Değerli öğretmenlerim,
Bu gün müfettişler geldi ve çok iyi bir intibaa ile ayrıldılar.Benim mutlu olmam lazımdı ama olamıyorum.
Daha önce bütün öğretmenlerim bir şekilde, ama ailevi, ama içsel, ama mesleki sorunlarını paylaştılar.
Burada dağ başında gidebilecek kimse, derdimi anlatabilecek bir arkadaşım yok. Olanlar da müfettiş derdine düştüler.Onların da kafasını bulandırmak istemiyorum.
Konu şu:
"Yalan adetim değildir, ama çok sevdiğim birine bir kaç gün önce yalan konuştum."
Üstelik de yalanı sevmem, yakalarsam da affetmem dediği halde. Konuşma sebebim artık mazeret olmaktan çıktı.
Artık ben Allah bir desem, acaba diyecek vaziyettte.ve bu beni mahvediyor.
Diyeceksiniz ki,kardeşim burası ağlama duvarı mı?
Ağlama duvarı değil, paylaşım sitesi. Buraya yazmamın sebebi, çok acı bir tecrübeyi yaşıyor olmam, ve sizin de bu olayın kulağınıza küpe olması.
Bizim küpeye ihtiyacımız yok diyebilirsiniz.
En azından,konakyanlı'yı biraz sevmiş olanlardan ricam. Ben bu dertle nasıl yaşayacağım.
Her türlü eleştiri ve yermeye açık olduğumu bilmenizi istiyorum.
Bunun biR bedeli var mı?
Duygu sömürüsü de yapmıyorum ama canıma yetti.
Ben bana güvenen insanı nasıl paramparça ettiysem
,vijdanım da beni öylecene ediyor.
Ben huzur aramıyorum.Bunu hakkettim.
Kişisel sorularınıza kapalıyım.Çünkü olayı olduğu gibi anlattım.
Ya yerin,ya da yardım edin.
"O NASIL RAHATLAR ?"
Hepinizi çok seviyorum.