Canımmm
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim,bu konuda kendi fikrimi anlatmazsam çatlarım.
Ezberci eğitim demek;olduğu gibi, hiç sorgulamadan,hiç böyle olmayabilir demeden,ben bu konuda şöyle düşünüyorum demeden,çoğunluk böyle diyorsa öyledir,ya da büyükler diyorsa doğrudur demenin eğitimidir.Örneğin “Erkek balıklar denizde yaşar diye çocuklara ezberletilir” bu cümle.Çocuk ezberler,ve ömrü boyunca bu cümleyi doğru sayar,asla başka türlüsünü düşünmez,böyle olmayabilir demez,gerek duymaz,başkaları onun yerine düşünüp söylüyordur zaten.O konforuna bakar.Oysa bazı balıklar vardır,derede yaşar,bazıları karaya çıkar bir süre,bazıları dişiyken erkek,erkekken dişi olabilir.Yani gerçek yaşam o ezberlenen cümle gibi değildir.
Şimdi gelelim şiir ya da ritmik sayı ya da çarpım tablosu ezberlemesine.Eskiden çok katıydı evet,ben çarpım tablosunu ezberleyemeyen çocuklardandım,öğretmen çocuğu olduğum için de sınıfta,sen kendini kurtaracan sanma diye,ilk önce tokatı yiyen zavallılardandım.2leri sayamayıp ağlamış,bir tokatla yere oturmuştum.Eve gelince öyle,anneme de anlatmak yok ha.
Demek istediğim Canan Karatay gibi,yooook,o olmaz diye inat edilmesini anlayamıyorum.Bazı yerlerde ezber gereklidir.İlk öğrenmelerimizi ezber ile öğreniriz.Telefon numarası,annebaba adı,ev adresi,çok sevdiğiniz bir iki dua….sorgulamaya gerek olmayan şeyler bunlar işte.
Hayatlarının ileri dönemlerinde bu çocuklar büyüyünce sevdiklerinin gözlerine baka baka bir şiir okusalar ne olur?Şiir ezberlemeyi sevecek ama.Tiyatral biçimde elini kolunu sallaya sallaya,gerçi benim çocuklar 4. sınıfta trex gibi boşluğu avuçluyor ya.
Ayda bir şiir ezberlemeye çok inanıyorum ben.Çarpım tablosuna gelince,zorlama yok,dayak yok,ezberlemedin diye incitme yok,çocuk tekrar ede ede öğrensin.Bol zaman verme var,yardımcı olma var.Bizler öğretmen değil,öğrenme alanlarını yaratıp çocukların kendi öğrenme biçimlerini fark etmesini sağlayan kişileriz.
Yaşım ilerleyince,yaşlılık ile ilgili yazıları okumaktan zevk alır oldum ve kendime bir yol haritası çiziyorum.İlerde zorlanmamak için.Okuduklarımdan anladığım kadarıyla hayatlarında şarkı,şiir,bilmece,fıkra ezberleyenlerin ve bunu sürüdürenlerin buna ek olarak çok okuyanların,eğitim durumu yüksek olanların alzaymıra,demansa yakalanma olasılığı yapılan araştırmalara göre daha azmış.Yani okuyorsa,ezberliyorsa,bulmaca çözüyorsa bunlar birer beyin jimnastiği.Ben demiyorum,araştırma sonuçları.İşte bu yazıları okuduktan sonra ve özel okulda çalışan lise öğretmenlerinin sözleri; gelen çocukların matematikte eskiye göre sıfır olduğu,ne ritmik sayma ne çarpım tablosu ,ne 4 işlemde hiçbir şeyi öğrenmeden geldiğini söz ediyorlar son 10 yıldır.Teog,üniversiteden sıfır çeken çocukları da ekleyin üzerine.Yani şu yapılandırmalı sisteme geçtiğimizden beri düşen kaliteye ne denir ki?
Ezberci eğitim demek sorgulamadan yapılan eğitimdir,yoksa beyin jimnastiği için sorgulanmayan,değişmeyen ,hayatı kolaylaştıran şeyler için ezber yöntemi kullanılabilir.Bunu Ziya Selçuk’un eski videolarını seyrederseniz eğer,güzel anlattığını görürsünüz.
Gelelim kano tokuşturmasına.Şaka değil valla.Bir gün de kanoları tokuşturalım.Bulunduğum köyün hem girişinde hem çıkışında 2 otel var,gelirsiniz,tatlı tatlı konuşuruz,yıkık tarihi eserler,deniz kenarı,bisikletle gidilecek bir dolu yer.Bende kanodan 2 tane var,onda bisiklet gibi cimrilik etmem,gezersiniz.Bu sefer,çikolata rendeleyip içine dilimlenmiş muz saracağız,kahvenin yanına benden.