Yetenek Odaklı Eğitim/öğretim Sistemine Geçilmesi Doğru Olur Mu?

Yetenek odaklı eğitim/öğretim sistemine geçilmesi doğru olur mu?

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Mecnun, okumayı öğrendiğinde çok sevmişti. Öğretmeninin ve edebiyat öğretmeni annesinin teşvikleri ile kısa sürede iyi bir OKUYUCU olmuştu.
Annesinin teşviki ile 2. sınıftan itibaren günlük tutmaya başlamıştı.
Orta okulu bitirdiği yaz tatilinde ilk hikaye kitabı yayınlanmıştı.
Herkes gibi o da, YETENEĞİ sayesinde gelecekte iyi bir yazar olacağına inanıyordu.
Lise son sınıfa geldiğinde Orta Doğu TEKNİK Üniversitesi Fen EDEBİYAT Fakültesi hedefi için dershanenin SÖZEL bölümüne kayıt yaptırdı.
Fakülteyi bitirip iyi bir EDEBİYAT  MÜHENDİSİ olmak istiyordu.
Aynı dershanede sayısal bölüm öğrencisi olan Leyla'nın simsiyah gözlerini gördüğünde asıl yeteneğinin SAYISAL alanda olduğunun FARKINA vardı
Artık hedefi Leyla'nın ki ile aynıydı...
Orta Doğu TEKNİK Üniversitesi Fen EDEBİYAT Fakültesi Matematik bölümü...

Mecnun artık edebi eserler okumuyor, yazmıyor.
Notlarını tutarken ve bilgisayar kullanırken kelime başları hariç  sesli harfleri kullanmıyor.
Uzman olmayan kişiler yazdıklarını anlamıyor.
Leyla ve Mecnun evliler, ikisi de matematik alanında araştırma görevlisi olarak görev yapıyorlar.
Günlük hayatta onluk sayı sisteminin kullanılmasından kaynaklanan problemler üzerine araştırma yapıyorlar.
Ülkemizin gelişmesinde en büyük engelin onluk sayı sisteminin kullanılması olduğuna inanıyorlar ve ilköğretimden itibaren ikili sayı sisteminin hayata geçirilebilmesi için çalışmalarını devam ettiriyorlar.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bir çok kişi yeteneğin insanların genlerinde var olan bir özellik olduğu ÖN YARGISINI taşır.
Yeteneğin, genlerde olduğu tezini destekleyen çok az veri vardır.
Yeteneğin, bir egzersizin ısrarlarla tekrarlanarak GELİŞTİĞİ konusunda fikir birliği mevcuttur.
Bu veriden yola çıkarak, yeteneği  "Israrla tekrarlanan egzersiz" olarak tanımlamak yanlış olmaz kanaatindeyim.
Diğer bir deyişle bir bireyin aynı egzersizi uzun süre yapmasını sağlayabilirseniz yetenek oluşur.
Sınav odaklı eğitim/öğretim sistemimiz bireyleri aynı egzersizi uzun süre yapmaya zorlayarak yetenek oluşmasını sağlamaktadır.

Eğitim/öğretim sistemimizdeki PROBLEMİN sınav odaklı olması inancının ÖN YARGI olduğunu düşünüyorum.
Sınav odaklı eğitim/öğretim sisteminden, yetenek odaklı eğitim/öğretim sistemine geçilmesiyle mucizeler gerçekleşeceği beklentisinde olanlar hayal kırıklığına uğrayacaklardır.

Eğitim/öğretim sistemimizdeki asıl PROBLEM üzerinde daha detaylı paylaşımlara ihtiyaç olduğuna inanıyorum.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

İlgi (Dikkati öncelikle belirli bir şey üzerinde toplama eğilimi) ve yetenek arasında sıkı bir ilişki olsa da farklı kavramlardır.
Bireylerin, küçük yaşlarda odaklanma süreleri kısadır. Bu nedenle ilgi alanları sürekli değişim gösterir.
Bireyin büyümesine paralel olarak  odaklanma süresi uzar.
İlgi alanına odaklanma süresinin uzaması, ilgi alanlarının azalmasını gerektirir.
Yetişkinlik döneminde ilgi alanı sayısı minimuma düşer.
Bununla birlikte kişiye bağlı olarak, ilgi alanlarının değişim göstermesi devam eder / edebilir.
Konuya ilk yazdığım mesajdaki örnek dikkate alınacak olursa, çocukluk çağındaki ilgi alanı, yetişkinliğin başlangıcında (dış etkenin etkisi ile) 180 derece yön değiştirebilmektedir.
180 derecelik yön değişiminin olumsuz etkisi olup olmadığı tartışılabilir.
Benzer durumlar daha geç dönemlerde de yaşanabilir / yaşanmaktadır.
Örneğin yıllarca doktorluk yapmış biri, müzik alanında eserler vermeye başlayabilir.

Bu durumda eğitim/öğretim sisteminin sınav odaklı olması ile yetenek odaklı olması arasında çok bir fark olmadığı aşikardır.

Konuya ilk yazdığım mesajın son cümlesini dikkate alacak olursak, yetenek odaklı eğitim/öğretim sisteminin istenmeyen sonuçlar üretmesi de mümkündür.
Bazı insanlar, yeteneklerini kullanarak hayatınızı alt üst edecek gelişmelere sebep olabilirler
Her şeyin fazlası zarardır. En iyisi yetenekleri fazla teşvik etmeyelim.