bey yaptığınız bu analiz için teşekkür ediyorum ve aynen katılıyorum.Maalesef insanlarımız doymak bilmiyor ve hep daha daha diye inliyor.Her şeyin başı şükür olmalıdır.Karşıyı eleştirirken biraz da kendimize ve yaşantımıza dönüp bakmalıyız.Şunu unutmayalım o özendiğimiz Avrupa bizden daha az lüks yaşıyor.Pazara çıkıyoruz poşetleri taşıyamıyoruz.Markete giriyoruz yine öyle.Herkeste en son model cep telefonları.Arabalar lüks.Çoğumuzun evi var.Allah bereketini artırsın.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 01 Ağu 2012 17:19:51
  turgutkuzan hocam,birçok konuda müsrif davrandığımız eleştirisine katılıyorum.Ancak şunu da unutmamak gerekir ki gelirler adilce paylaşılmıyor.Yurdumuzda vergilerin %70'i dolaylı vergilerden oluşuyor.Vergi kaçağı ile ilgili bilgileri sayın bakanlarımız açıklıyor.Çok kazanan birçok insanın vergi kaçırdığı bir ülkede elbette asgari ücretli, kendisinden vergi alınmasını eleştirecektir.
  Bir hurmadan günlük kaç kalori enerji alınabilir ve bir insanın günlük kalori ihtiyacı ne kadardır?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Ağu 2012 10:32:06
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Bir hurmadan günlük kaç kalori enerji alınabilir ve bir insanın günlük kalori ihtiyacı ne kadardır?
Hayırlı günler dilerim.

Aşağıdaki bilgiler çeşitli vesilelerle elde etmiş olduğum, genel kültür bilgileridir.
Bu bilgilerin topluca bulunabileceği bir kaynağa sahip olmadığım için yazacaklarım için kaynak gösteremiyorum.
Yazdıklarım okunurken bu hususa dikkat edilmesini önemle rica ederim.

1) Yaşamak için kalori almaya ihtiyacımız olduğu inancı bir ÖN YARGIDIR.
Organlarımızın çalışması için hava gereklidir. Bunun dışında vücuttaki su dengesinin muhafaza edilmesi yeterlidir.
Ek olarak besin almaya gerek yoktur.

2) Kalori ihtiyacı vücuttaki yağ oranı ile doğru orantılıdır.
Bu nedenle her insan için geçerli olabilecek bir kalori miktarı söylemek mümkün değildir.
Bazı perhiz yöntemleri ile vücuttaki yağ miktarı asgariye hatta sıfıra düşürülebilmektedir.
Vücuttaki yağ miktarı sıfır olduğunda kalori ihtiyacı ortadan kalkar.

Muhtelif kaynaklarda 40-60 günde iftar yapan peygamberler ve evliyalar olduğu bilgileri mevcuttur.
Hatta Peygamber Efendimizin "Zemzemden başka yiyeceğim olmadığı halde Kabe'yle örtüsü arasında kırk gün kırk gece kaldım", buyurduğunu Ebu Zer (r.a.) Buhari ve Müslim'in sahihlerinde rivayet ediyor.
(Araştırmalarımda bu hadise ulaşamadım. Bu nedenle hadisin doğruluğunu teyid edemedim.)

Tibet'te İslam'ın az yemek, az uyku, az konuşma tavsiyesine uygun olarak yaşayan, savunma sporları ile uğraşan kişiler mevcuttur.

Şu iki linkteki bilgiler yazdıklarımı teyid eder niteliktedir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ağu 2012 14:44:55
  Bahsettiğiniz Hadis-i Şerifi ben de okumuştum daha önce.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ağu 2012 21:43:19
  TÜRK-İŞ'in yaptığı araştırmaya göre
  Temmuz 2012 tarihi itibariyle DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK GIDA     HARCAMASI   (AÇLIK SINIRI) 919,48 TL' imiş.
Temmuz 2012 tarihi itibariyle  DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK ZORUNLU HARCAMASI (YOKSULLUK SINIRI) 2.995,04 TL' imiş.
  
 turgutkuzan hocam Türk-İş'in araştırmasını eleştirmiş ve örneklerle insanların daha az gıda ile yaşayabileceklerini iddia ediyorsunuz.Doğrudur insanlar daha az gıda ile yaşamlarını sürdürebilirler.Ancak sizin vermiş olduğunuz linkte bile bir insanın 15 hurma yiyerek günlük demir ihtiyacını karşılayabileceği belirtilmiş.
  
  Bu bir yaşam biçimidir.Az yiyerek yaşayanlar üzerinde bilimsel çalışmalar tamamlanmış mıdır bilmiyorum.Çok yemenin az yemeye göre daha sağlıksız olduğu da kesindir.Ancak bütün bunlar insanların günlük  3 tane hurma yiyerek sağlıklı olabilecekleri tezini ne kadar destekler bilmiyorum.

  İşçi ve diğer çalışanların temsilcileri ülkenin büyümesinden kendi paylarına düşeni almak için uğraşacaklardır.Bizim asıl tartışmamız gereken konu vergi kaçağının giderilerek öncelikle asgari ücretten vergi alınmaması ve asgari ücreti aşan maaşların da asgari ücret kadar kısmının vergi dışı tutulmasıdır.Gazetelerin ekonomi haberlerine göre çok kazanan pek çok meslek sahibi asgari ücretli kadar vergi ödememektedir.Asgari ücretten vergi kesilmesin,onlar da bahsettiğiniz harcamanın dışındakileri gıda hariç diğer harcamalarına ayırsınlar.

 Biz de asgari ücretliler gibi,işçiler gibi ücretli kesimi oluşturmaktayız.Diğer ülkelerde karşılaştırıldığında,satın alma gücü  paritesine göre bizler düşük ücret almaktayız.
 

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ağu 2012 21:48:47
  Şu anda ekonomisi iyiye gitmeyen,Yunanistan,İspanya gibi ülkelerde açlık sınırı ne kadardır?Oralarda bir işçi maaşıyla kaç kilo et,süt,kaç litre benzin alabilmektedir?Asıl tartışmamız gereken konu budur.

  Şunu da belirtmek isterim:Eğer ekonomik kalkınma kişilerin yaşamına,refahına yeteri kadar yansımıyorsa istediğimiz kadar bilgi verelim inandırıcı olmayacaktır.Çünkü en iyi öğrenme şekli yaşayarak öğrenmedir.

Çevrimdışı melike_snf

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.178
  • 12.297
  • Müdür Yardımcısı
  • 5.178
  • 12.297
  • Müdür Yardımcısı
# 02 Ağu 2012 21:53:23
Günümüzde tokluğun sınırı yok ne yazık ki...

Bana göre maddiyata dayalı zorunlu ihtiyaçlarımız; yeme-içme,giyinme ve barınmadır.

 Sosyal ve kültürel  ihtiyaçlarımız ise; sinema,tiyatro,konser,kitap okuma gibi faaliyetlerimizdir.Zorunlu ihtiyaç olmasa da çok önemlidir kişisel gelişim için...

   Lüks ihtiyaçlarımız ise; teknolojinin getirdiği son moda aletleri kullanmak(araba,bilgisayar,telefon vb.),son moda kıyafetler giymek vb.dir.Yani kısaca modayı takip etmektir.

      Maslow'un hiyerarşisi gibi bir basamağı tamamladığımızda gözümüz diğer basamağa kayıyor ve hep daha fazlasını istiyoruz ve bazen aşırıya kaçıp müsriflik yapıyoruz.

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ağu 2012 21:59:41
 melike_snf öğretmenim yazdığınız bilgiler doğru ancak gelişememiş bir ülkede zorunlu ihtiyaçlar bile tam karşılanamayabilir.Önemli olan bizim toplam üretimden ne kadar pay aldığımız ve gelirlerin adil dağıtılması,vergi ve elektrik kaçağının önlenmesidir.Vergi ve elektrik kaçağının yükünü de biz ücretliler çekmekteyiz.

Çevrimdışı omer68

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.202
  • 2.957
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.202
  • 2.957
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 02 Ağu 2012 22:04:07
3-5 hurmayla idare edenler kimlerdi? Onlar hayatı boyuncamı günlük 3-5 hurmayla idare ettiler. O zamanın idarecilerinin mal varlığı nelerdi? Şimdiki idarecilerin mal varlığı nelerdir? bunun kıyaslaması neden yok? O zamanın gönül erlerinin, kanaat önderlerinin malları, mülkleri, sahip olduğu şahsi eşyaları, yaşantısı nelerdi? Şimdiki sözde gönül dostları, gönül sultanları, kanaat önderleri ne derseniz artık onların yaşantısı, elinde bulundurduğu imkanlar nelerdir? Sadece zavallı vatandaşın kıyaslaması yapılmış. Atalarımız "Balık baştan kokar." demiş. Önce halka örnek olan kişiler yaşantısıyla, sözleriyle, tavırlarıyla örnek olsun. Kendileri kepçeyle değil, kazanla götürürken,vatandaşa damlayı bile çok görüyorsa, vatandaş buna isyan etmekte haklıdır. Bakın doğuda şehit olan askerlere...

Çevrimdışı melike_snf

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.178
  • 12.297
  • Müdür Yardımcısı
  • 5.178
  • 12.297
  • Müdür Yardımcısı
# 02 Ağu 2012 22:05:39
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
melike_snf öğretmenim yazdığınız bilgiler doğru ancak gelişememiş bir ülkede zorunlu ihtiyaçlar bile tam karşılanamayabilir.Önemli olan bizim toplam üretimden ne kadar pay aldığımız ve gelirlerin adil dağıtılması.

   Haklısınız öğretmenim,bu ülkede sosyal ihtiyaç nedir bilmeyen,zorunlu ihtiyaçlarını bile yeterli düzeyde karşılayamayan bir çok insan yaşıyor.Bunun sebebi de dediğiniz gibi adaletsiz gelir dağılımı.


   Yaşadığım şehirde tedaş yetkililerinin fatura kesmeye giremediği semtler var.İşte onların parasını da bizim faturalara yansıtıyorlar...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 03 Ağu 2012 18:55:28
Hayırlı günler dilerim.

Yapılan yorumlara teşekkür ederim.
Yorumlarda dikkatimi çeken bir kaç hususu paylaşmak istiyorum.

1) 2012 Ocak ayından beri TRTOKUL kanalında "Kendimi Tanıyorum" programını izliyorum.
Programı izledikçe toplum olarak kendimizi tanımadığımız / tanımak için gayret sarfetmediğimiz inancım kuvvetleniyor.
Programda en çok vurgu yapılan husus sürekli sorumluluklarımızdan kaçtığımız hususudur.
Toplum olarak her olumsuz durumdan başkalarını sorumlu tutmak eğilimindeyiz.
Olumsuz durumdaki kendi sorumluluğumuzun FARKINA varamıyoruz.

2) Forum üyelerinin hoşgörüsüne sığınarak bir atasözümüzü hatırlatmak istiyorum.
"imam osurursa, cemaat sıçar."
Bu atasözünü tersinden okumayı tercih ediyorum.
Ortalığı berbat etmiş bir cemaatin, imamın gaz çıkarmasından şikayet etmeye hakkı olabilir mi?

3) En’am Suresi 129. ayette şöyle buyrulmaktadır : (Diyanet İşleri Yeni Meali)
"İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz."

Gelir dağılımındaki adaletsizliği bu ayet ışığında değerlendirmek faydalı olacaktır.

4) İnsan fıtratı hakkında bilgi sahibi olanlar veya kendini tanıyanlar gelirde adalet sağlanması durumunda şikayetlerin ortadan kalkmayacağını / azalmayacağını bilirler.
İnsanoğlu gelir seviyesi ne olursa olsun, gelirinden şikayet etmek eğilimindedir.

5) Nimeti artıran, lezzeti lezzet yapan şükürdür.
Şükretmek yerine şikayet edenler sahip olduklarından da mahrum kalırlar.
İnsanlar, maddi durumları itibari ile kendilerinin altındakilere, manevî yönleri ile de üstündekilere bakmalıdır.
Birincilere baktıkça şükredecek, ikincilere baktıkça daha güzel hâle gelebilmek için gayretini artıracaktır.
Hakikî saadet bundadır. 

Çevrimdışı bekir7133

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.785
  • 9.880
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Ağu 2012 19:09:20
   turgutkuzan hocam,elbette elimizdeki nimetlere şükredeceğiz.Benim asıl şikayetçi olduğum konu asgari ücretli kadar bile vergi ödemeyenlerin bunun kat kat fazlası ile lüks içinde yaşamalarıdır.Bunun manevi nedeni olduğunu yazmışsınız.Elbette bunu göz önünde bulunduracağız ama maddi nedenleri de yazağız,çevremizi bu konularda aydınlatacağız.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 03 Ağu 2012 21:06:44
Koç ölmeden önce sabah kahvaltısında bi dilim kepek ekmek bir dilim peynir vb yiyormuş diye duymuştum. Bugün de zengin olup da hastalık, diyet vb sebeplerle az yiyor insanlar.
Demem o ki mide üç aşağı beş yukarı aynı mide :) Dünya malı dünyada kalır...

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 03 Ağu 2012 21:12:56
Ayrıca gözü dönmüşçesine yiyen insanlara sinir oluyorum.
Lokmasını yutmadan ikinciyi alanlara.
Turgutkuzan forumdaşımızın söylediğine örnek olur mu bilmem ama bir iki yıl önce sadece güneş ve su ile beslenen bir adam göstermişlerdi. Tamam aç kalmayalım ama o da lazım bu da lazım diye diye ha bire pişirip pişirip atıyoruz.
Yemek programları hele çılgınlaştırdı insanları. Yok ara sıcak, beri soğuk bilmem ne. Altı üstü 3-4 kişilik aileler masada envai çeşit yemek.
Asgari ücretle ,tek maaşla geçim ayrı bir sorun. Dramatik bir süreç hatta bence. Ama biliyor musunuz az ve öz yiyerek bizden daha doğru besleniyorlar gibime geliyor...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK