Efendimiz (SAV)'in Hicreti ile ilgili güzel bir yazı...
Mekke’de miladi tarih: 622
Efendimiz (sas) Hazretleri 53 yaşında, peygamberliğinin de 13. senesindedir. Mekke’de 13 senedir Müslümanlara yapılan zulüm ve baskı, sabır sınırlarını aşan boyutlara ulaştığından dolayı, heyecanla beklenen hicret izni nihayet gelmiştir.
Bu sebeple, muharrem ayının başında başlayan gizli hicret, peşinden gelen safer ayında da devam eder, iki ay boyunca Mekke’yi gizli ve aleni terk edenlerin sayısı 150 aileyi geçer.
Artık hicret sırası, kendisine inananları emniyetle yolcu eden Efendimiz’e (sas) gelmiştir.
İlk hicretin başladığı muharrem ayını takip eden safer ayının 27′sinde Efendimiz (sas) Hazretleri de, evinin etrafını sarmış bulunan silahlı müşriklerin arasından gece karanlığında çıkıp yol arkadaşı Ebu Bekir’le buluşarak birlikte bir saatlik uzaktaki Sevr Mağarası’na ulaşıp saklanmaya muvaffak olmuşlardır. Üç gün boyunca kaldıkları bu mağarada yol hazırlıklarını tamamlayan Efendimiz, giren rebiulevvelin başında Medine’ye doğru dört kişilik bir kafile halinde yola çıkarlar. Kafilede kendilerine kılavuzluk yapacak olan Abdullah bin Ureykıt, bir müşriktir. Ancak Resulüllah (sas) onu, kılavuzluğundaki maharetine ve sözündeki sadakatine bakarak tercih etmiştir.
Nitekim 15 günde ancak kat edilecek 450 km’lik yolu, 8 günde en kısa yoldan giderek Medine’nin kenarındaki Guba köyüne ulaşmayı başaran bu kılavuzuna, Efendimiz ücretini fazlasıyla ödeyerek memnuniyetini ifade eder.
15 gün kaldığı Guba’da bir mescid inşa eden Efendimiz (sas) Hazretleri, teşkil ettiği çekirdek cemaatle namaz kılınmasını sağlar.
Buradan cuma günü Medine’ye doğru yol alırken gelen ayetlerle farz olan cuma namazını yolda kıldırdıktan sonra, büyük bir kafile ile nihayet hicret yolunun sonu olan Medine’ye ulaşır, bugünkü mescidin bulunduğu yerde çöken devesinin misafir olacağı evi de işaret ettiğini ifade ile en yakınındaki Halid’bin Zeyd’in evine misafir olur.
Böylece 53 yaşında rebiulevvelin başında günde 56 km yol yürüyerek başladığı 450 km’lik hicret yolculuğunu ayın 27′sinde Medine’de tamamlamış olur.
Medine’deki on senelik hayatı boyunca İslam’ın sabit temelini atıp binasını inşa eden Efendimiz’in (sas) vefatından sonra halife seçilen Hz. Ebu Bekir’in iki senelik görevini takiben yerine Hz. Ömer seçilir. Devlet işlerinde hep yeniliklere imza atan Hz. Ömeret-i Ömer, Medine’de meşveret meclisini toplar, Müslümanlara ait resmî bir tarih tespitine ihtiyaç olduğunu, hangi olayı tarih başlangıcı olmaya layık gördüklerini sorar.
Efendimiz’in doğumu, vefatı gibi büyük olayları tarih başlangıcı olmaya layık gördüklerini ifade edenler olursa da en ilgi çekici teklif Hazreti Ali’den gelir:
-Müslümanların İslam’ı yaşamak ve yaymak için her şeylerini Mekke’de bırakarak Medine’ye hicretlerini tarih başlangıcı olmaya en layık olay olarak görmekteyim, der.
Bu teklife meşveret meclisinden tasvip sesleri yükselerek karar kesinleşir.
Meşveret meclisinin, hicretin 16. yılında (M. 638 ) aldığı bu kararını kapıda bekleyen Abdullah, Medine sokaklarında halka şöyle ilan eder:
-Ey Müslümanlar! Haberiniz olsun, artık sizin de bir tarihiniz vardır. İlk hicret kafilesinin yola çıktığı muharrem ayı birinci ay, bu ayla başlayan sene de birinci hicri sene olarak tespit edilmiştir. Muharrem ayı ile başlayan 16. hicret yılınız hayırlı, uğurlu olsun!
Abdullah’ın o günkü duasına bugün biz de gönülden iştirak ediyor, tüm Müslümanlara 1432. muharrem ayı ile hicri yılınız hayırlı ve uğurlu olsun! diyoruz.
AHMED ŞAHİN-Zaman