2010 Yılında Zorunlu Hizmetten Af Getirilmeli ve Atama Yönetmeliği Bir An Önce Yayınlanmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı zorunlu hizmet ve yer değiştirme yönetmeliği üzerinde uzun süredir devam eden çalışmalarını tamamlamak üzeredir. Yeni yönetmelik öğretmenlerin atanmasından yer değiştirmesine, zorunlu hizmet süresinden, zorunlu hizmet bölgelerine kadar birçok önemli yapısal değişikliği beraberinde getirmektedir. Bizler ise bu yönetmelikte artan zorunlu hizmet süreleri ve bölgelerinden dolayı mağdur olma endişesi taşıyan öğretmenler olarak çeşitli kanallardan sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Çünkü göreve başladığımızda en fazla 5 yıl yapacağımız zorunlu hizmet 7 yıla çıkıyordu, bunun yanında zorunlu hizmetimizi yapmak üzere tayin istemeyi düşündüğümüz ve önceki yıllardan bu yana takip ettiğimiz okullar arasında zorunlu hizmet kapsamından çıkacak okullarda bulunmaktaydı. Bu gibi endişeler bizleri geçmiş yıllardaki yönetmelik değişikliklerinde yapılan muafiyet-af uygulamasının gerekliliği konusunda ortak bir bilince yöneltti.
Burada özellikle, altını çize çize söylemek istediğimiz, biz hiçbir zaman af-muafiyet talebinde, ta ki yönetmeliğin değişeceği ve zorunlu hizmet sürelerinin artacağı bilgisine ulaşana kadar bulunmadık. Zorunluya tabi olacağımız yıllarda tercihimizi yapıp, bu görevimizi tamamlamayı düşünüyorduk. Fakat kapsamlı değişiklikler içeren bu yönetmelik birçok konuda bizleri mağdur edecekti. Zorunlu hizmet sürelerinin artması başta olmak üzere yönetmelikle ilgili ipuçları alındıktan ve geçmiş 1990 ve 2000 yıllarındaki uygulamalardan yola çıkarak, muafiyetin gündeme alınmasını istedik. Zaten MEB’in yönetmelik taslağındada tarih verilmeden bir muafiyetten söz edilmişti, çünkü hukuki olarak oluşacak boşluklar hem bizleri hemde atama ve yer değiştirme konusunda yaşanacak karışıklıklardan dolayı Bakanlığı fazlasıyla uğraştıracaktı.
Temelde bu ve benzeri problemler ve hukuki altyapı bu muafiyeti zorunlu hale getirmiştir ve bu konuda son noktaya gelinmek üzeredir. Fakat özellikle zorunlu hizmetini tamamlamış ve tamamlamakta olan arkadaşlarımızdan af konusunda itirazlar yükselmektedir.Öncelikle unutulmaması gereken bu af sadece batı bölgelerinde çalışan öğretmenlere değil, doğunun en ücra köşesinde çalışan öğretmene de verilecek bir haktır. Bunun yanında yine doğudaki arkadaşlar kendilerinin zor şartlar altında çalıştıklarını, affın onların yer değiştirmesini engelleyeceğini dillendirmeye başlamışlardır. Burada gözden kaçan önemli noktalar vardır. Öncelikle 10 yıldır uygulanan zorunlu hizmet, ilk atamaların doğu bölgelerine yapılması ve asker öğretmen uygulaması doğuda açığı yok denecek seviyeye getirmiştir. Bu artık bakanlığın istatistiki verilerinden de son derece anlaşılır bir durumdur. Bunun yanında batıda vekil-ücretli öğretmenlik uygulaması, öğretmen yetersizliği nedeniyle derslerin boş geçmesinin önüne geçmek amacıyla uygulanmaya başlanmış ve ve ücretli öğretmen sayısı 150 binlere yaklaşmıştır. Birçoğu fakülte mezunu olmayan, pedagojik eğitim almamış geçici öğretmen arkadaşlar Ankara, İstanbul,İzmir gibi nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu illerde derslere girmektedir. Bunun yanında doğu bölgelerinde yeterli ve hatta fazlalık öğretmen normları bulunmaktadır. Özetle muafiyet, doğu bölgelerindeki arkadaşların öğretmen açığının çok fazla olduğu batı bölgelerine tayinini zorlaştırmanın yanında kolaylaştıracaktır. Fakat burada şu unutulmamalıdır ki, bu kadroların tamamı ilan edilerek bakanlık tarafından atama döneminde duyurulmalıdır. Zaten sendika yetkilileri, bakanlık bürokratlarıyla yaptığı görüşmede bu konuda söz almışlardır. Sirkülasyonu engelleyen sorun af-muafiyet değil, boş normların açılmamasıdır.Biz platform olarak sadece af çıkması talebinde bulunmayarak, doğu bölgelerinde çalışan arkadaşlarımız için batıdaki tüm normların açılması talebinde ısrarla bulunduk.
Yine bunun yanında, doğu bölgelerinde çalışan arkadaşların serzenişte bulunduğu diğer konu kendilerinin sıkıntı çektiği, çile içinde çalıştıklarıdır. Bu konuda haklı arkadaşlar vardır fakat şu unutulmamalıdır ki batıdada doğudan çok daha zor şartlar altında, ilçelerde, dağ köylerinde çalışan öğretmen arkadaşlarımız vardır. Yani problem sadece bu ülkenin bir bölgesinde değil her yerinde mevcut olabilir. Batıda ki her arkadaşımız Ankara-Çankaya, İstanbul-Kadıköy,İzmir-Konak v.b. gibi yerlerde çalışmamaktadır.
Diğer enteresan husus, problem yaşayan arkadaşların, aynı problemi sanki tüm öğretmenlerin yaşaması gerektiği düşüncesiyle, “ben yaptım o da yapacak”, “biz o kadar sıkıntıyı boşuna mı çektik” gibi ilginç cümleler kurmasıdır. Bu mantığa göre, başlarına bir problem geldiğinde herkes o problemi yaşadığında mı bu arkadaşlar mutlu olacaklardır? Ben trafik kazası yapıp yaralandı isem, acı çekti isem yakınlarımda mı kaza geçirmeli benim rahatlamam için? Ben sınavımdan zayıf alıp bütünlemeye kaldı isem, tüm sınıf arkadaşlarım bu sınavdan kalınca mı hak, hukuk işlemiş olacaktır? Dedelerimiz zamanında 3 yıl askerlik yaparken biz öğretmenler olarak kısa dönem yada yedek subay olarak en çok 12 ay askerlik yaptık. Biz dedelerimize haksızlık mı yapmış olduk? Onlar 3 yıl biz 1 yıl askerlik yaptık, bu durumda geçmiş büyüklerimizin hepimizden hak talep etmesi mi gerekmezmi, biz onlara haksızlık mı yapmış olduk? Affa karşı olan arkadaşlar buna benzer ifadelerle affa karşı çıkmışlardır fakat bu sorular cevap beklemektedir.
Bizim dilek ve isteğimiz, bu yeni yönetmeliğin affa uğrayacak yada uğramayacak herkes için mutlu, huzurlu bir eğitim ortamı oluşturmasıdır. Türkiye’nin en büyük memur topluluğu olan, sayıları 1 milyona yaklaşan öğretmenler için son derece önemli olan bu yönetmelik bir an önce yayınlanmalı ve muafiyet tarihi yönetmeliğin yayınlandığı tarih olarak belirlenmeli ve doğu bölgelerinde çalışan arkadaşlar için mağduriyetlerin yaşanmaması adına tüm boş kadrolar atama döneminde açılmalıdır. Sağlıcakla.
2010 AFFINA DESTEK VE YENİ YÖNETMELİK BİRAN ÖNCE YAYIMLANSIN DİYEN ÖĞRETMENLER PLATFORMU
(memur.biz)