Toplumumuzda Hangi Değerlere Öncelik Verilmesi Gerekir?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
09 Nis 2014 19:33:20
Toplumumuzda hangi değerlere öncelik verilmesi gerekir?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

"Öğretimin ön planda olduğu toplumumuzda EĞİTİMİ ÖN PLANA çıkartmaktır."
tanımlaması çerçevesinde belirlediğim amacıma uygun olarak öncelikli olarak, toplumumuzun zayıf halkası olarak gözlemlediğim "Duygular" konusunda araştırmalar yaptım.
Araştırmalarım çerçevesinde 250 civarında kavram hakkında derlediğim bilgileri  750 sayfalık e-kitap olarak (inşallah yarın) web sitemde paylaşacağım.

Amacım çerçevesinde ikinci adım olarak "Değerler" konusunu araştırmaya başladım.
İnsani Değerler Derneği'nin ( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )  tesbit ettiği şu değerler çalışmalarımın başlangıç noktasıdır:
  • SEVGİ
  • SAYGI
  • YARDIMLAŞMA
  • HOŞGÖRÜ
  • ADALET
  • AHLAK
  • BİLGİ
  • BİLİM
  • DEMOKRASİ
  • DİN
  • DÜŞÜNCE
  • EMEK
  • EVRENSEL HUKUK
  • İNANÇ
  • İNSAN HAKLARI
  • KÜLTÜR
  • MERHAMET
  • ÖZGÜRLÜK
  • SANAT
  • ŞEFKAT
  • VEFA

İnsani Değerler Derneği'nin yol haritası şu başlıkları içermektedir:

1- AİLE VE İNSANİ DEĞERLER
2- EĞİTİM VE İNSANİ DEĞERLER
3- SİYASET VE İNSANİ DEĞERLER
4- ÇALIŞMA HAYATI VE İNSANİ DEĞERLER
5- MEDYA VE İNSANİ DEĞERLER
6- GÜNLÜK HAYAT VE İNSANİ DEĞERLER
7- İNSANİ DEĞERLERLE İLGİLİ TASNİF ÇALIŞMALARI VE PROJELER
8- ÖZEL ÇALIŞMA KURULLARININ PROJELERİ
9- ÖRGÜTLENME VE GELİŞME

İnsani Değerler Derneği'nin yol haritasında EĞİTİM VE İNSANİ DEĞERLER başlığı altında şu açıklama mevcuttur:

2- EĞİTİM VE İNSANİ DEĞERLER
 
“Eğitimin bir kanadı aklın bilgi ve beceri ile donatılması ise, eşit önemdeki diğer kanadı da kalbin erdem ve insani değerlerle işlenmesidir.”
 Prof. Dr. Yunus ÇENGEL
 
Zamanımız; insanlığın aktif ve dinamik bir hayatı taşımak ve taşıdığı bu hayat yükünün gereğini de temsil etmek idrakinin insana hükmettiği bir dönemdir. Eğitimin bu eksende rolü; insanın kendini temsil etmek donanımını ve hareketliliğini insana taşımaktır. Bu anlamda günümüz eğitim anlayışını ve yarınların eğitimde gelişim yönünü kurgulamakla ilgili temel kotlar (temel ile zemin arası);
  • Zamanı ve mekânı iyi okuyan,
  • Kendini üreten,
  • Özünü geliştiren,
  • Evrensel yeterliliğe sahip,
  • Gelecek zamanların belirleyicisi,
  • Yeterlilikleri – temsil kabiliyetli insanı donatma genel amaçlı olmalıdır. Hareketli ve çok yönlü bu sistemin ürünü olarak;
  • Söyledikleri ile aklı,
  • Düşündükleri ile kalbi,
  • Duydukları ile dili,
  • ayrıştırmayıp, bütünleyebilen kısaca; Ne istediğini bilen, fark eden- fark edilmek istenen, birbirlerini değerli gören
bireye ulaşmak olacaktır.
Bu birey, İNSAN tarifine göre değerlendirildiğinde “dünyaya başıboş olarak gelmeyen ve ilahi bir tasarrufa konu olan insan, kâinatta kendine has üstün bir mevkiin sahibi kılınmıştır. Onun bu üstünlüğü maddi ve manevi yapısındaki özelliklerinden ileri gelmektedir. İstidat ve kabiliyeti bakımından hiçbir varlık ile kıyaslanamaz.
Eğitim işine, eğitim organizasyonuna bu açıdan bakılarak hizmet “dikene bakınca gülü görebilmeyi, hayatın parçası haline getirebilme kazanımı olarak bireye sunabilmelidir.”
Bu nedenle;
Eğitim; gayesizlik ve ruhsuzluktan çıkarılıp rasyonel bir zemine oturtulmalı, her aşamada ne yapıldığı, ne hedeflendiği, hedefe ne ölçüde ulaşıldığı sorgulanmalıdır.
Okullar; beyinleri formatlama ve bilgi yükleme merkezleri olmaktan çıkarılıp, ahlaki ve insani değerlerin etkin olarak yaşatıldığı mekânlar haline getirilmelidir.
Bu anlamda öğrenme süreci, esnek geçişlerin sağlandığı, esnek zamanlı bir yapıya kavuşturulmalı, esnek muhtevalı programlar düzenleyerek, yeterliliğe dayalı öğrenme yaklaşımı öne çıkarılarak bireyin geleceğini mutlu kılan bir anlayışın hâkim unsuru haline getirilmelidir.
Kısaca” hangi bilgileri bireye kazandıralım” kaygısını geçerek “bireyin hangi donanımlara sahip olması gerekliliği faaliyeti ile meşgul olunması” yani bireyin üst düzey düşünme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenmelidir.
Bu aşamada; eğitim- öğretim kavramları insanın “beşikten mezara kadar” geleceğe açılma hayat tarzı olarak algılanmalı, bu rolün disiplini ise her türlü aşırılığı kaldıracak, mantık ve hikmeti hâkim unsur haline getirmek “aklın ve gönlün uyumunu sağlamak” olacaktır.
Yani yenileşmeye daima arzulu bir vasfa sahip insanın “teceddüt/kendinden öncekileri geçmek aşmak arzusu” bu disiplinlerle düzenlenmeli, özetle biyolojik insanı içtimai insan haline getiren eğitim-öğretim organizasyonu gereğince kurulmalı, bu organizasyonlar insana “adalet ve ittifak tesanüt ve muhabbet, dayanışma ve paylaşma, uhuvvet ve kardeşlik, sulh ve barış vb. erdem değerlerini yansıtmalıdır.
Söz edilen yaklaşımlardan hareketle eğitim-öğretim pedagojik yaklaşımın “gönüle ve iradeye” hitap edecek formlarla donatılarak bu iki bileşeni çatışmanın-ayrışmanın değil konuşmanın –kaynaşmanın sebebi kılmak bu yolla da hakikatin ortaya çıkarılmasına kuvvet veren vicdan ve aklın aydınlatıcı unsuru haline getirmek prensipleştirilmelidir. Böylece de eğitim “ maddi menfaat /beklenti düşüncesinden önce ilim-hikmet sevgisine ve hamiyet duygusu”na hizmet etmelidir. Çocuklarımıza çok para kazanmaları için doktor, mühendis olmayı değil, insanların acılarını dindirmeleri, dertlerine derman olmaları, insanlık için güzel ve faydalı projelere imza atmaları için doktor ve mühendis olmaları hedef olarak gösterilmelidir. Çünkü ilmin, eğitimin insanlığa faydalı olabilmesi menfaat düşünce ekseninden uzak ilme-eğitime bağlanma şartına bağlıdır.
İnsandaki benlik sevgisi bu yaklaşım ışığında gerçekçi terbiyeyi görmezse kendini merkez kabul eder, mesuliyet hissi ile tanışmamış bir şahsiyet olur.
Böyle bir şahsiyet modeli de toplumsal/insaniyet yıkılışının sebebi olur.
İlim, fikir ve vicdan değerleri bu genel mantık ekseninde algılanmalı, bu değerler eğitimde hakim değerler olarak desteklenmeli-beslenmeli, eğitime ve eğitimciye bu rol yüklenmeli, eğitim kurumları, eğitim kurgu ve kuramları bu anlamda tanzim edilmelidir.
Zira; eğitime yüklenen roller değişmiş modern dünyada yaşanan baş döndürücü değişim, bireyin,toplumun-ulusların değişime taşınması rolü de bütün unsurları ile eğitime yüklenmiştir.
Bu zorunlu akış tek bir işe yönelik, tek bir alanla yetinen insan eğitimi yerine hayatın her alanıyla ilişkilendirilebilecek esneklik yeteneğine sahip insan eğitimini öne çıkarmıştır.
Artık, eğitim ve eğitim organizasyonları “bireyleri geleceğe hazırlama yüksek iddiası önceliğinden vazgeçip, yaşanan anda var olanları algılama, problemleri çözme üzerinde odaklanarak eğitimi yaşanan hayatla buluşturma önceliğini öne çıkarmak durumundadır.
Artık; eğitim ve eğitim politikacılarının, bireylerin gelecekleri endişesi kaynaklı hayattan kopuk, gelecek disiplinli eğitim planlaması, kurgulaması yerine “bireylerin hayat boyu -beşikten mezara- öğrenme yetisini harekete geçirici” eğitim planlanması/ kurgulamasına yönelmeleri insanın ve insanlık ailesi cemiyetin müşterek hukukunun icabıdır.
İnsani Değerler Derneği, eğitim-öğretim kurumlarının değerleri yaşanabilir hale getirebilen en önemli kurumlar olduğu bilinci içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer eğitim kurumları ile çok yakın çalışma ve işbirliği içinde olacaktır.
Bu konuda ilk olarak okullar ve iller arasında “İnsani Değerler” konulu kompozisyon, şiir, hikaye ve resim yarışması için hazırlamış olduğu “Özel Yarışma Şartnamesi Taslağı” nı Milli Eğitim Bakanlığı’na sunmuştur.

Yukarıdaki açıklamaları da dikkate alarak, toplumumuzda öncelik verilmesi gerektiğini düşündüğünüz değerler hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.885
  • 227.950
  • 28.885
  • 227.950
# 11 May 2014 20:07:44
Önce maneviyat olmalı.
Ahlakı,edebi olmayan nesil profesör olsa ne çıkar?

Çevrimdışı adnanok03

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 30
  • 438
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 30
  • 438
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 May 2014 14:27:51
eğitimde önce insan olduğunu hissettirmeli ve karşısındaki kişilerin de aynı  kendisi gibi bir insan olduğunu bilmeli ona göre hareket etmeli tabi bizlerde onun küçük yada çocuk olduğunu değil önce birey olduğunu kabil etmeliyiz

Çevrimdışı alper bocut

  • B Grubu
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.155
  • 2.983
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 May 2014 13:34:59
Maneviyat ve saygı.

Çevrimiçi esme66

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.484
  • 3.499
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.484
  • 3.499
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 19 May 2014 13:48:08
her şeyde insani değerler, ahlak...

Çevrimdışı nalan44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 120
  • 152
  • 120
  • 152
# 19 May 2014 23:15:16
Her kötülüğün başı yalan.Önce yalanı çıkarmalıyız hayatımızdan.

Çevrimdışı arıpınar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.506
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.506
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 May 2014 23:45:24
İnsana İnsan Gibi Değer Vermeyi Öğrenmemiz Gerek

Çevrimdışı duru81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.086
  • 1.198
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.086
  • 1.198
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2014 12:02:53
duyarlılık olmalı bir insanda,empati kurabilmeli,bencillikten uzak olmalı,böyle olan insanlar iyi bir eş,iyi bir baba ve anne olabilirler bence,evlatlarını da böyle yetiştirirler....

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 06 Haz 2014 12:19:44
Değer göreceli bir olaydır.Ve son yıllarda değerlerimizde bir değişim olmaktadır.Eğer siz toplumun yaklaşımını ve anlayışını anlayamıyorsanız, o toplumun bir bireyi olmaktan uzaklaşmışsınız demektir ya da o toplum, sizin, içinde rahat hareket edemeyeceğiniz ya da benimseyemeyeceğiniz kadar değişmiş demektir.

Yukarıdaki saydığınız değerlerin çoğu değişime ( erozyona siz buna ister toplumsal erozyon ister kültürel erozyon veya ahlaki erozyon deyin )
 Ekonomisi  güçlü olmayan ülkelerde ahlaki ve insani değerlerde bir düşüş vardır.

 Karl Marxsın şu sözü " paran kadar insansın ve değerin vardır " ülkemizdeki bazı uygulamaları görülmektedir .
Taşeron sistemi
Askeri ücretli sayısının genel nufüs oranının yarısını geçmesi.


En basiti parayla oy alınıp satılıyorsa bu ülkede hangi değerler göz önünde bulundurulabilirki...

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 06 Haz 2014 13:15:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Değer göreceli bir olaydır.Ve son yıllarda değerlerimizde bir değişim olmaktadır.Eğer siz toplumun yaklaşımını ve anlayışını anlayamıyorsanız, o toplumun bir bireyi olmaktan uzaklaşmışsınız demektir ya da o toplum, sizin, içinde rahat hareket edemeyeceğiniz ya da benimseyemeyeceğiniz kadar değişmiş demektir.

Yukarıdaki saydığınız değerlerin çoğu değişime ( erozyona siz buna ister toplumsal erozyon ister kültürel erozyon veya ahlaki erozyon deyin )
 Ekonomisi  güçlü olmayan ülkelerde ahlaki ve insani değerlerde bir düşüş vardır.

 Karl Marxsın şu sözü " paran kadar insansın ve değerin vardır " ülkemizdeki bazı uygulamaları görülmektedir .
Taşeron sistemi
Askeri ücretli sayısının genel nufüs oranının yarısını geçmesi.


En basiti parayla oy alınıp satılıyorsa bu ülkede hangi değerler göz önünde bulundurulabilirki...
bu kadar güzel anlatılabilir ancak ....

Çevrimdışı özi67

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.058
  • 11.019
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.058
  • 11.019
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2014 13:16:58
Edep ve haya...

Çevrimiçi nagihan_efe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.266
  • 1.104
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.266
  • 1.104
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2014 13:19:23
saygı ve ahlak..

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2014 13:25:15
İnsanları sevip ve saymaya.

Çevrimdışı birgün birçicek

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 310
  • 4.570
  • 310
  • 4.570
# 06 Haz 2014 13:30:36
kabul etmeye.....olduğu gibi.............

Çevrimdışı metalmania

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.428
  • 3.825
  • 2.428
  • 3.825
# 06 Haz 2014 13:35:28
öncelikle "değer"kelimesinin etimolojik olarak kökeni anlaşılmalı,anlaştırılmalı ardından ontolojisi  ortaya konmalı,bu aksiyomlar tamamlandıktan sonra "değerler"den bahsedebiliriz. ;)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK