Öğretmenlerim az önce okuldaydım cevabımı tam yazamadım. Şimdi evdeyim düşüncelerimi paylaşıyım. İlk olarak sorularımız düşünmeye sevk edecek nitelikte ve kaliteliydi. Şöyle düşünürsek sorularımızın içinde bilgi veya ezber kabiliyeti ölçen soru, yanıtı tek hamlede verilebilecek soru hemen hemen yoktu. Mesela matematikte 2 düzine sorusu, oraya bir düzine kaç tanedir, iki düzine kaç tanedir yazsaydık belki %70-80 çoğunlukla çocuklar doğru cevap verecekti ama biz bu sorularda öğrencinin bilgiyi kullanıp kullanamadığını ölçtük. Aşağıdaki kalplerden hangi gruba 6 tane daha eklersek 2 düzine olur diye sorduk. Dün de yazdım geçen yılı hatırlayın bu zamanlar bu çocuklar okuma yazma öğrenebilecek mi, bir türlü öğrenemiyorlar, çabucak unutuyorlar diye dokunsalar ağlayacak durumdaydık kara kara düşünüyorduk. Bakın onlar çoktan o zorlukları aştı ve bugün deneme çözüyorlar. Demekki gelişim birden bire gerçekleşmiyor, hala inşaata devam ediyoruz henüz evimiz bitmedi ve biz bu ev bizi zemheriden korusun içeriye hiç soğuk girmesin diye beklenti içerisindeyiz daha duvarları tamamen örmemişken. Olacak öğretmenlerim olacak acele etmeyin, umutsuzluğa kağılmayın. 5. , 6. denemelerde şimdi çözemedikleri soruları patır patır çözecekler. Okuduklarını anlayacaklar, sınav süresini yetiştirecekler, merak etmeyiniz. Yeterki biz eksikliklerin üzerinde duralımi iyi anlaşılmayan konuları farklı yöntemlerle tekrar edelim ve onları bol bol bilgiyi kullanmaları gereken durumlarla, sorularla baş başa bırakalım. Zorluklar zamanla aşılacak. Umut hepimizin ekmeği öğretmenlerim, körpe beyinler zamanla kavrayacak öğrettiklerimizi, biz sabredelim ve öğretme konusunda inatçı olalım. Daha topraktan yeni filizlendiler, üzerlerinde zemherinin karı var, elbet bahar gelecek, karlar eriyecek, başaklar boy verecek, ve başakların içi dolmaya başlayacak. Daha hasata çok var.