29 Ekimde Açık Havada Oynanabilecek Kısa Bir Skeç Lazım. Var Mı Acaba. Her Yere Bakım Ama Pek Yok Bulamadım Daha Çok Sahnede Oynanacak Tarzda.
öğretmenim bu işinize yarar mı?
Asker kızlar tam teçhizatlı olarak koşar adım giderler. başlarında erkek bir çavuş vardır.
ÇAVUŞ : Ay akşamdan ışıktır.
KIZLAR : Ay akşamdan ışıktır.
ÇAVUŞ : Yaylalar yaylalar
KIZLAR : Yaylalar yaylalar
ÇAVUŞ : Yüküm şimşir kaşıktır, dilo dilo yaylalar.
KIZLAR : Yüküm şimşir kaşıktır, dilo dilo yaylalar.
ÇAVUŞ : Komşu oğlunu zapteyle.
KIZLAR : Komşu oğlunu zapteyle.
ÇAVUŞ : Bizim kızlar aşıktır, dilo dilo yaylalar.
KIZLAR : Bizim kızlar aşıktır, dilo dilo yaylalar.
ÇAVUŞ : Takım dur!
Asker kızlar dururlar ve çavuş ne derse onu yaparlar.
ÇAVUŞ : Dirsek teması hizaya geç. Yat... Kalk... Yat... Sürün... Kalk... Baş parmağını uzat... Saçını çek... Dilini çıkar... Kulağını çek.
VİLDAN : (Kendi kendine) Niye yapıyoruz bunları.
ÇAVUŞ : Kim konuştu... KİM KONUŞTU... KİM KONUŞTU.
Çavuş tek tek asker kızların suratlarına bakar, titremekte olan Vildanı'ın yanında durur.
ÇAVUŞ : Sen... Çömez.
VİLDAN : (Bir adım öne çıkar.) Birinci bölük, üçüncü takım, ikinci manga, Salih'ten olma, Halime'den doğma, er Vildan Cıngıl, Sinop, Emret Komutanım.
ÇAVUŞ : Niye konuştun?
VİLDAN : Ben konuşmadım komutanım.
ÇAVUŞ : Ben yalan mı söylüyorum?
VİLDAN : Hayır komutanım.
ÇAVUŞ : Niye titriyorsun?
VİLDAN : Titremiyorum komutanım.
ÇAVUŞ : Ulan ben yalan mı söylüyorum.
VİLDAN : Evet komutanım. Yani... Hayır komutanım.
ÇAVUŞ : Asker konuşmaz, asker titremez, asker üşümez, asker kupon biriktirmez, as-ker, ask-mez. Hepiniz istirahatlisiniz. Sen kal çömez.
Asker kızlar çıkar, Vildan ile Çavuş kalırlar.
ÇAVUŞ : Gel benimle!
Sahnenin bir köşesine giderler. Orada bir kazan vardır. Kazanın başında dururlar.
ÇAVUŞ : Sen bu kazanın başında nöbetçisin.
VİLDAN : Başüstüne komutanım.
ÇAVUŞ : Bu kazan cezalıdır.
VİLDAN : Başüstüne. Bu kazan mı cezalı komutanım.
ÇAVUŞ : Evet! Geçen sene bu kazanda pişen yemekten iki erimiz zehirlendi. Bu yüzden bu kazan cezalıdır. Bir yere kaçarsa yakarım askerliğini.
VİLDAN : Başüstüne komutanım. (Komutan gidecekken) Komutanım, doğurursa vurayım mı?
ÇAVUŞ : Ne?
VİLDAN : Böyle doğuracak gibi bir hali varda... Doğurursa vurayım mı diyorum.
ÇAVUŞ : Ulan kazan doğurur mu?
VİLDAN : Kazanın kaçacağına inanıyorsunuz da, doğuracağına niye inanmıyorsunuz.