“İstanbul fethedilecektir. Onu fethedecek olan kumandan ne güzel kumandan ve onun ordusu ne güzel ordudur.”
İstanbul'un fethiyle birlikte mahsun üzgün sessiz sedasız terkedilmiş AYASOFYA gelir aklıma...
Fethin manası çünkü Ayasofya, fethin sembolü olduğu gibi Allah’ın isminin yüceltilmesinin, i’la-yı kelimetullahın sembolüdür. çünkü Ayasofya, Resulullah (asm) müjdesinin mührüdür. Bunun için Ayasofya’nın 500 sene devam eden kudsi vaziyetine tekrar çevrilmesi en az kiliseden camiye dönüştürülmesi kadar mühimdir.
21 yaşında kendisine İstanbul’un fethi nasip olan koca Fatih, Ayasofya’nın camiye çevrilerek ilk Cuma namazının burada kılınacağını bildirir. Ayasofya, Bizans devrinde İstanbul’un en büyük kilisesi iken, fetihten sonra şehrin baş camii haline getirilen ve etrafında zamanla bir külliye teşekkül eden mabettir.
“Vaktiyle içinde gürül gürül ibadet edilen Ayasofya, bugün bütün elbiselerinden soyunmuş, ölü bir mezar sükutu içinde bomboş durmaktadır. Avlusundaki şadırvanlar kurumuş, camiin içindeki halılar, duvarlardaki levhalar, yazılar hepsi kaldırılmış… Bugünkü haliyle Ayasofya, ayakta duran, manasından tecerrüd etmiş bir taş ve sütun yığını halindedir… Ayasofya, şimdiki haliyle içinde mum yanmayan, istavroz ve günah çıkarılmayan bir kilisedir.” [/color=red]
Ayasofya
Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya!
Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi,
Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!...
Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?
Hani minarelerinden göklere yükselen,
Ta maveradan gelen ezanlar?...
Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?...
Ayasofya ses vermiyor,
Ayasofya bir hoş,
Ayasofya bomboş!...
Hani nerede?
Şu muhteşem minberde,
Binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde,
Şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?...
Ayasofya! Ayasofya!...Seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!...
Hani nerede?
Gönüllerden kubbelere,
Kubbelerden gönüllere
Gürül gürül akan Kur'an sesleri?...
Kur'an sesleri dindirilmiş,
Müslümanlar sindirilmiş!...
Allah-Muhammed-Hülafa-i raşidinin
İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!...
Fethin, Fatih'in mabedinden kitab-ı mübini,
Bu ulu dini kaldıran kim?
Dinimize, imanımıza saldıran kim?
Mabedimin göğsüne uzanan namahrem eli,
Kimin elidir?!...
Söyle Ayasofya, söyle.
Seni puthane yapan hangi delidir?!...
Elleri kurusun, dilleri kurusun!
Ayasofya! Ayasofya! Seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!...
Ayasofya,
Ey muhteşem mabet;
Gel etme,
Bizi terketme!...
Bizler, Fatih'in torunları, yakında putları devirip,
Yine seni camiye çevireceğiz...
Dindaşlarımızla,
Kanlı göz yaşlarımızla,
Abdest alarak secdelere kapanacağız,
Tekbir ve tehlil sadalarıboş kubbelerini yeniden dolduracak
İkinci bir fetih olacak,
Ezanlar bu fethin ilanını,
Ozanlar destanını yazacaklar...
Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek! Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!...
Bu olacak Ayasofya,
Bu muhakkak olacak...
İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt...
Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,
Ayasofya, belki yarından da yakın!...
Osman Yüksel SERDENGEÇTİ