Biz de büyük bir uygarlığız ama maalesef işi hakkıyla verebilecek emek harcayan insanlarımızı öldükten sonra hatırlamak gibi, kötü bir huyumuz var. İllaki bir savaş çıkacak ki, kendi kendimize yeniden dirileceğiz.
Konuya bir örnek: Orhun yazıtları, Türklerin atalarından yazılmış, yüzyıllar öncesinde yazılmış kitabe, bugün için de aynen geçerli. Ama o kitabeyi anlayıp çevirecek hala bir alimimiz çıkmadı. İlk çeviren Danimarkalı Dilbilimci Vilhelm Thomsen... Bir millet için, ne kadar utanç verici. Anlayana...
Harika bir örnek öğretmenim. Ama Türk kelimesi bile sorun oldu Türkiye Cumhuriyeti'nde ki bu konuya girmesem daha iyi
Türk milletinin karakteri bellidir. Barışçıldır ama savaşa zorlarsanız taş üstünde taş bırakmaz. Orta Asyadan bugüne kadar Türklerin zirve yaptığı zamanlara bakarsak güçlü olmamızı sağlayan temel etkenler; akıllı yönetim, inanç, fedakarlık ve disiplindi. Osmanlı, ne zaman bu özelliklerini kaybetti direk çöküşe geçti,parçalandı. Tam herşey bitti derken Mustafa Kemal Atatürk geliyor. Dahiyane bir yönetim ile milletimize inanç aşılıyor, herkes fedakarlık yapıyor, disiplinden taviz vermeden ve ülkenin namusu kurtuluyor. Aynı disiplin ile cumhuriyet kuruluyor, ülke yokluk içinde şahlanırken ulu önderin vefatından sonra devleti yönetenler hıyanete başlıyor. Ülkede inanç konusunda sıkıntılar yaşatılıyor, millet olma olduğu bağlılığı bozuluyor (Kürt Türk, alevi sunni, sağ sol olayları)...dişlerini geçirmeye çalışan medeniyete yaranmak için alengirli işler yapılıyor...Neyse uzun mevzu.
Coğrafyamız güzel, tarihimiz zengin, kültürümüz geniş ama tüm bunlar iyi insanlar varsa önemli.
Çünkü gönlü güzel insan her yeri kendisi gibi güzelleştirir. İnşallah çocuklarımız da daha iyi daha güzel bir ülke görecekler