Zorunlu Hizmet Affı Hakkında Düşünceleriniz

arkadaslarım sehir merkezine atandı kpss puanı ile onlarda sınıf öğretmeni. benim babamda öğretmen doğuda büyüdüm sayılır orda 6 yıl yaşadım ve şunu söyleyebilirim buraya gelene kdr böyle biryer görmemiştim.  evimden binlerce km uzakta değilim ama ılce merkezıne bıle gıdemıyorum devamlıda semınerdır müdürlük işleridir çağırıp duruyorlar bir bayan olarak  22de kursumun bittiği oldu ulaşım kımsenın umrunda değil. suyun olmadığı elektirğin olmadığı berbat bir lojmanda kalmadığınız belli sizinde. ulaşımın önemini farketmemiş olduğunuz ıcın sanslısınız. buranın dogudaki köylerden tek farkı terör sorunu yok ki oda doguda her köyde yok. ve birde çocuklar Türkçe biliyor ama karadenizdede biliyor düşünülünce. şartlara göre olmalı zorunlu hizmet ve batının köylerindede yaşam gerçekten çok zor...

helles 27 hocam a katılıyorum bu atamalar puana göre yapıldığına göre ve doğuda çalışan arkadaşlarda bu puanla bilerek ve isteyerek oraları yazdığına göre neden şu anda batıdakilerde de yapmalı deyip af isteyenleri eline vicdanların a koysunlar diyerek suçluyorlar anlayamadım

Arkadaşım bu iş puan işi değil!böyle ilginç ilginç dünyadan haberi yokmuş mesajlar yazanlar yokmu sinirime tüy dikiyorlar! sen biliyormusun doğu hizmeti boynumun zaten borcu mutlaka yapacağım bari gençken yapayım deyip puanı yüksekken önce doğu yazanlar olduğunu? puanı bu işe karıştıranların gözümde zerre değeri yoktur olamazda!
devlet senin puanın yüksek sen sürekli batıda çalışacaksın mı dedi?yoksa belli süre çalışıp rotasyona uğrayacaksın mı dedi? batıda olanlarda tercih yaparken rotasyonu bilerek yazdı,şimdi neden af af diye inliyorlar acaba? öyle yok beleşe konuşmak! bizim derdimiz soba yakmak değil,doğalgazlı evlerdemi büyüdük? anlayın artık şunu. doğuda geceleri terörist korkusundan tir tir titreyenler bilir doğu hizmetinin sadece doğuda olduğunu...

mardinin köyünde, van bahçesarayın köyünde çalışan arkadaşlarım var ve hiçbirinin köyünde terör yok sanki zorunlu hizmet sayılan doğudaki heryerde terör var yapmayın arkadaşım. zaten öyle bir köyde 3 yıl çalıştın mı 90 puan alır merkeze gelırsın il içi atamada. nasılsa du elektirik soba yapmada sorun değilmiş terör sıkıntısındanda kurtulursunuz.

arkadaşlar sinirinize falan dokunmasın af işi.madem ben sıkıntı çektim terör korkusuyla yattım kalktım diyorsunuz diğer arkadaşlarım niye bu çile diye nitelendirdiğiniz zorlukları çeksin

herkes yapacak arkadaşım!eşit şartlardayız.kimse kusura bakmasın.herkes ana kuzusu.evet ben çektim herkes çekecek!

hemde korkulacak gibi değil anlattıklarınız.ağaçtan düşenin halinden ağaçtan düşen anlar derler ama öyle değil.bende hemde 4/C li olarak hakkari çukurcanın x köyünde çalıştım.güzel günler yaşadım ne diyebilirimki başka

arkadaslarım sehir merkezine atandı kpss puanı ile onlarda sınıf öğretmeni. benim babamda öğretmen doğuda büyüdüm sayılır orda 6 yıl yaşadım ve şunu söyleyebilirim buraya gelene kdr böyle biryer görmemiştim.  evimden binlerce km uzakta değilim ama ılce merkezıne bıle gıdemıyorum devamlıda semınerdır müdürlük işleridir çağırıp duruyorlar bir bayan olarak  22de kursumun bittiği oldu ulaşım kımsenın umrunda değil. suyun olmadığı elektirğin olmadığı berbat bir lojmanda kalmadığınız belli sizinde. ulaşımın önemini farketmemiş olduğunuz ıcın sanslısınız. buranın dogudaki köylerden tek farkı terör sorunu yok ki oda doguda her köyde yok. ve birde çocuklar Türkçe biliyor ama karadenizdede biliyor düşünülünce. şartlara göre olmalı zorunlu hizmet ve batının köylerindede yaşam gerçekten çok zor...

Pardon bayan hocam ama hangi kamusu önünüze alıp konuştuğunuzu bilmiyorum ama bence o kamusu değiştirin. Çünkü siz bizi sadece televizyondan izleyebilirsiniz. Yani ancak o kadar yakınsınız. Türkçeyi bilmeyen bir öğrenciyi bir heceyi söyletmek nasıl zordur bilemezsiniz. Arabayı borç harçla alana kadar ulaşımda ne sıkıntılar çektiğimi bilemezsiniz. Bir günümü not almıştım eğer bilgisayarıkda kayıtlıysa buraya yükleyeceğim o zaman görün doğu hizmetini.
Korkum terör değil zerre kadar korkmuyorum korkum doğu hizmetini küçümseyen öğretmenler.

insan yaşadığı yeri ve mesleğini seviyorsa zorunlu hizmet olayı bence hikaye

İlk görev yerim Van Çatak'ın bir köyü ve tam 5 yıl aynı yerde çalıştım. Şimdi memleketimdeyim ve inanın oraları unutmak kolay değil hala köydeki arkadaşlarla görüşüyorum insan özlüyor doğu denilince korkmamak lazım gidip görmeden yorum yapmamak lazım oradaki çocukların insanların bizlere ihtiyacı var oradaki dostluğu öğretmenlerle arasındaki arkadaşlığı burada bulamadım. Sıkıntılar her yerde var. Doğuda olsa batıda olsa mutlaka problemlerle karşılaşıyoruz. Bütün arkadaşlara görev yerlerinde başarılar diliyorum.

 OCAK 2008 benim hayatımdan bir kesit
Bugün Ocak ayının on dördü. Hava gündüz neredeyse sıfırın altında on beş yirmi derece. İnanın abartmıyorum. Şimdiye kadar aldığım bir ufo, ısıtıcıyla, ısınıyordum ama artık yetmiyor. Odam yaklaşık on beş metrekare, aldığım ısıtıcı sözde otuz metrekarelik ama geceleri eksi otuzu geçen sıcaklık değerleri alt üst ediyor ısıtıcın dengesini.
Isıtıcıya rağmen bugün sabah kalktığımda odamın camları buz tutmuştu. Ne kadar da üşüyordum, saatim çalıyordu, kalk diyordu ama beni tam ısıtamayan yorganımın altından çıkmak ne mümkün. Neyse ki kalkıp derse gittik. Yan odada kalan öğretmen arkadaş daha zor durumdaydı. Onun odası daha soğuktu.
Sabah nihayet sınıfa vardım. Bu sabah sınıfımda daha önce karşılaşmadığım bir şey oldu. Yarım yamalak yanan sobanın etrafına üşüşmüştük öğrencilerimle. Baktım biri ağlıyor. “oğlum ne oldu” dedim. “öğretmenim ellerim üşüyor” dedi. Bir elini cebime koydum, diğerini de ellerime alıp hem nefesimle ısıtıp hem de ellerimle ovuşturarak ısıtmaya çalıştım soğuk ellerimle. Ben üşürken bile o minik meleğin üşümesine kayıtsız kalamıyordum. Ah vicdan sen olmasaydın ben burada dayanabilir miydim bu şartlara?
Derse ancak ikince saatte geçebildik. Çocuklar yerlerine oturacak kadar ısınınca hadi defterlerinizi açın dedim. Doğru bir iş yaptığımı yazı yazmaya çalışırken eline nefesini üfleyen öğrencileri görünce daha iyi anladım. Evet, efendim şartlar çok zor. Ama bu minik melekler bu soğuk okula kadar geliyorlarsa ben koşa koşa varmalıyım sınıfıma. Tıpkı yıllar önce beni evimden alan öğretmenim misali yapmalıyım öğretmenliği. Ve beni öperek derse başlayan öğretmenin gibi derse başlamalıyım galiba. Bu soğukta muhtemelen onların da evlerinde donan sularla yüzlerini yıkayamayan çocukları. Yağ kokan çocukları…

Bizim lojmana gelecek olursak…
…
Lojmanda da neredeyse her gün donma tehlikesi geçiriyoruz.
Köylü elektriğe çok yüklendiğinden dolayı trafonun sigortası abartısız günde en az on defa atıyor. Ve yine abartısız bu on seferde neredeyse beş altı defa biz gidip yükseltiyoruz şalteri. Korkuyorum bir gün elektrik çarpmasından öleceğiz, gerçi donarak ölmekten iyidir herhalde.
Baktık yok elektrik gidip gelmesi sonucu ya donarak ya da elektrik çarpmasından öleceğiz, şimdiye kadar hiç yakmasını ve kurmasını bilmediğimiz sobayı önce kurduk sonrada yaktık. Kurmadan önce çatıya çıkıp bacayı temizlemek gerekiyordu. Çatı karlı, çatıya zor bela çıktım. İnanın kaymamak için zor durdum. Kaydım ama düşmedim, o çatıda düşmemek için ne dualar ettim. Bacaya nihayet ulaştım ama ne göreyim bacayı kargalar çer çöple doldurmuşlar. O takımımın üstüne giydiğim paltomla bacayı ateşe verdim, mazot döktüm. Az daha ben de yanıyordum.
Neredeyse bir saat sürdü bacayı yakıp temizlemek. O arada öğretmen arkadaşta evin içinden bacayı ateşe verdi. Aşağı indiğimde aman Allah’ım ne olsun! Ev duman içinde yeni halı kül içinde… Ağlayacaktım artık. İnanın ağlasam gözyaşlarım bile donacaktı.
Neyse baca artık temizlenmişti. Sobayı kurmayı başardık, tabi boruları birkaç defa düşürdükten sonra. Sobaya odun attık ve sonra da kömür. Size bir soru sormak istiyorum bu arada; odun mu önce yanar, kömür mü? Hayır, yanlış bildiniz, doğru cevap kömür. Çünkü devlet babanın gönderdiği bu yakıtlardan ikisi de ıslak. Ve kömür şükür ki yandı onca gazete poşet attıktan sonra. Odunlar yanmıyor…
Öğretmen arkadaşla bu geceki o feci üşüme nöbetlerinden sonra nihayet soba kurmayı başarmıştık.
Sobayı kurana kadar topuklarım donmuş meğer ben de çatıdayken neden topuklarım ağrıyor diye merak etmiştim. Sobayı kurup dibine oturduktan sonra anladım ki donmuşlar garipler. Yıllardır beni taşıyan ayaklarım bile yorgun düşmüştü bu soğuğa.
İçerisi ısındıktan sonra ancak akşam yemeğini yapabildik, donan kapları, suları çözmek imkânsızdı yoksa. Dün aldığımız tavuk butları donmuş. Hayır efendim, tavuğu buzluğa koymamıştık zaten evimiz buz gibi. Tavukları o haliyle tencere attık tabi köyden pahalı pahalı aldığımız tüp neredeyse bitecekti, tavuklar pişene kadar.

Ek metni kaldırıyorum. Benim için özel yerleri olduğundan...

helles 27 hocam a katılıyorum bu atamalar puana göre yapıldığına göre ve doğuda çalışan arkadaşlarda bu puanla bilerek ve isteyerek oraları yazdığına göre neden şu anda batıdakilerde de yapmalı deyip af isteyenleri eline vicdanların a koysunlar diyerek suçluyorlar anlayamadım

hocam sizin öğretmen olduğunuzdan şüpheliyim.
en basit yönetmeliği bile bilmiyorsunuz.
zorunlu hizmete ilk atama olarak gidilmiyor sadece.
ben mesela kendi memleketimde çalışırken 4.yılımda zorunlu hizmete geldim.
2.bölgede çalışmaktayım şuanda,zorunlu hizmette 5.yılım.
bildiğiniz veya bilmediğiniz gibi 2.bölge olan illerde zorunlu hizmet 4 yıl,yani ben kdv sini çalışıyorum.belkide bunun ötv side olacak ve ben zorunlu hizmete devam edeceğim.
öyle puan alsaymış,gitmeseymiş değil konu.
ben isteyerek zorunlu hizmete gelmedim,devlet böyle istediği için geldim.aynı devletten vatandaşları arasında ayrımcılık yapmamasını bekliyorum.ayrımcılık yapmasınki bende artık bitireyim ZORUNLU hizmeti.aksi durumda kendini uyanık sanan kişiler içinde keriz gibi zorunlu hizmete devam etmek zorunda kalacağım.

Pardon bayan hocam ama hangi kamusu önünüze alıp konuştuğunuzu bilmiyorum ama bence o kamusu değiştirin. Çünkü siz bizi sadece televizyondan izleyebilirsiniz. Yani ancak o kadar yakınsınız. Türkçeyi bilmeyen bir öğrenciyi bir heceyi söyletmek nasıl zordur bilemezsiniz. Arabayı borç harçla alana kadar ulaşımda ne sıkıntılar çektiğimi bilemezsiniz. Bir günümü not almıştım eğer bilgisayarıkda kayıtlıysa buraya yükleyeceğim o zaman görün doğu hizmetini.
Korkum terör değil zerre kadar korkmuyorum korkum doğu hizmetini küçümseyen öğretmenler.

sadece Kürtçe bilenlerle eğitim yapmak gerçekten çok zordur Allah yardımcınız olsun. madem sadece doğuda Türkçe öğretmek çok zor ozaman Türkçe öğretmenin gerekmediği yerlerde doğu görevi kapsamından çıksın. Sanki doğuda herkes terör sıkıntısı yaşıyor sanki herkes sadece Kürtçe bilinen köylerde görev yapıyor. bence sizde doğuyu kendi köyünüzden ibaret sanıyorsunuz. benimde doguda çalışan arkadaslarım var köylerindede çalışan var ama bu bahsettıgınız sorunları yaşamıyorlar hatta benim yasadıklarımı bile yaşamıyorlar ozaman oralar doğu görevi kapsamından çıkarılsın. herkes terör sıkıntısı olduğu Türkçe bilinmeyen yerlerde görev yapsın öyle mi?

babil76 arkadaşım samimyetimle söylüyorum alay için değil güzel günler yaşamıssınız.inanın gelecekte bu günlerinizi imrenerek yad edeceksiniz bu kesin