Günaydın zümrelerim. Mutlu pazarlar.
doganemin hocam yüreğinize sağlık. Bu yıl günlüğe daha sık katılıyorsunuz. Umarım yıl boyu böyle devam eder. Tecrübelerinizden daha fazla yararlamak isteriz.
Merhabalar öğretmenim, bizim yoğurt yeme şeklimiz aynı demek ki
Müfredat dışına çıkmama konusunda ben de sizin gibi düşünüyor ve yapıyorum. Öğrencileri zorlamaktan başka bir şey değil malumunuz. Bazı meslektaşlarımız "Öğrenci alıyor, niye vermeyeyim ki?" diye düşünüyor. Doğru, belki alıyor ama nasıl? 2. sınıfa giden kendi çocuğumuza 50 beden elbise, 40 numara ayakkabı alsak giyemez mi, kesinlikle giyer. O elbise ve ayakkabı nasıl çocuğumuza giydiği halde bol geliyorsa dördüncü beşinci sınıf konuları da öğrencilerimize bol geliyor. Zavallıcıklar elbisenin içinde kaybolup gittikleri gibi seviyesinin üstündeki bilgilerin içinde de kaybolup gidiyorlar. Bunları öğreteceğim diye uğraşan öğretmen, asıl önemli olan “İnsanlık” eğitimini es geçiyor. Sonuçta kuralları bilen ama uygulamayan bir toplumla karşı karşıya kalıyoruz. Öğrencilerimizin hepsi yere çöp atılmayacağını bildiği halde teneffüs sonrası bahçede gördüğümüz manzara bunun en güzel ispatı. Kırmızıda durulacağını bilen bütün şoförlerin kırmızı ışıkta geçmesi de böyle değil mi öğretmenim.
Biz öğrencilerimize iyiliği, doğruluğu, dürüstlüğü, büyüklerine saygıyı, hak yememeyi kısaca insan olmayı öğretmediğimiz sürece toplum olarak yaşadığımız sıkıntılar, acılar maalesef dinmeyecek. Bu konudaki en büyük görev, buyurduğunuz gibi kitap okumak başta olmak üzere her yönüyle “Örnek” olacak biz öğretmenlere düşüyor.
Saygı ve selamlarımı sunarım.
Saat çok geç olmuş Uykum da yok ama bu son mesajım olabilir bu akşamki. Sınıflarımızda ahlaklı, hayırlı bireyler yetiştirmeyi nasip etsin Rabbim cümlemize. Geçen yıl okumaya geçti öğrencilerimizin çoğunluğu. Şimdi sırada okumayı sevdirme geliyor. Bu işi sıkmadan yapalım. Öncelikle kendimiz okuyalım, örnek olalım. Günlükte hep çocuklara hikaye setleri tavsiyesi oluyor. Kendimizi geliştirebileceğimiz kitaplardan bizlere de tavsiyede bulunursanız çok memnun olurum. Hayırlı geceler zümrelerim.
Okulda gerekirse her şey, okumaya feda edilmeli, fakat okuma hiçbir şeye bağlı olmamalıdır.
Öğrenciler bilimlerle ilgili dersleri, tarihi, coğrafyayı az bilmiş veya bilmemişler; eğer okumayı biliyor, seviyor, sonuç olarak dillerini anlıyorlarsa kurtulmuş sayılırlar. Geri kalan her şey gerektiğinde sonradan öğrenilir. Eğer okumayı bilmiyorlarsa geri kalan her şey boş sayılır. (AUBİN)
kesinlikle katılıyorum zor şeyleri öğretince başarılı olunmuyor kalıcı davranış kazandırmak gerekiyor hala ilkokuldan sınavla fen ve anadolu okullarına öğrenciyetiştirildiği dönemin mantığı devam ediyor bilgi depolamış öğrenci değil okuyan anlayan sorgulayan öğrenci yetiştirmeli bu da ezber bilgi ile değil sözlü ve yazılı anlatımla olur diye düşünüyorum
bu hafta ancak başlayabildik eğitim öğretime. Geçen sene öğrendiklerimzii unutup unutmadıklarını kontrol ettim tüm hafta boyunca. okuma yazmaya ağırlık verdim tabii ilk başlarda tüm sesleri büyük ve küçük olmak üzere yazdırdım bazılarıı bi kaç büyük harfin nsıl yazıldığını unutmuşş onları düzelttik. sonra dikte çalışması yaptık. hafta boyunca 2. derslerimi tahtaya çıkarıp okuma yaptırmakla geçirdim faydasını da gördüm açıkçasıı yavaş yavaş eski okumalarına döndüler. okuma bilmeyen öğrencilerim için de teneffüslerimden fedakarlık yapmaya başladım ve hafta nın 2 günü okula erken çağırma kararı aldım bir an önce okumaya geçmeleri lazım. sonra toplama-çıkarma işlemleri ne durumda onlara baktım. tüm bunlara göre bi yol izleyecem, umarım muvaffak oluruzzz. böyle bi hafta geçirdik işte. birbirimize dua etmeyi untmayalaım inş.
Hepinize hayırlı pazarlar zümrelerim.
Kıymetli yazılarınızı severek okudum,canı gönülden katılıyorum,ve beyin klasörüme özenle yerleştirdim.
Bu sene,her gün ilçedeki okuluma gitmek için,sabah yedi onbeşte yola çıkıyorum,akşam on altı-on yedi evde oluyorum.Evde yüzüme gülerek bakan ev işleri,boynuma sarılan okul hazırlılarım beni bekliyorken,ben azıcık dinlenmeden sonra okul hazırlıklarını bağrıma basıyorum.Yemekten sonra hemen uyuyorum,otuz beş kişilik miniciklerimle geçen yorgun ama canıma can katan bir günüm ve kırk dakikalık yoldan sonra o gün halsizlik hissediyorum.(Ama ertesi sabah canavar gibi oluyorum,miniklerim beni bekliyooooor!)
Biraz önce mutfakta savaş halindeydim,zümrelerimmm dedim,kendimi burada buldum.Rabbımız hepimizin yardımcısı olsun,zorlukları kolay eylesin.her saniyemze ibadet sevabı versin.
Benim de paylaşacaklarım var,bu sene artık dosya göndermeyi öğrenmem lazım,biriniz işlemleri sıra ile yazarsa çoooook mutlu olacağım.
Allah'a emanet olunuz!( O emaneti en iyi koruyandır)