ARKADAŞIM BEN SINIF ÖĞRETMENİYİM
VE SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BİR BRANŞTIR.
BANA NE İNGİLİZCEDEN !
BEN EĞİTİM FAKÜLTESİNDE İNGİLİZCENİN NASIL ÖĞRETİLECEĞİNİN EĞİTİMİNİ ALMADIM.
KİM NEYİN EĞİTİMİNİ ALDIYSA ONUN EĞİTİMİNİ VERMELİ...
öğretmenlikle ilgili çok şükür eksiğimiz yok. ufkumuzda açık.donanımda var.ama en iyi olduğumuz alan HERKESİN KENDİ BRANŞI
4-5. sınflarda İngilizce dersi yok muydu? Branş öğretmeni yoksa sınıf öğretmenleri bu dersi vermiyor muydu? Ayrıca 2-3-4. sınıf seviyesinde İngilizce ne kadar zor olabilir ve yapılamaz olabilir? Madem iyi birer eğitimci-öğretmen isek biraz çok yönlü olmamız da gerekir. Günümüzde az-çok bir dilden anlamak bilmek de gerekir diye düşünüyorum. İngilizce de bu dillerin başını çekiyor. Sanırım İngilizce ile aranız yok. Bilgisayar konusu gündeme gelseydi bazı arkadaşlarımızın da bu konuda serzenişlerini duyabilirdik. Ya da farklı bir alan ortaya çıksa o zaman da bu konuda eksiği olanların ya da bilgisi olmayanların sitemlerini duyabilirdik...
Eğitim fakültelerine gelince;
Çoğu yerde öğrencilerin 4 sene yattığı, hatta liseden çok iyi bildiği konuları unuttuğu, öğretmenlik adına neredeyse hiçbir şeyin verilmediği yerlerdir. Oradaki arkadaşlar, üniversite sınavını kazanıp bir öğretmenliğe yerleşmenin rahatlığı içinde yatışa geçerler. Kafelerde, alışveriş merkezlerinde, çarşılarda,caddelerde turlamanın derdindedir. Çoğu akademisyenin potansiyeli de ortadadır ve o görevlere nasıl geldikleri de ortadadır. Dünya standartlarında üniversitelerimizin yerini biliyoruz... İşin hakkını veren akademisyenler muhakkak vardır. Eğitim fakültesi öğrenciliğinin hakkını veren öğrenciler de vardır. Eğitim fakültesi standartlarını yakalamış fakülteler de vardır ama... Ama işte...
Mazeretlerin arkasına sığınmayalım. Eksiklerimizi gidermek için ve kendimi geliştirmek için birşeyler yapalım. Sadece bakanlık bürokratlarına yüklenmekle düzelmez bu işler. Biz eğitimcilerin de aynada bir kendilerine bakması gerekir...