DUYGUSAL VE SOSYAL GELİŞİM
Çocukların en önemli duygusal ihtiyacı her dönemde olduğu gibi 6-9 yaş arası dönemde de sevilmek,beğenilmek, değer görmektir.Bir çocuk çevresinde ne kadar sevgi, şefkat ve ilgi görürse o kadar ruh sağlığı yerinde olur.Her çocuk her yerde ilgi merkezi olmak ister.Annesinin babasının, öğretmenin sevgisini paylaşmak ona çok ağır gelebilir.Bu yüzden meydana gelen hırçınlık, kıskançlık gibi durumları doğal karşılamalıyız.Çocuk çoğu zaman anne babasına kişiliğini gösterme,bağımsız olma çabasıyla inatçılık, itaatsizlik yapabilir.Bununla beraber o yinede büyüklerin her şeyi daha iyi bildiği ve yaptığı kanısındadır.Çocuklar çoğu zaman anne babalarını kendilerine örnek alırlar.
Çocukların arkadaşları ile olan ilişkilerinde zaman zaman dalgalanmalar görülür.Grup halinde oynanan futbol, voleybol gibi oyunları severler.Yalnız arkadaşlarıyla çok sık küsüp barışabilirler.Zaman geçtikçe
Onlarla daha iyi geçinme gücünü kazanacaklardır.Özellikle 6-7 yaşındaki çocuklarda mızmızlık ve arkadaşlarını şikayet etme çok görülür.Bunun sebebi anne babaya ya da öğretmene kendini beğendirme şeklinde açıklanabilir.
Çocuklar birbirlerini ve beğendikleri insanları taklit etmeye çok meyillidirler.Özellikle eşyalarıyla,ailesiyle övündüklerine çok sık rastlayabiliriz.Erkek çocuklar genelde kuvvetiyle ve iriliği ile övünmeyi çok severler.Kız ve erkek çocuklar genellikle kendi hemcinsleriyle oynamayı tercih edebilir.Bu dönemde zaman zaman kızlar ve erkekler arasında kavga çıkabilir.Ayrıca 6-7 yaşlarında çocuklarda korku,öfke,neşe, sevgi,kıskançlık gibi duyguları bir biri ardına görebiliriz.Duygusal kararlılıktan yoksun oldukları için,duygusal halleri de çok çabuk değişebilir.
Okul çağı dediğimiz 6-9 yaş döneminde çocuk hayatında önemli bir değişiklikle karşı karşıyadır.Bu değişikliğin adı “OKUL” dur.Okul hayatı çocuğun hayatına öğretmen,öğrenci,arkadaş,ders,kurallar,ödevler...gibi farklı kavramları da beraberinde getirir.Özellikle oyun çağının bazı özelliklerini üzerinden atamamış çocuklarda okul ve sorumlulukları benimseme kolay olmayabilir.Bu devrenin sorunsuz atlatılabilmesi için özellikle okul öncesi eğitim bir geçiş basamağı olarak görülebilir.Okul öncesi eğitim alanlarla almamış çocukların okul ortamına uyum sağlamaları arasında gözle görülür bir fark olduğu tespit edilmiştir.yukarıda kısaca 6-9 yaş arasındaki çocukların bedensel,duygusal, zihinsel yönden genel gelişim özellikleri, üzerinde durulmuştur.
Her insanın farklı ve özel olduğunu kabul etmeliyiz. Tabii ki çocuklarımızda farklı ve özel; gelişim özellikleri de farklı ve özel olacaktır. Her çocuğun kendine özgü bir gelişim temposu ve hızı vardır.
Her anne baba çocuğunu anlamak için onu diğerlerinden ayıran özellikleri tanımalıdır. Bazı anne babalar çocuklarını kendi yaşıtları olan komşu çocuklarıyla okul arkadaşlarıyla karşılaştırırlar ve her şeyi onlar gibi yapacaklarını sanırlar. Oysa çocuklarımızın, ferdi özellikleri ve gelişme hızını dikkate almalı, beklentilerimize ona göre yön vermeliyiz.
Anne baba olarak çocuklarımızın aynı seviyeye ulaştırmak zorunda olmadığımızı bilmeli, aksine onlar arasında olan ayrılık ve farklılıklara dikkat etmeliyiz.Çocuktaki bu ayrılık ve kişisel farklılıkların daha zengin bir mozaiği oluşturduğunu düşünmeliyiz.
Anne babalara önerimiz;çocuklarının yeteneklerini dikkate almadan onları ulaşamayacakları amaç peşinde koşmaya zorlamamalıdırlar.Her anne baba çocuğunu,içinde bulundukları şartlarda ve ellerindeki imkanlarla başarabileceklerinin en iyisini yaparak, kıvanç duymaya teşvik etmelidir.
Onları yüreklendirmeli ve ona destek olmalıdır.Dışadönük olan,aktif,etkinliklere katılan,şımarmayan,bencil olmayan,paylaşmayı ve arkadaşlığı seven çocuklar yetiştirmeye çalışmalıdırlar.