12 Yıllık Zorunlu Eğitime Yönelik Uygulamalar (4+4+4 Genelgesi)

Öğretmenlerin çoğu yapılan bu çalışmalardan memnun.Tuttukları siyasi partinin bütün söylemlerinden memnunlar.Yanlışa yanlış doğruya doğru diyemiyorlar.onlar ne derse doğrudur diyorlar.Örneğin süt dağıtımı konusunda bile çocukların bazıları sütten rahatsız olmuş diyorsun.Bu olayı bazı öğretmenlerin organize işleri olarak gösteriyorlar.60 aylık çocuğun 1. sınıfta işi ne diyorsun .Hiçbirşey olmaz Her çocuk okumayı öğrenir diyorlar.Öğretmene rotasyon düşünülüyormuş diyorsun biz heryere gideriz diyorlar.5. sınıfı elimizden aldılar diyoruz.5.sınıf zaten ağır oluyordu diyorlar.Örnekleri dahada çoğaltabilirim.Onlar yapılan bu uygulamalardan  mutlu.Rahatsız olanlar ise forumlara yazı yazan arkadaşlarımız.

Size katılıyorum öğretmenim.Yazıktır ki ideoloji gözlerini kör etmiş.Bazılarımızın ne mesleğe,nede kendisine  saygısı var. Sonuçta şu hiçbir bilimsellği olmayan bu kanunu çıkaranlar bizim yetiştirdiklerimiz değil mi.

  Öğretmenim benim bulunduğum yerde herkes beni tanır.En çok korktuğum şey de istemeden bir insanı kırmaktır.Sizi kırdım diye üzülmeye başlamıştım.yazdıklarınızdan sonra içim rahatladı.Öğretmenim bu benim meslekteki 16. yılım 10 yıl köyde çalıştım.Hafta sonu kurs vermediğim gün yoktur neredeyse.İlk gittiğim köyde daha önceden  okuyan çıkmazken benim okuttuğum öğrencilerden öğretmen olanlar,üniversite okuyanlar,şu anda Anadolu öğretmen liselerinde okuyan öğrencilerim var.Hepsini birleştirilmiş sınıfta gerçekleştirdim.İlk defa 1'den 5'e kadar öğrenci okutuyorum.5 yıl boyunca neredeyse her gün bu sınıfa kurs yaptım.Şu anda öğrencilerimin başarılarıda gayet iyi.Benim kızdıklarım ben bu kadar çalışırken Diğer bazı arkadaşların helal edecek kadar çalışmamaları (görüyorum) buna karşılık olumsuz dediğim dayatmaları körü körüne savunmaları.Ben herzaman bütün güzelliklerin ülkem için olmasını istemişimdir.

Ben çalışan ,prensip sahibi ,bilime inanan Atatürkçü insanların uzun vadede bunun karşılığını alacağını düşünürüm öğretmenim.B u yüzden bunun tersi devir adamı  insanlar için kendinizi üzmeyin öğretmenim....

 her meseleye ideolojik yaklaştığımız, takım tutar gibi sendikacılık yaptığımız için haklarımızı alamıyor , saygınlığımızı yitiriyor , en ufak meselede bile ortak tavır alamıyoruz... öğretmenlerin itibarını zedeleyen kim ? ne siyasetçiler ne bürokratlar saygınlığımızı yitirmemize sebep olan yine bizim meslektaşlarımız...
    4+4+4 sisteminin nasıl olacağı konusunda belirsizlikler var. içerik netleşince daha iyi göreceğiz, belli olmayan bir durum hakkında bilimsel değil demek de açıkçası komik. birçok ülkede eğitim 4-5 yaşlarında başlıyor hiç mi duymadınız! anlaşılan eğitim ile öğretimin farklı kavramlar olduğundan haberiniz yok.
  ' bilime inanan atatürkçü insan 'ne demek atatürkçülük bir dogmadır. atatürk'ü kullanarak kendine yer edinme durumudur. atatürk ise tam aksini söylüyordu bizlere 'arkamda dogma(nas) bırakmıyorum ' derken

Eğitime 4-5 yaşında başlayan ülkelerin,sosyo-ekonomik durumlarını biliyormusunuz?Lütfen bir konuyu paylaşırken,gelişi güzel şeyler söylemeyin.Kanun çıktığına göre uygulanacaktır.Kanımca kanunun yürürlük tarihi 2013-2014 eğitim öğretim yılı olsaydı,daha hazırlıklı girilirdi.Eylül ayında umarım kargaşalıklar yaşanmaz vede öğrenciler bundan zarar görmez.

Herşey iyi hoş..Eğitimin süresi artırılmış güzel..Bazı projeler geliştirilmiş ağır aksak uygulanmaya çalışılıyor o da güzel..
Erken yaşta kayıt ve veli insiyatifine bırakılması son derece sakıncalı. Ülkemizin şartları göz önüne hiç mi hiç alınmamış bence..4-5 yaşında zorunlu eğitime başlayan ülkelerde öğrencilerin büyük bir çoğunluğu 2. yaşta kreşlere başlıyor. Bizde bildiğiniz üzere 70 aylıklarda bile tuvalet eğitimi konusunda sorunlar yaşanıyor.
Birleştirilmiş sınıflar ve sorunlarını ise hiç söylemeye gerek yok..
Öğretmenlik son yıllarda rehberlik olmaktan çıkıp dadılık sıfatına büründü..

tuarek26 öğretmenim o ülkelerin sosyo-ekonomik durumlarından haberim var.böyle olması da bilimsellikten uzak olduğunu göstermez. mesela almanyanın her yerinde sosyo-ekonomik durumun aynı olmadığı da aşikar... benim vurguladığım nokta öğretmenlerin bir fikrinin olması gereğidir ve bu fikrin bir partinin sığ eleştirisinden daha kapsamlı ve bilimsel olması gereği üzerine idi.
  eğitimde yeni yapılacak bir uygulamanın mevcut durumu daha kötüye götüreceğini sanmam ,şimdikinden daha kötü nasıl olabilir tasavvuru bile güç! 

İmge öğretmenim Atatürk bir dogma değildir ama Atatürkçülükte, bilimsellikte gelişim için bir dogma olmalıdır.
   Almanya da  4-5 yaş okula başlama yaşı olabilir.Ama orada sokakta mendil satan çocuğa rastlayamazsınız.
Yeni gelen sistemin bilimsel olmadığını ben söylemiyorum,bu konuda uzmanlık yapmış profösörler söylüyor.6 yaş çocuğu

Bir çok yerde 6-7 yaş çocuğu bile okula ilk başladığında gerek tuvalet eğitimi gerekse el kaslarının gelişmediğinden dolayı büyük sorunlar yaşanıyor bilirsiniz.
Elbette sadece öğretmenlerin değil  herkesin bir ideolojisi olmalı.Ama söz konusu mesleğimiz ya da herhangi bir haksızlık olduğun da objektif olabilmeli ,birlikteliği sağlayabilmeliyiz.

Bir yandan birilerinin avukatlığını yapıp diğer taraftan hakkımızı alamıyoruz,itibarımız zedeleniyor ne demek? Öğretmnelere yetersiz,eğitimsiz diyen kim? Bırakın takım tutar gibi parti tutmayı.

Okulları ortaokul olan sınıf öğretmenlerinin yeni okulları neye göre belirlenecek bilgisi olan var mı?

Okulları ortaokul olan sınıf öğretmenlerinin yeni okulları neye göre belirlenecek bilgisi olan var mı?

bu konuda hiçbir gelişme yok.son yayınlanan genelge ile ilçeler okulları belirleyecek.bu yaz durumun netleşeceğini umuyorum.

Bence takılmamız gereken en önemli konu köy okullarının açılması.Birleştirilmiş sınıfta okumuz ve birleştirilmiş sınıf okutmuş bir öğretmen olarak bu sınıfların eğitime hiç katkısı olmayacağını düşünüyorum.

Bir yandan birilerinin avukatlığını yapıp diğer taraftan hakkımızı alamıyoruz,itibarımız zedeleniyor ne demek? Öğretmnelere yetersiz,eğitimsiz diyen kim? Bırakın takım tutar gibi parti tutmayı.

Merhaba. Öğretmenler yetersiz derken yargı ve sonuç ifade eden bir cümledir. Bakalım doğru mu değil mi bu örnekler üzerinden birlikte anlamaya çalışalım efendim. 1. Ülkemiz yapılan uluslararsı sınavlarda en sonlarda yer almaktadır. Burda başarı var mıdır sizce ben olduğunu söyleyemem.
2. Ulusal sınavlarda 20 sorudan ortalama 2 soruya doğru cevap verilebilmektedir. Burda başarı var mı? Ki üstelik eğitim sistemimiz sınav odaklı öğrenci yetiştirdiği halde durum bu kadar vahim.
3. Türkiye'nin dünyada geçerli olan bir patenti dahi bulunmamaktadır? Burda başarı var mı öğretmenim?
4. Bugüne kadar bilim tarihine ve insanlık tarihine yön verecek kaç bilim insanı yetişti?
5. Biz öğretmeniz, eğitimciyiz ve eğitim aldığımızı düşünüyoruz veya varsayıyıyoruz. Oysa 6 yaşında bir çocuğu bile eğitirken aciz kalıyor muyuz kalmıyor muyuz. Olağanüstü başarı özellik ve niteliklere sahip bireyler yetiştirebiliyor muyuz? Yetiştirdiğimizi düşünüyorsanız bütün bu beş sorunun cevabını sizden rica edebilir miyim? Bırakın değişim gerçekleşsin. değişimin önünde her zaman engel olanlar olmuştur. Bari biz eğitimi gördüğümüzü düşündüğümüz insanlar değişim ve gelişmenin önğnde duvar olmayalım. Saygılarımla...

moral hocam, yazdıklarınız ne yazık ki doğru. Bende yeniliğe karşı değilim. Fakat alt yapısı oluşturulmadan yapılan bir değişikliğie karşıyım. Oldu bittiye getirilmesine karşıyım. Akedemisyenler olumsuz görüşler öne sürmelerine rağmaen bunları görmezden gelinmesine karşıyı. O zaman işte ben şahsıma konuşuyuroum bunda başka bir neden ararım. Sorularınıza gelince:
1-) Sınıflarda 45,50 veya daha fazla öğrenci ile hangi başarıyı yakalamak mümkün sizce?
2-) Birleştirilmiş sınıf uygulaması ile hangi başarıyı yakalamak mümkün sizce?
3-) Okullardaki olanaksızlıklar ile hangi başarıyı yakalamk mümkün sizce?
4-) Öğretmene değer verilmiyor ise bununla hangi başarıyı yakalamk mümkün sizce?
5-) Müşteri her zaman haklıdır mantığı ile öğretmenler ezdiriliyor ise hangi başarıyı yakalamak mümkün sizce?
6-) işin mutfağındakiler görmezden gelerek veya onların görüşlerine saygı duymadıktan sonra hangi başarıyı beklyorsunuz ki.

moral hocam, yazdıklarınız ne yazık ki doğru. Bende yeniliğe karşı değilim. Fakat alt yapısı oluşturulmadan yapılan bir değişikliğie karşıyım. Oldu bittiye getirilmesine karşıyım. Akedemisyenler olumsuz görüşler öne sürmelerine rağmaen bunları görmezden gelinmesine karşıyı. O zaman işte ben şahsıma konuşuyuroum bunda başka bir neden ararım. Sorularınıza gelince:
1-) Sınıflarda 45,50 veya daha fazla öğrenci ile hangi başarıyı yakalamak mümkün sizce?
2-) Birleştirilmiş sınıf uygulaması ile hangi başarıyı yakalamak mümkün sizce?
3-) Okullardaki olanaksızlıklar ile hangi başarıyı yakalamk mümkün sizce?
4-) Öğretmene değer verilmiyor ise bununla hangi başarıyı yakalamk mümkün sizce?
5-) Müşteri her zaman haklıdır mantığı ile öğretmenler ezdiriliyor ise hangi başarıyı yakalamak mümkün sizce?
6-) işin mutfağındakiler görmezden gelerek veya onların görüşlerine saygı duymadıktan sonra hangi başarıyı beklyorsunuz ki.

Tekrar merhaba. Elbette okullarda sosyal donatı alanları eksik hatta çok eksik. Buna itiraz eden olamaz. Fakat şu da bir gerçektir ki her yıl bir önceki yıla göre iyileştirmeler var. sınıf mevcutları yedi yıl öncesine kadar 55 ve üstüydü. şimdilerde 40 lı seviyelere geldi. Öğretmene saygıyı zorla kanunla değil de öğretmen öğrencisine ve topluma değer katabiliyorsa saygı kendiliğinden verilir. Oysa biz üniversitelerde yeterli eğitim aldığımızı söyleyemem. Bir takım kara kuru bilgilerle, ezberle, sınavda kağıt üzerine dök, 50 yi aldın mı başarılısın denildi. ama ne acıdır ki bu bize başarı olarak yansımadığı gibi öğrencilerimizi de yeterince eğitemiyoruz. Hele davranış bilimi eğitimini de almadık. sınıf öğretmenliğin de öğretilen derslerin yarısından fazlası sınıf öğretmenliği ile bir alaksı yoktu. Bu yazık değil mi? İmkanlar yetersiz bu yüzden başarısız oluyoruz derseniz bu yüz nedenden bir haklı neden olabilir kabul ediyorum. Ama asıl mesele  sistemin yapısı kadar müfredatın da içeriğinin değişmesidir. Ders sayılarını 6 dan 5 e düşürmeleri güzel. Teneffüs sürelerini uzatmaları güzel gelişmler. Çünkü çocuklar okulda çok sıkılıyor. 6 ders saati boyunca o sıraların üzerinde oyun çağında oldukları halde akademik bilgilerle donattığımızı düşünüyoruz. Oysa sonuç ortada.