BAŞÖĞRETMEN
(Atatürk, 8.8.1928 tarihinde İstanbul Sarayburnu Parkı'ndaki gazinoda, aşağıda bir kısmını okuyacağınız konuşmayı yapmıştır.)
"Sevgili kardeşlerim,
Aranızda ne kadar mutlu olduğumu nasıl belirtsem bilmem ki?.. Duygularımı tek tek sözcüklerle açıklamış olayım: Sevinçliyim, duyguluyum, mutluyum. Bu durumun içimde yarattığı duygulan, yanınızda şöylece kâğıda geçiri verdim. Bunları içinizden bir yurttaşa okutacağım.
(Kâğıdı yanındaki birine uzattı. Yeni Türk harfleriyle yazılmış notları, o genç birden okuyamayıp şaşırınca, geri alıp konuşmasına devam etti.)
Yurttaşlarım!
Bu yazmış olduklarım, gerçek Türk kelimeleri ve bunlara yakışır yeni Türk harfleriyle yazılmıştır. Kardeşiniz, bunu hemen okumaya girişti; alışmış değildi, birdenbire okuyamadı. Çalışınca okuyabilir. İsterim ki hepiniz beş on gün içinde ögrenesiniz.
Arkadaşlar!
Bizim kıvrak ve zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Yüzyıllardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurmaktan, aslında iyi anlaşılmayan, bizim de anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak zorundayız. Bunu kavramak durumundayız. Kavradığımızın izlerini yakın günlerde bütün dünya görmüş olacaktır. Buna kesinlikle inanıyorum.
Yurtlaşlar! Arkadaşlar!
Çok söz, uzun söz bir şey için söylenir: Gerçeği anlamayanları gerçeğe getirmek için. Ben bu süreyi geçirdim. Şimdi sözden çok iş zamanıdır. Artık benim için, hepimiz için, söz söylemenin pek gerekli olmadığı kanısındayım. Bundan sonra, bizim için çalışmak, kalkınmak, yürümek gerekir. Çok işler yapılmıştır; ama bu gün yapmak zorunda olduğumuz, son değil ama, çok gerekli bir iş daha vardır:
Yeni Türk harflerini çabucak öğrenmelidir. Yurttaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğreliniz. Bunu yurtseverlik, ulusseverlik ödevi biliniz. Bu ödevi yerine getirirken düşününüz ki bir ulusun, bir toplumun yüzde onu, yirmisi okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmez durumdadır, bundan insan olanlar utanmalıdır.
Bu ulus, utanmak için yaratılmış bir ulus değildir; övünmek için yaratılmış, tarihini övünçlerle doldurmuş bir ulustur. Ama ulusun yüzde sekseni okuma yazma bilmiyorsa bunun suçu bizde, bu günün insanlarında değildir; Türk'ün karakterini anlamayarak kafasını birtakım zincirlerle saranlardadır. Artık geçmişin düzensizliklerini kökünden kazıma günlerindeyiz. Yanlışlıklan düzelteceğiz. Yanlışlıkların düzeltilmesinde bütün yurttaşların çalışmalarını islerim. En çok bir yıl, iki yıl içinde, bütün Türk toplumu yeni harfleri öğrenmiş olacaktır. Ulusumuz, yazısı ile kafası ile bütün uygarlık dünyasının yanında olduğunu gösterecektir."
Mustafa Kemal ATATÜRK
(Atafürk'ün Söylevleri, 1968,
Sadeleştiren, Behçet Kemal ÇAĞLAR)