ibiş alfabe öğreniyor
ŞAHISLAR
EVİN EFENDİSİ - İBİŞ (Efendinin uşağı - SAHNE (Bir oda.)
I. MECLİS
Efendi — Yalnız
EFENDİ (Sağdan girer.) — Bak şu bizim salak uşağa; bu sabah çarşıya gönderdim, bir sürü şey ısmarladım, yarısını almadan gelmiş.. Şunu bir türlü adam edemedim gitti... Her zaman böyle yapar zaten.. Sigara ile kibrit al derim, sigarayı alır kibriti unutur; yahut da kibriti getirir sigarayı almaz.. Bugün de işte birçok şeyleri unutmuş, almadan dönmüş sersem. Ne yapacağım ben bu adamla? Geçen gün bakkala sirke aldırmaya yolladım; evde boş şişe yoktu, "bakkaldan bir şişe alırsın" dedim, gitmiş bakkaldan bir boş şişe satın almış; ama bu sefer de sirke almayı unutmuş, elinde boş şişeyi sallaya sallaya geldi. Kendisini kovamıyorum da, zira biraz unutkan, biraz sersemce ama diğer hususlarda çok iyi, her işimi görüyor. Sonra, namuslu, emniyetli bir adam da doğrusu. Dur, kendisiyle bir konuşayım.. (Çağırır) İbiş, İbiş..
İBİŞ (Dışardan sesi gelir.) — Buyrun efendim., geliyorum..
II. MECLİS
Efendi — İbiş
İBİŞ — Beni mi çağırdınız?
EFENDİ — Seni çağırdım ya.. Ben seni sabah çarşıya yolladım, birçok şeyler ısmarladım, yine yarısını almadan gelmişsin. Ne olacak bu halin senin?
İBİŞ — Efendim, ne yapayım? Bazıları aklımda kaldı, bazıları da aklımdan çıktı..
EFENDİ — Aklımdan çıktı olur mu? Alacağın şeyleri niye bir kâğıda yazmıyorsun?
İBİŞ — Ah efendim., yazı yazmak bilmiyorum ki...
EFENDİ — Bilmiyor musun? Ayıp., ayıp.. Okuyup yazmayı hiç de merak etmedin mi? Bak, bizi dinleyen çocuklar bile seni ayıplıyorlar..
İBİŞ — Ah efendim, bana öğretseniz size öyle teşekkür ederim, öyle dua ederim ki..
EFENDİ — Elbette öğrenmen lâzım ya.. Okuyup yazma bilmeyen insan, dilsiz insan gibidir; ne bir şey okuyabilir, ne bir şey yazabilir, ne de bir şey yapabilir..
İBİŞ —- Vallahi çok doğru efendim.. Bana hemen elifbeyi öğretin..
EFENDİ — Elifbe mi? öyle şeyler yok şimdi.. Ona alfabe derler alfabe!.. Sana alfabeyi öğreteceğim, anladın mı? Evvelâ harflerin ismini birer birer iyice öğrenirsin, sonra da o harflerle nasıl yazı yazılacağım öğretirim sana..
İBİŞ — Hay Allah razı olsun efendim..
EFENDİ — Haydi bakalım, hemen başlayalım..
İBİŞ — Baş üstüne efendim..
EFENDİ — Yalnız dikkat haaaa.. söyleyeceklerimi dikkatle dinlemezsen (Bir sopa alır.) karışmam haa.. bak bunu gördün mü?..
İBİŞ (Kendi kendine) — Eyvah.. (Yüksek sesle) Baş üstüne efendim..
EFENDİ —- Başlıyoruz... Aaaa.. Aaa.. Aaa..
İBİŞ (Şaşırarak etrafına bakınır) — Hayrola efendim., neyiniz var? Niye şaştınız öyle?
EFENDİ — Şaştığım falan yok canım, sana alfabenin ilk harfini öğretiyorum: birinci harfin adı "a" dır., anladın mı? Aaa.. Aaa..
İBİŞ — Anladım efendim.. Aaa. Aaa..
EFENDİ — Şimdi de "be" de bakayım.
İBİŞ — Hayır efendim, ben "be" falan demem..
EFENDİ — Neden?
İBİŞ — Hiç konuşurken "be" denir mi? Ayıptır...
EFENDİ — Canım ikinci harfin ismi "be" dir.. söyle bakayım., bee.. bee.
İBİŞ — Pekâlâ., bee.. be., onu da öğrendim..
EFENDİ — Peki., söyle bakalım: Ceeee...
İBİŞ — Ceee..
EFENDİ — Bak kolayca öğreniyorsun, aferin sana İbiş. Bir de "ç" var onu da söyle bakayım.
İBİŞ — Çeee.. sahiden kolaymış yahu.. (Çabuk çabuk söyler) Çe, çe, çe, çe..
EFENDİ — (Vurur) — Dur, o kadar acele etme; öğrendin değil mi?
İBİŞ — öğrendim efendim.. Allah razı olsun, hepsi, bu kadar mı?
EFENDİ — Hepsi bu kadar olur mu? Daha çok var., onları da öğreteceğim.. Haydi bakalım, dee, dee..
İBİŞ — Efendim?
EFENDİ —Dee, dee..
İBİŞ — Ne diyeyim efendim?..
EFENDİ — Canım sana bir şey de demiyorum İbiş, harfin adını söylüyorum, dördüncü harfin adı da "d" dir, dee..
İBİŞ — Ne bileyim ben? öyle söylesenize.. (Tekrarlar) Dee.. dee... dee... dee... dede... Yahu iki kere söyleyince "dede" oluyor, bu ne biçim harf? Dede, dede., dede..
EFENDİ — Yaa.. bak harflerle kelimeler bile yapmaya başladın. Aferin..
İBİŞ — Sayenizde efendim.. Allah razı olsun (Tekrarlar.) dede., dede., dede..
EFENDİ —- (Vurur) — Dur., gürültü etme., anlaşıldı, öğrenmişsin öğrenmişsin.. Ondan sonra da "efe" geliyor.. İBİŞ —■ Efe mi geliyor. Biliyorum yahu, o türküdür.. (Söylemeye başlar) Harmandalı efem geliyor., heeey.. heeeeey.
EFENDİ — (Vurur) — Sus, şimdi türkünün sırası mı? Sana efeden zeybekten bahsetmiyorum... Eeee, feee diyorum; "d" den sonra gelen harfler "e" ile "f' dir. Söyle bakalım: Eeee.
İBİŞ — Eeeee..
EFENDİ —Fee..
İBİŞ — Feee..
EFENDİ — Hah, şöyle, tamam.. Ondan sonra: Gee.. Gee..Gee..
İBİŞ (Yaklaşır) — Geldim efendim..
EFENDİ — Gee. gee..
İBİŞ (Efendinin burnunun dibine kadar yaklaşır) — Geldim
ya efendim..
EFENDİ (Vurur) — Ne yapıyorsun İbiş? Başıma mı çıkacaksın?
İBİŞ — Efendim, gel gel dediniz ben de geldim.
EFENDİ — Canım sana gel demiyorum, "ge" diyorum. Başka bir harfin ismi bu ge..
İBİŞ — öyle söylesenize efendim. Pekâlâ, onu da öğrendim:Geee.. geee..
EFENDİ — Tamam.. Oldu.. (Devam eder.) Haa., haa..
İBİŞ — Efendim?
EFENDİ —Ha., ha..
İBİŞ — Bir şey söylemedim ki..
EFENDİ — İbiş, sana bir şey söyledin demek istemiyorum,
yeni bir harf öğretiyorum, ismi: Haa..
İBİŞ — öyle ise onu da öğrendim: Haa, haa..
EFENDİ (Devamla) — İiii.. iiii..
İBİŞ -— Evet efendim çok iyi..
EFENDİ — Yahu sana çok iyi, çok fena falan demiyorum,
bir harf daha söylüyorum; "i" harfini öğretiyorum., anladın
mı? "İ" harfi., bak meselâ sen ismini yazacak olsan evvelâ
"i" harfini yazacaksın., öyle değil mi ya? Bak, başında "i"
var: İii-biş... İii-biş..
İBİŞ (Tekrarlar) — İiii-biş, İiii-biş vallahi sahiden öyle..
EFENDİ — Bir de "ı" var... onu da söyle bakayım..
İBİŞ — ı……….
EFENDİ — Hah, aferin. Ondan sonra "je" gelir. Söyle bakalım! Jeee...
İBİŞ — Jeee...
EFENDİ — Bak ne güzel söylüyorsun. Ondan sonra sıra neye geliyor bakalım?
İBİŞ — Ben ne bileyim efendim?
EFENDİ — "k", "le", "me", "k", "le", "me"...
İBİŞ — Amma yaptınız ha.. Nasıl "kaleme" sıra gelir? Ben daha harfleri bile iyice öğrenmedim, yazı mı yazacağım?.
EFENDİ — (Vurur) — Canım ben sana sıra kaleme gelir demiyorum sözlerime iyi kulak ver, ondan sonra gelen harfleri sayıyorum: "k" harfi, "le" harfi, bir de "me" harfi., söyle bakalım: Kaa.. İBİŞ —Kaaa...
EFENDİ — Leeee..
İBİŞ — Leeee..
EFENDİ-—Meee...
İBİŞ — Meee... meee... mee... meee...
EFENDİ (Vurur) — Sus, yeter, öyle koyun gibi meleme..Anladın mı şimdi?
İBİŞ — Anladım, anladım...
EFENDİ (Devamla) — "Nee", ",
İBİŞ — Efendim?
EFENDİ — Ne, o... neee, o...
İBİŞ — Bir şey yok efendim..
EFENDİ -— Canım, o., canım nee, o..
İBİŞ (Dinleyenlere) — Ne o yahu? Söylesenize.. (Efendiye) Hiç bir şey yok efendim..
EFENDİ — Canım, sana ne var diye sormuyorum; "ne" harfi ile "o" harfini öğretiyorum.. Söyle bakalım: Ne...
İBİŞ — Nee..
EFENDİ — Oo..
İBİŞ —Ooo...
EFENDİ — Oldu işte, tamam.. (Devamla) öööö... öööö...
İBİŞ (Telâşla) — Aman, efendinin midesi bulanıyor galiba...
EFENDİ — ööööö.. öööö..
İBİŞ — Beyefendi, mideniz mi bulanıyor?..
EFENDİ — Yok canım, neden midem bulanacakmış?.
İBİŞ — öyle ise niçin öğürüyorsunuz?
EFENDİ (Vurur) —- Sen yine dikkatsizliğe başladın; ben sana "ö" harfini öğretiyorum..
İBİŞ — öyle harf olduğunu ben ne bileyim efendim?
EFENDİ — Şimdi öğrendin işte; söyle bakalım: ö..
İBİŞ — ööö.
EFENDİ — Tamam... bu da oldu, bunu da öğrendin.. (Devamla) Şimdi geldi: Pe, re, se.. pe, re, se..
İBİŞ (Güler) —- Hah, hah, hah..
EFENDİ — Ne gülüyorsun öyle terbiyesiz terbiyesiz? (Vurur) Ben sana ders öğretiyorum, sen karşıma geçmiş gülüyorsun.. (Vurur.)
İBİŞ — Ay, ay, of...
EFENDİ — Söyle bakalım: Pe, re, se..
İBİŞ (Tekrar gülmeye başlar) — Efendim, affedersiniz ama, ona "perese" demezler "pırasa" derler. Bildiğimiz pırasa, lahana, hiç perese olur mu? Lahanaya da'lehene" mi diyeceğiz? (Güler) Vallahi güzel., perese, lehene.. hah, hah, hah..
EFENDİ (Vurur) — Şimdi seni adamakıllı döveceğim haa.. Pırasanın lahananın sırası mı? Sana "ö" den sonra gelen harfleri öğretiyorum, söyle bakalım: Pe..
İBİŞ — Pee..
EFENDİ — Reee.. İBİŞ—Reee..
EFENDİ — Seee.. İBİŞ —Seee..
EFENDİ — öğrendin mi şimdi?
İBİŞ — öğrendim., pe, re, se... pe, re, se..
EFENDİ — Ondan sonra gelen "şe" yi de söyle bakalım..
İBİŞ — Neyi söyleyeyim efendim?.
EFENDİ — "şe" yi, canım "şe" yi..
İBİŞ —Neyi efendim? Anlayamadım..
EFENDİ — Canım "şe" harfini, ve, şe şe..
İBİŞ — Haa, anladım öyle ise, şe, şe, şe..
EFENDİ — Gördün mü, bak bunu da öğreniverdin işte.. Şimdi öteki harfleri de söyleyeyim: Tee..
İBİŞ —Tee..
EFENDİ — U...
İBİŞ — U.. u.. u.. u...
EFENDİ (Vurur) — Dur, acele yok dedik ya.. Artık sona geldik.
İBİŞ — Oooh, çok şükür.
EFENDİ — Ü, ve, ye, ze..
İBİŞ — Vallahi ben de pek bayılırım.
EFENDİ — Neye bayılırsın?..
İBİŞ—Üveze...
EFENDİ (Vurur) — Hay pisboğaz hay, karnın acıktı galiba.. Üvez de nereden aklına geldi? İBİŞ — Siz söylediniz ya efendim..
EFENDİ — Hay sersem hay; sana alfabenin son harflerini söylüyorum, üvez demiyorum.. Kulaklarını iyi aç.. Söyle bakayım: Ü...
İBİŞ — Üüü...
EFENDİ —Veee...
İBİŞ (Kendi kendine) — Ah, olsa da yesem... (Yüksek sesle) yeeee...
EFENDİ —Zee...
İBİŞ — Zeeee...
EFENDİ — İşte tamam, bitti, hepsini öğrendin artık değil mi?.
İBİŞ — Hepsini öğrendim efendim. Hay Allah senden razı olsun..
EFENDİ — Gelecek derste sana bu harflerin nasıl yazılacağını da öğretirim. Artık ondan sonra sen de her şeyi yazar, okursun; yalnız bugün öğrendiklerini sakın unutma ha..
İBİŞ — Hiç birini unutmam, hepsi aklımda..
EFENDİ — Haydi bakalım dersimiz bitti, git biraz da işlerine bak.. Efe türküsünü de şimdi istediğin kadar söyle artık. Ben biraz sokağa çıkacağım, işim var. Allahaısmarladık.. (Çıkar.)
İBİŞ — Güle güle efendim güle güle. Hay bizim efendiden Allah razı olsun; hepsini öğrendim gitti. Ne idi bakayım?.. A, be, ce, de, dede, dede., ondan sonra ne geliyordu? Birisi geliyordu yahu.. Hah, buldum. Zeybek geliyordu galiba., yok, yok., e-fe geliyordu e-fe (Şarkı söyler.) Harmandalı efem geliyor., heeey, heeeey. (Şarkı söyleyerek çıkar.) Lay la lala lay, lalay la la lay lay...
(Perde kapanır.)
Cemil MİROĞLU