Az önce bir yerde de yazdım. Üst düzey çalışanların eşitlerini hemen buluverdiler. Bizim eşitimizi bulamadılar. Sizin eşitiniz askari ücret alanlar derlerse şaşırmam. Zaten demiyorlar mı siz asgari çalışıyorsunuz diye. Tabi siz gidin üç ay tatil yapın sahillerde fink atın(=Seyyar Satıcı olarak). Araba ev alın(Eşinizde çalışıyorsa insanca yaşamaktan kısıp 20 Yılınızı ipodek ettirerek). Birde yarım gün çalışın(Devamı geceye kadar, "e-okul+anketörlük+A4 tutanaklar+yazılı değerlendirme+ertesi güne hazırlık v.b" yorgun yatağa dar düşene kadar). Gelin maaş artışı bekleyin öyle mi? Yok öyle yağma. Velim de derki bana maaşını söyle sana itibarını söyleyeyim. Bir söyledim itibarım kalmadı. Artık öğretmenler günü hamasetleri ile mutlu yaşarız. O gazla bir yıl gideriz.
Bizim buralarda yaşanmış gerçek bir olayı aklıma getirdiniz. Belki, daha önceleri başka yerlerde başka şekillerde duymuşsunuzdur.
Bir sağlıkçı arkadaş anlatmıştı: Sene 1997 yılları. Sağlık ocağındaki doktora kız istemeye gitmişler.
Kadın kızını övmeye başlamış:"Benim kızımı neçe doktorlar, hakimler, mühendisler istedi. Geçen hafta da
afedersiniz bir öğretmen istedi."