Yerine daha iyisini koyamamak değil benimkisi sayın hocam. Gayet de konulabilir. Ben bu mesleği isteyerek değil mecburiyetten okudum. Dağ köyünde kışın soğuğunda foseptik kazdım, boru döşedim,donmuş suları çözdüm, soba yaktım, sınıf temizledim... Ne oldu biliyor musunuz? Çatıma taş atıldı, penceremde karda ayak sürüyüp korkutmaya çalıştılar, silah patlatıldı pencere dibinde..Merkeze geldim cebim kaç ay ek ders görmedi hepsini çocuklar için harcadım. İşimi kursağımdan helal lokma geçsin diye canla başla yaptım. Küçücük yüreklere dokunup onları üniversitelerde gördüm. Verdiğim eğitimim sadece akademik de değil, o kadar da güveniyorum kendime. Bütün bunlara imkanım olmadığı için katlandim. Benim yaptıklarımın çoğunu diğer meslektaşlarım da yaptı , yapmaya devam edecek. Yaptığım bu fedakârlıklara rağmen şükredecek değilim kazancım adına. Siz kötüyü düşünüp bizi iyi durumda görüyor olabilirsiniz ona saygım var. Ben iyiyi düşünüp bizi kötü durumda görüyorum. Ekonomik olarak da itibar olarak da kötü bir yerdeyiz. Daha iyisini hak ediyoruz bence
Kıymetli öğretmenim bu söylemler kişilerin kendilerine neyi layık gördükleriyle ilintilidir. Örneğin yılda bir kez tatile gitmeyi kendine lüks gören bir zihniyet tabii ki size elimizdekini daha iyi yapmalıyız demek yerine daha iyisini bul ya da daha iyisi yoksa elindekiyle yetin diyecektir.
Herkes daha iyi standartlarda daha iyi koşullarda çalışmayı hak eder.
Daha önce de yazdım ama tekrar yazacağım.
''Allah'ın verdiği sonsuz nimetlere şükredilir, kulun bize layık gördüklerine değil.''