Önce bir çizgi çizdirdiniz,
Bir tane daha, hadi bir de şurdan derken
Birleştir dediniz.
Birleştirdim “A” çıktı;
...Yılandan “S” yaptık, tırmıktan “E”
Sonra diğer harfler geldi peş peşe.
Dediniz ki, oku bakalım bunu.
Saf saf bakınca yüzünüze,
En şefkatli sesinizle
Beraber okuyalım mı? dediniz.
Okuduk beraberce
Okuduk hece hece.
Sonra biz okudukça;
“Ali topu tuttu, Oya ipten atladı,
Mehmet ata bindi, Ayşe okula gitti…
Ne güzeldi sizinle okumak.
Siz olmasaydınız nerden tanıyacaktık
Ayşe’yi, Ali’yi Oya’yı Mehmet’i?
Sonra fasulye istediniz,
Ne yapacaktık ki fasulyeyi?
Sıranın üstünde tüm fasulyeleri topladık,
Bir tanesini ayırdık;
Bu, 1 dediniz.
Bu sayıları öğrendiğim ilk gündü.
Simitten sıfıra en çok güldüğüm gündü.
Ondan sonra zaten sayamadık öğrendiklerimizi.
Gün geldi fasulyenin birkaçını sarıp sarmaladık pamukla,
Sonra yerleştirip şefkatle bir çay tabağının içine,
Biraz su, biraz çocuk, biraz dua ekledik.
Uyusun da büyüsün diye.
Hah işte.
O yeşillenip uzadıkça suyun,
O yeşillenip uzandıkça duanın gücüne inandık.
Daha neler öğrendik;
Kerrat cetvelinde çarpmayı,
Paydan ve paydadan çözüme ulaşmayı,
Topladıkça ve toplandıkça büyümeyi,
Böldükçe ve “BÖLÜNDÜKÇE” küçülmeyi.
Siyah önlük beyaz yaka,
İlk kırmızı kurdele…
Aferinler, başımızı okşamalar…
Üstelik çoğumuzun evinde yoktu,
Başları sevgiyle okşayan anneler ve babalar.
Biz sevmeyi gördük sizden. Sevilmeyi,
Belki de dövülmeden öğrenmeyi.
Su alan pabuçların utanç sebebi olmadığını,
Yardım etmenin sadece parayla olmadığını,
Okumayı yazmayı, sayılarla oynamayı.
En önemlisi de hayatı sevmeyi öğrendik.
İnsana, hayvana, çiçeğe sevgiyi…
Düşmüşe gülmemeyi, her zulme direnmeyi,
Her sorunun bir şekilde çözülebileceğini…
Ama
O gün havuz problemlerini çözebilirken
Şimdi problem havuzunda yüzer olduk.
Havuzun altından çok sular aktı Hocam.
Ali’nin topu patladı. Oya’nın ipini çaldılar.
Mehmet’in beyaz atı koşturmaktan çatladı.
Ayşe’yi o günden sonra gören olmadı.
Babadan kaçarken hayırsıza tutulmuş anlayacağın.
Siyah önlük beyaz yaka,
İlk kırmızı kurdele...
Bugün benim değil bugün senin günün.
Günün kutlu olsun hocam. Sen mutlu ol.
Hele sen beni bu kadarcık maaşla
Okuttun büyüttün ki
Hay sen varol, nur ol sağ ol hocam…
Sen sağol.
Biz sizden bir de unutmamayı öğrendik,
Bir harf öğretene kırk yıl köle olmayı.
Biz sizleri unutmadık hocam
Ne olur siz de unutmayın bizi…
Bedirhan GÖKÇE