Üstad Necip Fazıl'ı Anma....

O var!
Her defa haberi taze bir müjde ;
O var !
Her defasında, geç, gafletten vecde;
O var !
Ne sen varsın , ne ben , ne yâr, ne kimse;
O var !
Bütün sevdiklerin elden gittiyse ;
O var !
Kalacak kim var ki dost tomarında ?
O var !
Sana daha yakın şah damarından;
O var !
Arama, bir ilaç yok ezzahanede !
O var !
Gayede , sebepte ve bahanede ;
O var !
Sevdiğini ebed botu tutan dinç ;
O var !
Ölümsüzlük şevki, ilahi sevinç;
O var !
Yıkılmaz dayanak , kırılmaz destek ;
O var !
Tekten de tek, bir tek , tek başına tek;
O var !
Necip Fazıl Kısakürek (Sûfi ö. 1983)

   Zamanın olmadığı diyar acaba nasıl ?
   Kesiksiz bir ân mıdır bundan sonraki fasıl ?

...

Fazla ciddiye almayın bu hayatı.Nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız.
Necip Fazıl KISAKÜREK

                  VEDA


Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!

Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!
(1923)
 

Necip Fazıl Kısakürek
 

''Yarınlar elbet elbet bizimdir,
Gün doğmuş,gün batmış,ebet bizimdir.

Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

..

    Zamanın olmadığı diyar acaba nasıl ?
    Kesiksiz bir ân mıdır bundan sonraki fasıl ?

 Çöplüğe attılar mukaddes emaneti,
 Hak bellettiler hakka en büyük ihaneti.

'O, sevgilisinin rengine boyanmıştır, artık solmaz '
"aşıktır,
artık ölmez...''
[Necip Fazıl Kısakürek]

Lafımın dostusunuz, çilemin yabancısı,
Yok mudur sizin köyde çeken, fikir sancısı?
 
Necip Fazıl Kısakürek

Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın!

Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı.
Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı!..

"İSTİKAMETİN üç derecesi vardır. Evvelâ doğrultmak; yani, eğrilikleri gidermek, sonra öylece kalmak ve sükûna varmak, en sonra da istikamet kazanmak, yani tam doğruluğu bulmak...
Birinci derecede, nefsin terbiye edilmesi; ikincide kalbin güzelliklerle donatılması, üçüncü kademede ise, sırlara erilmesi vardır."
Necip Fazıl Kısakürek – Tasavvuf Bahçeleri