bu raporu yazan Amerikalıların özgürlük anlayışını sorgulamak gerekir önce. Iraka Suriyeye libyaya Afganistan'a getirdikleri özgürlüğü mü kriter olarak alıyorlar acaba. Yoksa abd de polislerin kafasına göre öldürdüğü zencilerin özgürlüğü mü. Mülakatla ülkelerine aldığı kırk mültecinin özgürlüğü mü yoksa Türkiye’de ki 3.5 milyon mültecinin özgürlüğü mü.
Zamanında Freedom House'un basın direktörü Dr. Karin Deutsch Karlekar şöyle cevap vermiş. Sorularınızın cevapları var sanırım.
Türkiye niçin ‘özgür değil’ kategorisinde? (ifade ve basın özgürlüğü)"Türkiye, geçen yıl itibarıyla, internet sansürü, çok sayıda gazetecinin hapiste olması ve çok sayıda gazetecinin işten kovulması nedeniyle bu kategoriye girdi. Şunu açıkça söylemek gerekir ki, Türkiye bu saydığım alanlarda dünyanın en kötü performansını sergileyen ülkelerden biri.
Davutoğlu Türkiye’ye karşı bir operasyon düzenlendiğini söylüyor. Bir operasyon mu düzenlediniz?[Kahkaha atarak] Açıkçası, böyle bir operasyon içinde bulunmuyorum. Açık veya kapalı organizasyon veya koordinasyonla böyle bir operasyon yaptığımız yok. Biz, gerçekten de medya özgürlüğüne bakıyoruz ve bu işi 34 yıldır yapıyoruz. Hiçbir şey yeni değil. Kriterleri değiştirmedik, her ülke aynı kriterlerle notlanıyor. Türkiye’yi de her yıl notlandırıyoruz. Olumsuz gelişmeler ne yazık ki Türkiye’yi aşağıya itti. Ben bu işi 13 yıldır yapıyorum. ABD hükümetinin Türkiye’nin imajını bozacak bir gizli planından da haberdar değilim.
Tam aksine, bu algıya sebep olan şey Türkiye hükümetinin yaptıklarıydı. Örneğin, Twitter’ın engellenmesi büyük bir halkla ilişkiler rezaletiydi; ülke içinden de ciddi itirazlar yükseldi. Türkiye halkının da canının çok sıkıldığını gördük. Bence bu büyük bir hataydı ve Türkiye’deki basın/ifade özgürlüğüyle ilgili bu büyük sorunların altını daha da kalın bir biçimde çizmiş oldu.
Davutoğlu neden böyle bir şey söylesin o zaman?Çünkü genelde elçiye saldırmak, elçinin getirdiği mesaja karşılık vermekten daha kolay olur. Genel olarak, bizlerin bir niyeti veya gizli gündemi olduğunu iddia etmek, dile getirdiğimiz konulara cevap vermekten daha kolay. Keşke yaptığımızı farklı şekillerde küçümsemeye çalışmak yerine, gazetecilerin kovulması, Gezi protestolarıyla ilgili yayınlara müdahele ve internet sansürü gibi konular hakkında cevap verebilseler. Biz sadece medya özgürlüğünü etkileyen nedenlere bakıyoruz. Ve ne yazık ki, Türkiye kötüleşen ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor.
Fonlarınızın çoğunu ABD hükümetinden alıyorsunuz. Washington’la iyi ilişkileri olmayan ülkeleri cezalandırmak gibi bir misyonunuz mu var?Bildiğimiz kadarıyla ABD ve Türkiye iki müttefik ülke. ABD, Türkiye’yle iyi geçiniyor. Yani ‘Freedom House ABD’nin hedeflerini vuruyor’ gibi bir iddianın geçerliliği yok. Fon ve kaynak bulmaya gelince… Programlarımız sadece ABD değil, diğer hükümetlerce de karşılanıyor. Medya özgürlüğü programını ben yönetiyorum ve biz bu rapor için Amerikan hükümetinden hiçbir yardım kabul etmiyoruz. 6-7 farklı kurumdan fon alıyoruz. Washington’ın hiçbir şekilde etkisi bulunmadığını, raporların tümüyle bağımsız biçimde hazırlandığını söyleyebilirim.
Bu 6-7 kurum nerede?Sivil toplum kuruluşları. Biri Hollanda’dai bir diğeri Danimarka’da. ABD ve Avrupa kurumları karışık yani.