her bölümü bitiren öğretmenlik yapabiliyorsa ( çok şükür artık sadece ücretliye ve vekile izin var .ona bile izin verilmesin.ne okudu ise onunla ilgili çalışsın.) eğitim fakültelerini kapasınlar.90 lı yıllardaki gibi sokaktan geçeni öğretmen alsınlar.Eğitimin kaliteli olmasını istiyorsak herkes kendi işini yapsın iktisatçı ve açık öğretim mezunları gelipte öğretmenlik yapmasın.Zaten ücretli öğretmenlerde formasyonda aranmıyor.Formasyon öğretmenliğin temelidir.
Arkadaşlar öncelikle biz kendi mesleğimize sahip çıkalım.Ne kadar rahat söyleniyor ücretli öğretmende öğretmendir
dİye.Ücretli öğretmen idarelik bu görevi üstlenendir.(Eczanedeki iğne yapan kişi nasıl hemşire değilse )o hangi okulu bitirdi ise o mesleğe sahiptir.İktisat okuyup ücretli öğretmenlik yapıpta sağa sola ben öğretmenim diye afra yapan çok..
Kaliteli eğitim sadece kadrolu öğretmenle sağlanamaz...
Öğretmenlik, gönül işidir. Eğitim bir aşktır ve çoğu kişi bu aşkı bulamaz. Çoğu öğretmen bu işi sadece parasal getirisi olan bir iş olarak yapar. (Aslında bu sadece öğretmenlik için geçerli değildir. Diğer mesleklerde de bu çoktur maalesef.)
Şöyle nasıl bir öğretmen olunduğuna bakarsak, cevabımızı oradan almış oluruz sanırım. Şimdi ülkemizde çalışan (Sizin deyiminizle kadrolu kaliteli öğretmenlere) bir anket uygulayalım. Diyelim ki:
*Öğretmenliği niçin seçtiniz?
*Bugün daha yüksek ücret alacağınız bir iş bulsanız mesleğinizi bırakır mısınız?
*Öğretmenliği gerçekten isteyerek mi seçtiniz yoksa gönlünüzden başka bir meslek mi geçiyordu?
*Sizce öğretmenlik nedir? Nasıl tanımlarsınız?
Bu sorulara alacağımız cevaplar beni kesinlikle şaşırtmaz, çünkü çoğu kişi öğretmenliği sırf puanı bu alana tuttuğu için seçmektedir. Örneğin sınavlarda dereceye girip de öğretmenlik seçen kaç kişi gördünüz, duydunuz acaba? Ne hikmetse en yüksek alanlar hemen tıp, bazı seçkin mühendislikleri seçmektedir... Puanlar aşağıya düştükçe tercihler de değişmektedir ve bir noktada öğretmenlik seçilmektedir. Sizin deyiminizle can-ı gönülden öğretmenliği tercih edenler bunlar oluyor sanırım.
Sizinle bazı konularda mutabığız tabiki. Herkes kendi işini yapsa ne güzel olur... Ama bu kaliteyi getirmez. Dediğim gibi yanlış daha öncelerden yapılmıştır. Öğrenciyken yeterince yönlendirilmelerin yapılmayışı, yaşanılan yerdeki imkânlar, üniversite sınavından alınan puanlara göre rastgele tercihler...
Ayrıca üniversitelerdeki öğretmen yetiştirme işleri de çok yetersizdir bence. 4 seneye yayılmış içeriği boş bir akademik kayıp zaman... Üniversite öğrencisi, zaten çok az olan derslerini de verimli şekilde geçirmeyip gezmek-tozmak, kafeleri doldurmakla 4-5 yılını geçirmektedir. Zorla ve formaliteden staj okullarına gitmektedir.
Sanırım hep can-ı gönülden öğretmenlik isteyenler bunlar...
Aslında konu başlığına göre konuyu saptırıyoruz. Son kez diyeceğim; ücretli öğretmenler de bu ücreti almalıdırlar. İşin ehli olsun ya da olmasın bu işe veriliyorlarsa bu parayı da almalıdırlar.