“Bugüne kadar eğitim sistemimizin başarısını veya başarısızlığını ve kalitesini hep öğrenci üzerinden ölçtük. Yani çıktıya baktık. Bunca yıldır bu yöntemle eğitim kalitemizi artırdığımızı söyleyemeyiz. Demek ki, farklı bir bakış açısı gerekiyor. Eğitimdeki tüm bileşenleri ölçmek lazım. Yani okul ve öğretmen üzerinden de ölçmemiz lazım. Öğretmenlerimiz ne kadar yeterli, öğretmenlerimiz gelişen bilgiye ne kadar adapte olabiliyor ve bizim de bakanlık olarak fiziki altyapısını, okulların eğitim verme biçimindeki yeterliliği ölçmemiz gerekiyor. Çıktı üzerinden yaptığımız ölçümler bize sorunu tam göstermedi.” Bu cümleler sayın bakanımızın bu sınav hakkındaki ağzından çıkan ilk cümleleridir. Bir insanın ilk cümlesi aklındaki en doğru fikridir. Bunun ardından 5 yılda bir yeterlilik sınavı adında sınavlar olursa, yeterli olmayanlar ücretsiz izne alınıp üniversitelerde 1 yıllık eğitime tabi tutulup vize, final verip dönmeleri gerekiyor dense ne yapacaksınız. Gerçi ona da ses çıkarmayacağız. Lisanslarımız, yeterli olmadığımız için askıya alınırsa o zaman boşuna kafaları taşlara vurmayalım. Çünkü bu gidiş oraya doğrudur. Bir sonraki adım bu olacaktır. Bilginize sayın meslektaşlarım.
Bu camiaya her şey müstehak.
Ciddi ciddi asker ya da polis olmayı düşünmeye başladım.
Sağlıkçı da olabilirim. Bekçi de...
Hiç bir meslek grubu öğretmenler kadar sessiz değil.
Mesleğimden hiç bu kadar soğumamıştım.