BU HAFTAKİ AKSİYONDAN---
Ronai adını kullanan ve hâlen Kuzey Irak'ta yaşayan eski PKK'lının sözleri, terörle mücadelede neden başarısız olunduğunu da gösteriyor
Ronai bu durumu şöyle anlatıyor: "Askere dair bilgiler bize günlük, haftalık, aylık olmak üzere gelirdi. Bunlar çoğu zaman elden kurye aracılığı ile ulaştırılırdı. Bazen de haberleşme araçları kullanılırdı. Bu, anlık durumlarda geçerliydi. Asker arazi taramasına veya operasyona çıktığında eğer önceden bilgi yoksa hemen bize haber ulaştırılırdı. Asker olduğunu bildiğimiz kişiler gerilla kıyafetiyle ya da sivil kıyafetle bilgiler getirirdi. Toplantılarımıza katılır, bize ne zaman nasıl operasyon yapmamız gerektiğini anlatırlardı. Bunu saha komutanlarımızın hepsi bilir. Ben tim komutanı olarak bu toplantıların bazısına katılırdım. Bir sefer ismini bilmediğimiz ancak 'albayım' dedikleri birinin geldiğini biliyorum. Esmer tenli, 1.80 boylarında, hafif göbekli biriydi. Yanında iki sivil giyimli kişi vardı. Kelareş kampına kadar gelip bizimle toplantı yaptı. Seçimlerde ve sonrasında neler yapmamız gerektiğini anlattı. İmam Aziz (Tan) Hoca ve başka 6 kişinin infaz edilmesi için isimleri bu kişi verdi."
Kuzey Irak'ta peşmergeler tarafından korunan güvenlikli bir bölgede yaşayan Ronai'nin şu sözleri örgütün karakol ve askerî birliklere kolayca saldırı düzenlemesini açıklıyor: "Bize haritalar getirildi. Askerî, özel haritalar. Krokiler de vardı. Karakolların nerede olduğunu, asker sayısı, mühimmat durumu, komutanların özel ve genel durumları gibi bilgiler gelirdi. Bazen de kriptolu bilgiler getirilirdi. Bunları içimizdeki asker kökenliler hemen çözerdi. Bize ona göre talimat verilirdi. Bunları görünce örgütten kaçtım. Benim gibi olanlar çok ama şanslı sayılmazlar. Kaçmak isteyen 5 genç arkadaşımız kurşuna dizildi. Askerî haritalarda Doğu ve Güneydoğu'da bütün tabur, alay, karakol ve devriye ekiplerinin güzergâhı bulunuyordu. Başarılı olan komutanların ne zaman izine gidecekleri, acemi asker sayısı, özel eğitimli askerlerin nerede görev yaptıkları gibi bütün bilgiler gelirdi. Bazen telsizlerdeki şifreler de ulaştırılırdı. Aynı kodla askerleri rahatça dinleyebiliyorduk."
Telsiz konuşmalarının örgüt tarafından dinlediğini TSK ve emniyet birimleri geç fark etti. Bunun için 'telsiz kesmelere' seçimden (12 Haziran) sonra başlandığını yazmıştık. Çünkü bu, bölgede hareketlilik olduğunu ve örgütün telsiz konuşmalarını dinleyebildiğinin kabulü manasına geliyor. Ayrıca sızmalara karşı alınan bir tedbirdir 'telsiz kesme'. Ronai'nin anlattıkları, aslında çeşitli zamanlarda güvenlik güçlerine teslim olan PKK'lıların da verdiği bilgilerden farklı değil. Ancak sızmaların önüne geçilememesinin asker içindeki kliklerden kaynaklandığı dile getiriliyor.
Güvenlik güçlerine ifade veren M.K. isimli eski bir terörist de şunları anlatıyor: "Askerin elinde olmayan haritalar örgütün elinde vardı. Bütün karakolların yüzölçümleri bilinir. Hatta bir karakolda kaç kişi kalır, izin günleri, teskerecilerin durumu, yeni gelen askerlerin sayısı bilinir. "
Son süreçte yapılan bütün operasyonların karşılıklı bilgi paylaşımıyla olduğunu anlatıyor Ronai: "Silvan'da 13 askerin şehit edilmesi, açık alanda askerlere yönelik saldırıların düzenlenmesi böylesi yardımlar sonucunda gerçekleşmiştir. PKK'nın çıplak arazide operasyon yapması bu kadar kolay değil. Çünkü saldırı ve pusudan çok daha önemli olan zayiat vermeden bulunulan alanı kolayca terk etmektir. Oysa olayların meydana geldiği yerlerde kaçmak mümkün değil. İki helikopterle, saldırıyı yapanlar kolayca avlanır. Ama buna birileri izin veriyor. Aktütün ve Dağlıca'da izin verdikleri gibi."
HAŞİM SÖYLEMEZ - AKSİYON
Bu itiraflara doğru gözüyle bakıyorsunuz anlaşılan..Belki bi iki hain çıkmış olabilir ancak sürekli ve üst düzeyde askerlerin böyle bir adiliği yapacağına inanmıyorum..İşte bunlar bizi her şekilde yıpratan propagandalar..Bu itirafçının sözleri yada başka hainlerin sözlerine inanılır ama ne acı ki askere inanılmaz..
Sakın bu hainler istihbaratı Amerikadan almış olmasınlar..