Yeni Öğretmenlerin Yaptığı 9 Hata
Ctrl+Z şimdiye kadar yaratılmış en iyi işlemlerden biridir. Hataları geri alabilme becerisi bana çok yardımcı oluyor, çünkü elimin tek bir dokunuşuyla bütün sayfaları yanlışlıkla silmek gibi bir ustalığım var. Bazen sınıfımda da bir geri alma tuşuna ihtiyaç duyuyorum. Fiyaskoya dönen bir dersi değiştirivermek ya da ya da bir öğrenciye karşı kaba davranışımı silmek için. Öğretmenliğimin ilk senesi için ise kesinlikle reset tuşunu kullanmak isterdim, çünkü sınıfımı yönetmek ve öğrencilerimin ihtiyaçlarını karşılamak konusunda çok bocalamıştım. 15 yıl sonra, öğretmenlik deneyimi yaşadığım ilk senem üzerine tekrar düşündüğümde, ilk kez öğretmenlik yapanların en sık yaptığı bazı hataları yaptığımı fark ediyorum. Pek çoğunuz ilk dersleriniz için planlar yapıp hazırlanırken, benim düştüğüm bazı hatalara nasıl düşmeyeceğiniz üzerine kafa yormayı da unutmayın sakın.
1. TutarsızlıkTutarlılık ve rutin olmadan bir sınıfı yönetmek çok zordur, ancak en çok işe yarayanını oluşturmak da deneyim ister. Bu süreçte başkalarından uzmanlık ödünç alın. Okul başlamadan önce kendi sınıf düzeyinizden ve ders alanınızdan olan takım arkadaşlarınızla konuşun. Sınıf beklentileri ve prosedürleri neler? Okulun ilk haftasında hangi rutinleri oluşturuyorlar? Derslerine nasıl başlayıp nasıl bitiriyorlar? Sınıfınızı yönetme konusunda bazı stratejiler belirledikten sonra ilk zamanlardan itibaren bunları öğrencilerinize uyguladığınızdanve düzenli bir şekilde kullandığınızdan emin olun.
2. Öğrencinin Öğrenmesi Yerine Ders Planına OdaklanmakÖğretmenlik yaptığım ilk yılda, öğrencilerimi sürekli meşgul tutmak için umutsuzca çabalardım. Her konu hakkında çalışma kağıtları hazırlar; 10 dakika gramer ders anlatımı, ardından kelime çalışması, sonra bir sınıf romanı ve benzeri çalışmalarla dersi bitirirdim. Bu uygulamalarla zaman geçirirdik, ama ders planlarımda hedef eksikliği vardı. Dersinizi temel standartları kullanarak yapılandırın, her dersin amacını net bir şekilde belirtin, yapılacakları modelleyin ve öğrencilere uygulama yapmaları için zaman bırakın. O zaman ne öğrendiklerini bileceklerdir ve elinizde anladıklarına dair kanıt olacaktır. Öğrencilerinizin sınıfta ne yapacağı konusunda endişe etmekten kaçının. Bunu yerine Çocuklarımın ne öğrenmeye ihtiyacı var? diye düşünün.
3. Her Şeye Not VermekÖğrencilere not veremeyeceğimi bildiğim ödevler verdiğimde kendimi suçlu hissederdim. Ayrıca öğrenciler sınıfta verdiğim çalışmaları yapmadıklarında, not vereceğimi söyleyerek gözlerini korkuturdum. Sonuç olarak her ödevi ve çalışmayı toplamak ve not vermek için çırpınıp durdum. Genellikle sadece bitirmelerini sağlamak için. Sonunda bu düşüncemin ne kadar aptalca olduğunu öğrendim. Sınıf aktiviteleri ve ödevler, öğrencilerin öğrenmeleri ve yeni becerileri uygulamaları için bir fırsat olmalıydı. Ayrıca hangimiz yeni bir şey öğrenirken daha ilk girişimimizde değerlendirilmek isteriz ki? Şimdi artık öğrencilerimin zaten bildiği ve yapabildiği şeylere not veriyorum. Örneğin öğrencilerimle birlikte dersteki ipuçlarını kullanarak birkaç gün boyunca uygulama yapıyoruz. Daha sonra bunu bağımsız bir şekilde kendi başlarına yapıp yapamadıklarını çeşitli yollarla (küçük sınavlar vs.) değerlendiriyorum. Daha az kağıda not veriyorum, ama öğrenciler ve ebeveynler için çok daha anlamlı olacak sonuçlar elde ediyorum.
4. Veli İle İletişimden KaçınmakYeni başlayan bir öğretmen olarak ailelere telefon açma konusunda kendimi çok rahatsız hissederdim. Yaş olarak sınıfımdaki ergenlere, hattın ucundaki yetişkinlere oranla daha yakındım. Arama sebebimi kekeleyerek anlatırken kendimi dedikodu yapan bir çocuk gibi hissederdim. Velilere telefon açtığınızda sakin olduğunuzdan ve pozitif bir ses tonuyla konuşabildiğinizden emin olun. Sınıfta denediğiniz yöntemleri açıklayon ve onlara önerilerini sorun. En verimli veli iletişimi, herkesin aynı tarafta olduğunu ve çocuk için en iyisini yapmaya çalıştığınızı net bir şekilde bildiğinizde gerçekleşir. İster haftalık bülten, ister e-mail ya da güncellenmiş internet sitesi aracılığıyla olsun, veli iletişiminin düzenli olması da önemlidir. Güvenilirliğinizi artırır ve ebeveynlerle ileriki dönemlerdeki etkileşiminizi daha verimli bir hale getirir.
5. Öğrencilerle Aranıza Sınır KoymamakÖğrencilerimizi çok severiz ve her birini bir birey olarak tanımaya çalışmanın değerini biliriz. Yine de öğretmen-öğrenci ilişkisine, Instagram hesabınızı gizli olarak ayarlamanın ötesinde çeşitli sınırlar koymalısınız. Genç ve havalı öğretmen olarak öğrenciler kendilerini sizin yanınızda daha rahat hissediyor, sizi bir sırdaş olarak görüyor olabilirler. Ancak profesyonelliğinizi bozmamanız önemli. Bir çocuk sizi görmeye geldiğinde kapınızı açık tutun. Eğer depresyon hissi ya da evdeki problemler gibi kişisel bilgiler paylaşıyorsa, bir rehber öğretmenle iletişim kurun. Öğrencilerle etkileşimleriniz (kişisel olarak ya da e-mail üzerinden) gizli saklı olmamalı ve öğrenciler, hassas bilgileri okuldaki gerekli kişilere aktarmak gibi bir göreviniz olduğunu anlamalı. Sorunlu çocuklar onların arkadaşı olmanızı isteyebilirler, ancak sorumlu birer yetişkin olmaları gerekir.
6. Yardım İstemekten Korkmakİlk yılını yaşayan bir öğretmen olarak bocalarken, odanıza girip saklanmak cazip gelecektir. Ancak size yararı dokunacak çözümler koridorun diğer ucunda olabilir. Takım arkadaşlarınızdan, danışmanlardan ya da yöneticilerden tavsiye isterken, spesifik ve çözüm odaklı olun. Ayrıca sanal topluluklarda da yardım arayabilirsiniz. Eğitimle ilgili Twitter söyleşilerine katılabilir, çeşitli internet sitelerinde ve Facebook gruplarında öğretmenlikle ve eğitimle ilgili sorular sorabilirsiniz. Yardım istemenin kötü bir öğretmen olduğunuz anlamına gelmediğini bilin. Aksine bu proaktif olduğunuzun ve gelişmeye istekli olduğunuzun bir göstergesidir.
7. Fikrini Söylemekten KorkmakYeni başlayan öğretmenlerin okullarına sunacağı çok şey vardır, ancak kıdemli meslektaşlarının yanında fikirlerini söylemeye tereddüt edebilirler. Gelişminize, mesleki topluluğunuz içinde aktif katılım gösteren bir lider öğretmen olarak başlayın! Fikirlerinizi ve en sevdiğiniz teknolojik araçları paylaşın. Değerlendirme verileri toplayın ve keşfettiklerinizi herkese raporlayın. Kısa sürede diğer öğretmenlerin yardım için size geldiğini göreceksiniz! Geçtiğimiz yıl okulumdaki yeni öğretmenler, online sınıflar kurmak ve standart bazlı notlama sistemini kullanmak için mesleki gelişim eğitimlerine liderlik ettiler.
8. TükenmekÖğretmenlik çok fazla zaman ve enerji ister. Kendiniz için sınırlar koymayı öğrenin ve kendi ruhsal ve fiziksel sağlığınızı önceliğiniz haline getirin. Eğer yapılması gerekenler listeniz dolayısıyla kendinizi yorgun ve bunalmış hissediyorsanız, biraz da eğlence planlayın! Takviminize bir kitap kulübü toplantısı, egzersiz, akşam yemeği randevusu ya da birkaç ekstra saat uyku ekleyin. Fiziksel ve ruhsal olarak kendinize iyi bakmanız, listenizde işaretlemenize değecek işlerden birisidir.
9. Öğretmenliğin Keyfini UnutmakÖğretmenliğin zor gerçekleri, ilk birkaç yılınızda sizi sarsabilir. Testler, evrak işleri ve okul dışı görevler çok yorucu ve yıpratıcı olabilir. Pozitif deneyimlere odaklanmayı öğrenmek, bu zor günlerde güçlenmenize yardımcı olacaktır. Neden eğitim alanında çalışmayı seçtiğinizi hatırlayın. Yaptığımız şey önemli. Ve bazen bu basit gerçeği hatırlamak büyük bir fark yaratabilir.
Sonuç olarak her seviyedeki öğretmen hata yapar. Sınıflar için Ctrl+Z işlemi olmadığına göre her yeni sabah, yeni bir başlangıç yapmak, telafi etmek ve tekrar denemek için olanaklar sunar. Çocuklar dayanıklıdır ve inanılmaz derecede affedicilerdir. Öğrencilerinize verebileceğinizin en iyisini verin. Yıllar geçtikçe, kusurlarınız ve hatalarınız da dahil neler başarabildiğinize şaşıracaksınız.
Bu yazı BÜMED MEÇ OKULLARI tarafından desteklenmektedir.
Kaynak:
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]