sadece şehitlerimize...
Pamuklara sarip yetistirdin çocugunu. Bebekken geceleri kalkip ayakucunda nefesini yokladin, içinde her anne gibi hep bir garip korku, ya ölürse ...
Önce okul kapisinda bekledin, sonra pencere önünde gözledin dönüsünü...
5 dakika gecikse ruhun sıkıldı hep, araba mi çarpti, biri mi satasti, düstü dizi mi yarildi.
Sonra büyüdü, "aman okusun" dedin, binbir zorlukla bir ünivers...iteye girdi, hiç bir seyini eksik etmedin. Evde, malda, mülkte degildi gözün. Yemedin yedirdin, giymedin giydirdin. Oglunu üç kurus "helal" maasinla adam ettin.
Ve birgün askerlik geldi dayandi kapiya... Senin gibilerin evladi nerelere giderse o da oralara gitti. Otobüs terminalinde arkadaslari "En büyük asker bizim asker" diye omuzlarina aldiginda bile için titredi. "Aman düseceksin oglum, bir yerin incinecek, aman oglum".
O nöbetteyse sen de nöbette, operasyondaysa tetikteydin. Bebekken nasil dinliyorsan öyle dinledin nefesini kilometrelerce öteden. Içinde hep bir garip korku, ya ölürse...
Bir Eylül günü kara haberi geldi oglunun subaylar esliginde. Sonra kameralar yigildi kapinin önüne.. Haberi duyan geldi, duyan geldi... Ertesi gün cenazede tanidigin, tanimadigin bir sürü insanin önünde, için tas kesmis, damarlarin koparilmisken, son
bir kez saramadigin oglunu buz gibi çerçevelenmis bir resimde ariyorken, herkes senden ayni iki kelimeyi bekledi. Sen demedin, diyemedin, "vatan sagolsun" diye...
"Hakkimi helal etmiyorum" diye haykirdin, "etmiyorum, hakkimi helal etmiyorum"
>Hakkini helal etmedigin, kendi çocuklari Amerika'da okurken seninkini atese atanlardi. Hakkini helal etmedigin, senin oglun çelik yeleksiz kimin eliyle beslendigi
belli düsmana kosarken, ugruna savasilan vatan topragini pazarlikla satanlardi.
Hakkini helal etmedigin, "haram" yiyip "helal" üzerinden politika yapanlardi.
Simdi "Vatan sagolsun" demeni bekliyorlar senden. Yarin Lübnan'da muhtemelen üzerinde made in USA yazan bir kursunla "yanlislikla" öldürülen bir baska evladin annesinden de ayni seyi bekleyecekler. Sen oglunun hasretinden bayram sabahlari sehitlikteki tas mermerleri severken, onlar havaalaninda Amerika'dan dönen ogullarini bekleyecekler. Aksam haberlerinde onlarin ogullarinin açtigi pastörize yumurta fabrikalarini göreceksin. Onlarin ogullari Amerikan bankalarinda çalisacak. Onlarin ogullarinin yaptigi ölümlü trafik kazalari usta ellerce örtbas edilecek. Sen hergün tas keseceksin, biraz daha, biraz daha...
Analar uyaniyor, analarin isyanindan korkun beyler. Siz ki hak üzerinden politika yaparsiniz hep, analarin haklarini helal etmemesinden korkun, hiçbirseyden korkmadiginiz kadar. Çünkü artik inanmiyorlar size. Sizin vatan bildiginizle onlarin
vatan bildigi ayni degil, biliyorlar. Ve artik yüksek sesle soruyorlar.
Hangi vatan sagolsun, sizinki mi, bizimki mi?
Siz ki kanundan, kuraldan, halktan, haramdan korkmazsiniz. Ama analarin isyanindan korkun. Onlar ki Riksos Otel'de bir gecelik konaklamanin bir çelik yelekten daha pahali oldugunu bilirler. Tesvikiye Camii'nden hiç sehit cenazesi çikmadigini bildikleri gibi... Onlar ki Lübnan'a neden asker göndermek istediginizi de bilirler, vatana ihanetin ne oldugunu bildikleri gibi....
Onlar ki sıksan süheda fiskiracak toprak için yillarca ogullarini baslarina kina yakip yolladilar askere.
Artik "vatan sagolsun" diyemiyorlarsa bir bildikleri vardir elbet...Şehit ailelerine allahtan rahmet ve sabır dilyorum...
((