Turgut Kuzan kardeşim. Size öncelikle meal programınız için teşekkür ederim. Sizi bir kardeşiniz olarak 2 konuda haddime düşmeyerek uyarmak isterim.
Birincisi bize böyle güzel bir program verdiniz. Ama kimseden bunun için övgü beklemeyin. Ve eleştiri için de şikayet etmeyin.
Yaptığınız bu güzel yardımı sadece Allah için yapın. Ve diğeri de kimsenin müslümanlığını sorgulamayın. Bu sadece Allah'a düşer.
Umarım kardeşinizin bu uyarısını hoş görürsünüz. iyi akşamlar.
Uyarınız için teşekkür ederim.
1) Rabbim kusurlarımı affetsin. Mesajlarımı takip edebiliyorsanız, kendimi bol bol övdüğümü farketmişsinizdir. Başkalarından övgü beklemek gibi bir alışkanlığım yoktur.
Tüm güzel vasıflarımın bir sahibi var, kendimi överken, güzel vasıflarımın asıl sahibini övdüğümün bilincindeyim.
Başkalarının beni (güzel vasıflarımın sahibini) hakkıyla övemeyeceğine inanırım
2) Sadaka verirken kullanılan, birbirinin zıddı gibi görünen iki ayrı yöntem mevcuttur. Her iki yönteminde ayet ve hadislerde delili mevcuttur.
Yöntemlerden biri, sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek şeklinde tanımlanan sadakanın gizli verilmesi yöntemidir.
Diğer yöntem, teşvik edici olmak amacıyla sadakanın aleni olarak verilmesidir.
Kişiler her iki yöntemi de uygun gördükleri şekilde kullanabilirler.
Gizli verdiğim sadakalar olmasına rağmen, genellikle teşvik etmek amaçlı olarak sadakalarımı aleni vermeyi tercih ederim.
Sözlerin kullanılmasında da birbirinin zıddı gibi görünen yöntemler kullanılabilir.3) Unutmayın ki;
Sizin düşündüğünüz ile, karşınızdakinin duymak istediği,
Sizin söylemek istediğiniz ile karşınızdakinin duymak istediği ve duyduğu,
Sizin söylediğinizi sandığınız ile, karşınızdakinin anladığını sandığı ve anladığı arasında FARKLAR vardır.
Yine unutmayın ki;
Söyledim demeniz, duymuş olduğu anlamına gelmez,
Duymuş olması, doğru anladığı anlamına gelmez,
Hak vermiş olması, inanması anlamına gelmez,
İnanmış olması, uygulayacak anlamına gelmez,
Uygulamış olması, sürdüreceği anlamına gelmez.
Yazdıklarıma yüklediğim anlam ile okuyanların anladığı arasında farklar olabilir. Yazdıklarımı okuyanların farklı anlam çıkardıklarını fark ettiğim zaman, yazılarıma eklemeler yaparak gerekli açıklamaları yapıyorum.
Cümlelerinizden kişileri,
KENDİLERİNİ SORGULAMAYA teşvik etmek amacıyla yazmış olduğum cümlenin, başkalarını sorgulamak şeklinde algılandığı izlenimini edindim.
Yazdıklarımda alıntılar dışında kişiye hitap yoktur. Bu nedenle başkalarını sorgulamak şeklinde bir anlam çıkarılamaması gerekir.
Reha Muhtar'ın Prens Charles'i, Diyanet İşleri Başkanının Reha Muhtar'ı sorguladığı düşünülebilir.
Konuya dikkat çekmek için yaptığım alıntının beni bağlamaması gerekir.
4) 4-5 yıl kadar önce, benden 4 yaş küçük bir bayanla e-posta haberleşmesi yapıyordum. Bir bayanla iletişim içinde olup da, hava atmamak olur mu?
Mesajlarımdan birinde, kişilerin Kur-an Meali okumadıklarından, daha önce iki-üç meal okuduğumdan, halen bir hadis kitabı okuduğumdan, hadis kitabını bitirince bir Kur-an tefsiri okumak düşüncesinde olduğumdan bahsederek hava atmak istedim.
Cevap mesajından, 6.000 sayfalık bir eseri okumuş biri olduğu anlaşılıyordu. Ayrıca, tefsir olarak okumuş olduğu eseri okumamı tavsiye ediyordu.
Tavsiye ettiği eseri, tefsir tanımlaması içinde değerlendirmiyordum. Ayrıca eserde kullanılan dil oldukça ağırdı.
Bu eseri okuyup, anlamak için ayırmam gereken zamana değmeyeceğini ve eseri tefsir olarak görmediğim
MAZERETLERİNİ beyan ederek eseri okumak istemediğimi anlatmaya çalıştım.
Eserin FARKLI bir tefsir olduğuna ikna edecek özellikler içeren mesajında, kendisinin benden küçük olduğunu hatırlatarak ve BAYAN olduğu halde eseri okuduğunu ve anladığını beyan etmesi, sözlerine cevap bulmamı güçleştirdi.
(Mesajda erkeklerin, bayanları zayıf karakterli kişiler olarak görmelerine vurgu yapılmıştı. Zayıf karakterli insanlar 6.000 sayfalık bir eseri okuyup bitiremezler.)
Sonraki mesajlarında tabir caiz ise ağzımdan girip, burnumdan çıkarak eseri okumak konusunda beni ikna etmeyi başardı.
Başlangıçta eserin temelini teşkil eden 1.000 sayfalık bölümünü okumak düşüncesindeydim.
Bu şekilde eserin tamamı hakkında bir fikir sahibi olacağıma inanıyordum. Muhatabım olan bayanın da, söyleyecek sözü kalmayacaktı.
18 ayın sonunda 6.000 sayfalık eserin tamamını okuyup bitirdiğimde, bayan ile iletişimimiz kesilmişti ve eseri okumam için yaptığı ısrarlar için, gıyabında kendisine dualar ediyordum.
Zaman zaman eserden tekrar tekrar bölümler okuma ihtiyacı hissediyorum ve okumaya devam ediyorum.
Eseri okumam için yapılan ısrarlar esnasında
sorgulama içerikli, gururumu kıracak sözler sarfedilmiş olduğunu hayal meyal hatırlıyorum.
İyi ki bu tür sözler sarfetmiş, yoksa bu güzel eseri büyük bir ihtimalle okumazdım.
5) Yıllardır geceleri kalkıp tesbih çekme adetim vardır. Nadiren de olsa, gece kalktığım zaman bilgisayar başına oturur, internete bağlanırım.
2-3 yıl önce yine böyle bir gece kalmış tesbihimi çekmiştim. Canım uyumak istemediği için bilgisayarımı açtım ve internete bağlandım.
O dönemde bilgisayarım açılır açılmaz MSN ye bağlanıyordu. MSN görüşmeleri yapmaktan hoşlanmıyorum. Genellikle MSN yi çevrimdışı kullanıyorum.
MSN listemde kayıtlı bir arkadaş gecenin bir vakti MSN açtığımı görünce hayret etti ve sebebini sordu.
Geceleri kalkma adetim olduğundan bahisle uyku tutmadığı için internete bağlandığımı ifade ettim.
- BEN DE namaza kalmıştım, yatmadan önce e-postalarımı kontrol etmek istedim.
şeklinde bir cevap yazdı.
Cevabından benim gece (TEHECCÜD) namazına kalktığımı sandığını anlamıştım. Halbuki geceleri kalkmama rağmen gece namazı kılmak aklıma bile gelmezdi.
MSN arkadaşımın kullandığı bu cümle, kendime neden gece namazı kılmıyorum sorusunu sormama vesile oldu.
O günden beri inşallah gece namazlarıma devam etmeye çalışıyorum. Takip eden günlerde
MÜZZEMMİL suresi 20. ayette
Gerçekten Rabbin,
senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir;
seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder.
Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun.
Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah'ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir.
Öyleyse ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin.
Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah katında bulursunuz.
Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
İNSAN suresi 26. ayette
Gecenin bir bölümünde O'na secde et ve geceleyin uzun uzadıya O'nu tesbih et.anlamında ayetlerin olduğunu FARK ETTİM.
Farz namazlardan sonra en makbül namazın gece namazı olduğunu öğrendim.
- BEN DE namaza kalmıştım, yatmadan önce e-postalarımı kontrol etmek istedim. - şeklinde mesaj yazan MSN arkadaşımdan Allah (c.c.) razı olsun.
Not: Mesajı yazan MSN arkadaşımın adını ve kim olduğunu bilmiyorum.