biz bu sınavın gereksizliğini nasıl insanlara anlatamıyorsak yüksek lisanslı arkadaşlar da bizi anlamak istemiyor. bizim sınav muafiyetinde takıldığımız iki nokta var. sendika odalarında yapılan yüksek lisanslar ve formasyonlu öğretmenleri sınavdan muaf tutmaları ikisi de parayla oldu biliyorsunuz. ne akademik gelişim sağlandı nede öğrencilere faydası oldu. ha arada kendini geliştiren oldu mu illaki olmuştur. işin o kısmına lafım yok. hele formasyona iyice sinirliyim bizler niye öğretmenlik okuduk o zaman. Öğretmenlik için Üniversitede verilen akademik eğitim ile mebin işleyişi birbirini tutmuyor. Üniversiteden çıkıyorsun göreve başlıyorsun ben nereye düştüm diyorsun. 4 ayrı milli eğitim bakanlığı penceresi var siyasilerin gördüğü, akademinin gördüğü, bakanlık bürokratlarının gördüğü ve bir de bizim gördüğümüz pencere. bu pencerelerin hiçbiri birbirine açılmıyor. mebin bütün yöntemleri yanlış. bu yanlışlar yuvarlanıp dağ oluyor ileriki zamanlarda sistemi her zaman tıkıyor. işte bizi birbirimize düşüren bu. Bu ülkenin eğitimi sahadakileri dinlemediği sürece düzelmez.
Yüksek lisanslı arkadaşlara şunu soruyorum siz tezli veya tezsiz olsun eğitiminizi tamamlarken buna maruz kaldınız mı? Bu alıntı sizin okumak zorunda bırakılmadığınız, size soru sorulmayacak hatta sesini kısıp dinlemediğiniz videolarda mevcut.
Meb UZMAN_OGRETMENLIK_YETISTIRME_ PROGRAMI_CALISMA_KITABI.pdf sayfa 320 4. Paragraf
“Tüm süreç, kuramsal olarak Güneş enerjisi atmosferin tepesine radyant enerji olarak ulaştığında başlar. Radyant enerji teknik olarak elektromanyetik radyasyona (ışınım) karşılık gelmesine karşın, kısaca Güneş ışınımı olarak da adlandırılır. Atmosferin üst sınırına ulaşan Güneş ışınımının tutarı, Güneş sabiti (Sc) olarak adlandırılır: Yerkürenin Güneş’ten olan ortalama uzaklığında (1.5 · 1011 m), Güneş sabitinin değeri Sc = 1367 W/m2 ’dir (∼1.96 kal/cm2 /dakika ya da 1.4 kW · m-2 )”
Bunun gibi çok örnek var.
Ben bu yüzden adalet istiyorum ben yüksek lisanslılara sınav yapılmasını değil bizlerinde sınavdan muaf olmamızı istiyorum. Meb sizi düşünmek mi istiyor o zaman sizlere ayrı bir başlık altında tazminat versin. O zaman başımın üstünde yeriniz var. Ve asla hakkıyla yüksek lisans yapanların öğretmenlikle alakasız bölümde bile yapmış olsa emeğini küçümsemiyorum ve dışlamıyorum. Çünkü sizler sahadaki durumu akademiye aktarabilecek tek köprüsünüz ve çok önemlisiniz.
diyeceksiniz sende yapaydın yüksek lisans, zamanına niye boşa geçirdin. Vallahi okuyacak durumumuz yoktu. Köyde Oxford vardı da biz mi okumadık. hocam çeşmeden suyun akmadığı yerlerde çalıştım hep. bu uzaktan yüksek lisanslar son bir kaç senede popüler oldu. telefon bile çekmiyordu çalıştığımız yerlerde. mebin interneti kullanın diyeceksiniz biliyorum o koca çanaklı antenlerimiz vardı googleyi gören evliya oluyordu. sonra yeni antenler takıldı bu seferde filtrelerle uğraştık. biz sınıf öğretmenlerinin çektiği rezillikleri az çok bilirsiniz. bu durumları hesaba katarak kıyas yapın. yoksa bizde istiyoruz akademik yönden kendimizi geliştirmek. tezli, tezsiz olsun hakkıyla yapanlara imrenerek bakıyorum. ben öğretmen ve insan olduğumu son iki senede yani meslekte 15. yılımda anladım. şu an iyi bir yerde öğretmenim. buraya gelirken de yüksek lisanslılara verilen ek puan yüzünden zarar görerek geldim. yaklaşık 400 puanla istihdam fazlası oldum. ve puanımda hiç ek puan yok, iyep bile yok. Yani mebin her değişikliğinde mağdur oldum. Alın bazıları. Çoğunu sizlerde yaşadınız.
1- sözleşmeli başladık emekli sandığı sicil numarası vermediler diye 5510'a tabiyim. kendi puanımla ekim 2008 den bir kaç ay sonra kadroya geçtim. Benle beraber başlayan öğretmen kadrolu diye 5434 de tabii olduğu için sosyal güvenlik açısından benden avantajlı. maaşta 50-100 lira fazla alıyor. Emeklilik maaşını şimdiden hesaplayabiliyor. bizim emekli maaşının nasıl hesaplanacağı bile muallak.
2- zorunlu hizmet affı getirdiler. ya arkadaş zorunlu hizmetimin bitmesine bir kaç ay kalmış beni niye zorunlu hizmetten muaf ediyorsun. Halen muaf yazıyor oysa ben yaklaşık 5 kere zorunlu hizmeti tamamladım. 2 yıla 1 kademeden hiç faydalanamadım. aynı okulda benden sonra başlayan öğretmen benim derecemi yakaladı. Maaşta kaybım var.
3- yine zorunlu hizmet affı yüzünden ek puandan faydalanamadım. aynı okulda benden sonra başlayan öğretmen benim puanımı geçti.
4- iyep yapıldı öğretmenler burun kıvırırken köylerde öğrencilere faydalı olalım diye parasına bakmadan açtık. bizim iyep yaptığımız senelere yine puan vermediler. Branşçılara gelince iki kat ekders bize zar zor ödeme yapmayı kabul ettiler.
Yukardakiler hep ikilik çıkardı. Bu ikilikten hep ben zararlı çıktım.
sınava burada en çok karşı çıkanlardan biri benim. öğretmenleri kategorize etmeleri ağrıma gidiyor. niyesine gelince. okulumda bir öğretmen var biraz garip duruyor. ya 3 sene yada 7 sene sonra emekli olacak. bu öğretmenimiz reklamı beceremiyor. biraz dik kafalı söyleyeceğini direk söylüyor. kötü diye tabir edilen öğrencileri bu öğretmenimize vermişler. Bende tanımadan önce herhalde kötü öğretmen ki böyle yapmışlar dedim. diğer öğretmenler bu öğretmenimize sürekli soru soruyor fikir danışıyor. Durumu garipsedim. öğrencilerini zümrelerinden önce okumaya geçirdi. Anlaşıldı dedim bunların hakkından bu geliyormuş. İngilizce dersimde sınıfının önüne gidip güya çaktırmadan dersini takip ediyorum. Biliyor aslında ne yaptığımı da ses etmiyor. Bazen de gel hadi deyip içeri çağırıyor. Adam derya deniz ne kaparsam kardır diye düşünüyorum. sınıfta kahkahalar kopuyor hep. Hiç kızma yok. Tam benim kafadan. Adamın öğretmenliğine hayranım. Önceki uzman öğretmenlik sınavınıda protesto edip girmemiş. Girse kesin uzman olurdu. mebbis şifresini aldım uzmanlık için başvuru yaptım. Yapma dedi daha eğitimler bile başlamamıştı ben sınavı geçemem dedi bu yaştan sonra çalışamam çalışsam da kafam almaz dedi. eğitimini zorla ben tamamlattırdım. Keşke yapmasaydım çünkü kitabı görünce sınava girmeyeceğini biliyorum. Girsede geçemez. Hadi ben çalıştım ettim bu sınavı bir şekilde geçtim. Benim uzman olduğum yerde bu öğretmenimizin artık ne diyeyim bilemedim pratisyen öğretmen olması mı desem, kadrolu öğretmen olması mı desem, düşük rütbeli öğretmen olması mı desem düz öğretmen olması mı desem siz koyun adını artık bu durum tam bir utanç tablosu. Şunu da ekleme ihtiyacı duyuyorum bugün iyi kötü ekders alıyorsanız şu an görmezden geldiğiniz bu çınar öğretmenlerin sendikaların sendika olduğu dönemde yaptığı protestolar, yedikleri coplar sonucu alıyorsunuz.
Ekleme: yazım yanlışları için özür dilerim eski bir telefondan yazıyorum. Geri dönüp düzeltme şansım olmuyor.
Yazacak bir şey bulamadım. Birçok kez okudum. Yazdıklarınız o kadar gerçek, o kadar doğru ki...Herkesin kendisinden birşey bulacağı bir yazı olmuş. Saygılarımla
