Prof. Dr. Türkan Saylan, "Gençlerimizi 14 yaşında, çobanlığa ya da kumalığa terk etmek yerine onları 17 yaşına dek okullu kılmak ve çok yönlü yetiştirmek gerekir" düşüncesinde.
*******************
*******************
Burada aklımı karıştıran ve umutlarımı bir anda yıkan en önemli savlarının üzerinde duracağım.
Geçmişte yaşanan büyük çabalar sonrasında günümüzde zorunlu eğitim 8 yıla çekilmiştir. Bu durumda, yasaların uygulandığı varsayılarak her çocuğun 8 yıl eğitim aldığı kabul edilse bile, önceleri 5 yıl okuyarak 11 yaşında okul dışı kalan çocuklar, bu kez 14 yaşında eğitim ocaklarının kapısına bırakılmaktadır.
Şimdi *********** çok değerli ve gerçekleri bilen eğitimcileri varken onları yok sayıp "10 yıl zorunlu eğitim" diye tutarsız bir önerinin seçim programına koyulmasını büyük bir yanlış ve haksızlık olarak görüyorum ve düzeltilmesini bekliyorum.
Evet, okulöncesi, şimdilik sadece 6 yaş grubu için yaşamsal önem taşımaktadır. Özellikle kırsalda, başta dil sorununun çözümü olmak üzere çok önemli bir hazırlık aşamasıdır. Okulöncesi, çocuğun ileriki başarısının temelidir, sosyal ve gelişmek isteyen bir devlette zorunlu olmalıdır. İlk iki yıl, her okulda bir anasınıfı kurulması MEB'ce zorunlu, katılımsa isteğe bağlı olmalı, 3. yıl, hem sınıfın bulunması, hem de öğrencinin zorunlu, ama ücretsiz katılımı sağlanmalıdır. Türkiye'nin bu atılımla kazanacağı artı değer bilimsel olarak çoktan kanıtlanmıştır. İki yıl okulöncesi ise şimdilik gereksizdir, olmayan bütçeye yeni ekler getirecektir. Öncelik tüm okulöncesi 6 yaş grubunun şimdiki yüzde 20'den yüzde 100'e çıkarılmasıdır ki bu da tam bir kararlılık ve hedefe kilitlenme gerektirir.
********** seçim bildirgesindeki mantıkla, okulöncesine iki yıl ekleyip zorunlu eğitimi on yıla çıkarmanın hiçbir akılcı yeri yoktur. Çünkü 14 yaşında okul dışı kalan erkek çocukları, hiçbir becerileri olmadığından, eğer ellerinden tutacak varsıl aileleri de yoksa, kırsalda çobanlığa, kent varoşlarında ucuz işçiliğe, bu arada da tinere, kapkaça aday olmaktadırlar.
En vahimi de kızların, kırsalda, okul bitimi olan haziranla, okulların açıldığı eylül ayları arasında, büyük oranda, birkaç yüz YTL'ye satılıp eş, kuma-berdel edilmeleri, kent varoşlarındakilerinse, haftalık 20-30 YTL'ye karanlık fason dikim atölyelerinde işe koşulmalarıdır. 14 yaşında, çocuk anneler, iki büklüm ırgatlar, çobanlar üretmek istemiyorsak bütün bu çocukların, zorunlu olarak lise ve meslek liselerine gitmelerinin sağlanması gerekir.
MEB, ***********"reform!" adı ile akıl almaz yanlış uygulamalar yaparak sistemi allak bullak etti. Bunlardan biri de düz lise ve düz meslek liselerinin durup dururken dört yıla çıkarılması oldu. Gençlerin yaşamlarının bir taze yılına açıkça el konuldu.
1952-1953 ders yılında, adını asla unutmadığımız Tevfik İleri adlı bir Milli Eğitim Bakanı yine aynı yöntemle, "liseleri dört yıla çıkardım" dedi, üç yıllık dersler, dört yıla yayıldı. Bizler dahil iki dönem dört yıl okuduk ve sonra yeni gelen hükümet bu yanlışı düzeltti. Kendimi hâlâ devletten alacaklı görürüm!
Yeni iktidardan, elindeki yetkileri kişisel ve partisel propaganda ve kadrolaşma için kullanmayacak, ne yapması gerektiğini danışarak, çeşitli kesimlerle paylaşarak planlayacak bir Milli Eğitim Bakanı bekliyoruz. İlk icraatının da öğrencileri, velileri, öğretmenleri perişan eden bu anlamsız ek yılın kaldırılması olacağını umuyoruz.
İşte o zaman 1 yıl okulöncesi artı 8 yıl ilköğretim artı 3 yıl lise/meslek lisesi olmak üzere, toplam 12 (on iki) yıl zorunlu eğitim, Türkiye'de gençlerin, çeşitli tehlikelerden korunması ve kendilerini geliştirebilmesi için tek, ama tek akılcı çözüm olacaktır.
Kız ve erkek çocukları, böylece 17 yaşlarına kadar okullu kalabilecek ve kuşkusuz iyi bir eğitim alabilirlerse pek çok tehlikeden uzak, geleceğe hazırlıklı bireyler olacaklardır.
Bu durumda erkek çocuklar ya yükseköğrenime, ya meslek okullarına ya bir işe ya da askere hedeflenebileceklerdir. Toplumumuz için en önemlisi ise özellikle kırsalda, kızların evlendirilme yaşının yükselmesidir.
Bu eğitim sırasında daha bilinçli olabilmeleri ve aile baskısıyla, "kader" diyerek zorla evlendirilme olasılıklarının çok azalması zorunlu eğitimin on iki yıla çıkarılmasıyla doğrudan ilintilidir.
Oysa kızları 14 yaşında okul dışı bırakan bugünkü sistem onları 17 yaşında üç çocuklu kadına dönüştürüyor.
Bizler, halk ve bireyler olarak, siyasal partilerimizin programlarını, ülke gerçeklerine uygun yapmalarını ve konulara hiçbir beklentileri olmadan sahip çıkanları, proje üretenleri dinlemelerini istiyoruz.
Gençlerimizi 14 yaşında, çobanlığa ya da kumalığa terk etmek yerine, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkararak onları 17 yaşına dek okullu kılmak ve çok yönlü yetiştirmek, toplumumuzu saran şiddeti, kavgayı ve öfkeyi de epey aşağılara çekecek ve ulusumuz yepyeni bir gençlik kazanacaktır.