3. Sınıf Öğretmenlerinin Günlüğü 2

Çevrimdışı egitimce

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 409
  • 1.429
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 409
  • 1.429
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 10:26:49
Günaydınlar...

Çevrimdışı CEREN5119

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 286
  • 577
  • 286
  • 577
# 03 Haz 2013 11:02:38
Bugun  Gunlugumuz Pek Bır Durgun Ogretmenlerım. Nedendır Acaba ???

Çevrimdışı burcin345

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.991
  • 4.004
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.991
  • 4.004
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 11:17:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Günaydın  zümrecanlar.Hafta sonu yoktum.
   Hasan öğretmenimim mesajını görünce üzüldüm.Olmaması mümkün değildi.Mutlaka yazılmıştır mesajlar diye düşündüm  Ama sebocan öğretmenimin mesajını görünce daha çok üzüldüm.Benim de bir mesajım vardı.Hafta sonu kaleme aldığım:

                                   TESLİMİYET
                                                     
   Yaşamım boyunca en çok korktuğum duyguların başında yer alır bu duygu. Her alanda neredeyse her şeyi sarıp sarmalaması   hep tedirgin eder beni.  Evlilikte  kadının erkeğe, ya da erkeğin kadına karşı   tam bir teslimiyet duygusu içinde(sözde bağlılık) olması   o evliliği bitiren bir olgu değil midir?
     Paraya teslimiyet.İnsanı nasıl da insan olmaktan çıkarır.Kölesi yapar.Bu duyguya teslim olmuş bireylerin zamanla bir ölüm makinesine dönüşmesi  yaşanmış bir gerçek değil midir?
    Sendikal haklar  ve  maaş zamları konusunda  düşüncenizi söylediğiniz zaman , bazı arkadaşlarımızın “ Amaaan hocam! Buna da şükür.Hiç  para vermese  ne yaparız ?” ( genelde tek maaşlı arkadaşlarımız,tabi ki hepsi değil) şeklindeki söylemleri tam bir teslimiyet duygusu içinde söylenmiş  bir  düşünce değil midir?
   “Olan olmuş artık, yapacak bir şey yok, baksana  adamların oy oranı % 60 ’ a dayanmış.Boşuna çabalıyoruz”  şeklinde olabilir mi bir parti liderinin düşüncesi? Tam bir teslimiyet duygusu.
     Cumhuriyet  kurulduğundan beri büyük bir coşku ile kutlanan, hala bazı küçük yerleşim birimlerimizde yaşayan insanlarımızın  nerdeyse tek eğlencesi olan  bayram kutlama törenlerinde   bu gün gelinen nokta  bir teslimiyet duygusu  içinde  yıllardır tekrarlanan boşvermişliğin sonucu değil midir?
     Bu kadar  yaşamın içine sinmemeli bu duygu.Küçük ve güncel bir  örnek : Apartmanda oturan  insanların paralarını  hiç çekinmeden yiyen  yönetime karşı  hiçbir şey yapmadan, aynı apartmanda oturmaya devam etmeleri  ve yıllık genel kurul toplantısına bile gitmekten kaçınmaları  bu duyguya teslim olmaktan başka nasıl açıklanabilir?
     Bir işyerinde çalışan bireylerin, “Belki yakın zamanda terfi ederim.” Ya da “Onun  yerinde ben olmalıyım.” şeklinde duygular içinde olması , çalışma alanında gördüğü, belki de uğradığı olumsuzluklara ,haksızlıklara sesini çıkarmaması , teslimiyet duygusundan başka hangi duyguyla açıklanabiri ki?
          Tamam   günü geldiğinde  Hakk’a teslim olacağız.Bu hiçbir canlının kaçamayacağı bir olgu.Ama  “Nasıl olsa her an Hakk’a teslim olabiriz.” deyip günlük yaşamımızdan vazgeçiyor muyuz? Çalışmaktan, eğlenmekten ,yaşam mücadelesinden  ödün veriyor muyuz? Hayır.
    Atasözlerimize bile sinmiş bu duygu.” Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” Yahu  bin yaşarsa bir yılan,  yılanlar  çoğalmayacak mı? Etrafını sarmayacak mı? Yaşam alanının içine sızmayacak mı? Özgürlüklerin kısıtlanmayacak mı? Ödün vermeyecek misin o zaman   zevk almak için yaptığın şeylerden? Belki de parkta bile dolaşamayacaksın  sevdiğinle ele ele tutuşup?  Malum orası park ve parkta ağaçlar olur,yeşillikler olur. E eee  yeşilliklerin olduğu yerde de  bin yaşayan yılanlar olur  be gözüm. Sen nerede yaşayacaksın o zaman? 
         Çok  uzar  bu liste. İnsanlarımızın bu duygunun  içine düştüğü, bu yüzden ellerinin kollarının bağlandığı  bir dönem yaşıyoruz  ve bu beni çok tedirgin ediyordu en başta da belirttiğim gibi. Ne zamana dek ?  Masum bir amaç için, birkaç ağacın kesilmemesi için  orada toplanan insanların  uğradıkları muameleyi görene kadar. “ GEZİ PARKINDAKİ  DİRENİŞ” e kadar. Tam bir teslimiyet duygusu içindeki insanlarımızın , isterlerse  nasıl  bir zafer kazanacaklarını  anladıkları ana kadar. Bir yeşil alanı koruma mücadelesinin insanları nasıl birbirine kenetleyebildiğini görmek  bu tedirginliğimden kurtardı beni.  Ankara’da okuyan üniversite  öğrencisi  oğlumun  gaz bombası sonucu fenalaştığı haberini aldığımda  tedirgin olduysam da, başka duyguların içine düştüysem de    bugün  yaşadığım  mutluluk duygusu     bambaşka bir şey.
          Bu duygunun  bizi esir almasına ,elimizi kolumuzu bağlı hissettirmesine izin vermeyelim.Susmanın,herşeye boyun bükmenin,” Amaaaaan !”  demenin bizi nerelere getirdiği apaçık ortada.
   Bunları söylerken  teslimiyet duygusunu yaşamımızdan çıkarıp atalım mı? Tabi ki hayır.Ama kısa sürsün teslimiyetler.El ele olduğu sevgilinin gözünün içine bakarken yaşadığı  teslimiyet duygusunun bir zararı yoktur bireye. Gün batımına karşı otururken , keyifle yudumlanan bir kadeh şarabın, “ rakı olmadan balık yenmez.” demenin  içkiye teslimiyet anlamına gelmediği gibi.
   Son söz. “ SİNİRLEN TÜRKİYEM,GÜZEL ÜLKEM, SİNİRLENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN”  Bu sloganı üreteni bulup alnından öpmek gerekir.Nasıl da oturmuş bu yaşananlara.
     Sevgiyle kalın dostlar.
                                                                                                                                         02/ 06 /2013
                                                                                                                                        Nedim  ÖZDEMİR
   
 


nasıl bir anlatımdır bu Nedim Öğretmenim kaleminize sağlık...

Çevrimdışı paycicek

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.512
  • 15.212
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.512
  • 15.212
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 11:20:21
Siyah bir günden umut içeren merhabalar.

Çevrimdışı ikde

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 42
  • 226
  • 42
  • 226
# 03 Haz 2013 11:25:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
 Günaydın  zümrecanlar.Hafta sonu yoktum.
   Hasan öğretmenimim mesajını görünce üzüldüm.Olmaması mümkün değildi.Mutlaka yazılmıştır mesajlar diye düşündüm  Ama sebocan öğretmenimin mesajını görünce daha çok üzüldüm.Benim de bir mesajım vardı.Hafta sonu kaleme aldığım:

                                   TESLİMİYET
                                                     
   Yaşamım boyunca en çok korktuğum duyguların başında yer alır bu duygu. Her alanda neredeyse her şeyi sarıp sarmalaması   hep tedirgin eder beni.  Evlilikte  kadının erkeğe, ya da erkeğin kadına karşı   tam bir teslimiyet duygusu içinde(sözde bağlılık) olması   o evliliği bitiren bir olgu değil midir?
     Paraya teslimiyet.İnsanı nasıl da insan olmaktan çıkarır.Kölesi yapar.Bu duyguya teslim olmuş bireylerin zamanla bir ölüm makinesine dönüşmesi  yaşanmış bir gerçek değil midir?
    Sendikal haklar  ve  maaş zamları konusunda  düşüncenizi söylediğiniz zaman , bazı arkadaşlarımızın “ Amaaan hocam! Buna da şükür.Hiç  para vermese  ne yaparız ?” ( genelde tek maaşlı arkadaşlarımız,tabi ki hepsi değil) şeklindeki söylemleri tam bir teslimiyet duygusu içinde söylenmiş  bir  düşünce değil midir?
   “Olan olmuş artık, yapacak bir şey yok, baksana  adamların oy oranı % 60 ’ a dayanmış.Boşuna çabalıyoruz”  şeklinde olabilir mi bir parti liderinin düşüncesi? Tam bir teslimiyet duygusu.
     Cumhuriyet  kurulduğundan beri büyük bir coşku ile kutlanan, hala bazı küçük yerleşim birimlerimizde yaşayan insanlarımızın  nerdeyse tek eğlencesi olan  bayram kutlama törenlerinde   bu gün gelinen nokta  bir teslimiyet duygusu  içinde  yıllardır tekrarlanan boşvermişliğin sonucu değil midir?
     Bu kadar  yaşamın içine sinmemeli bu duygu.Küçük ve güncel bir  örnek : Apartmanda oturan  insanların paralarını  hiç çekinmeden yiyen  yönetime karşı  hiçbir şey yapmadan, aynı apartmanda oturmaya devam etmeleri  ve yıllık genel kurul toplantısına bile gitmekten kaçınmaları  bu duyguya teslim olmaktan başka nasıl açıklanabilir?
     Bir işyerinde çalışan bireylerin, “Belki yakın zamanda terfi ederim.” Ya da “Onun  yerinde ben olmalıyım.” şeklinde duygular içinde olması , çalışma alanında gördüğü, belki de uğradığı olumsuzluklara ,haksızlıklara sesini çıkarmaması , teslimiyet duygusundan başka hangi duyguyla açıklanabiri ki?
          Tamam   günü geldiğinde  Hakk’a teslim olacağız.Bu hiçbir canlının kaçamayacağı bir olgu.Ama  “Nasıl olsa her an Hakk’a teslim olabiriz.” deyip günlük yaşamımızdan vazgeçiyor muyuz? Çalışmaktan, eğlenmekten ,yaşam mücadelesinden  ödün veriyor muyuz? Hayır.
    Atasözlerimize bile sinmiş bu duygu.” Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” Yahu  bin yaşarsa bir yılan,  yılanlar  çoğalmayacak mı? Etrafını sarmayacak mı? Yaşam alanının içine sızmayacak mı? Özgürlüklerin kısıtlanmayacak mı? Ödün vermeyecek misin o zaman   zevk almak için yaptığın şeylerden? Belki de parkta bile dolaşamayacaksın  sevdiğinle ele ele tutuşup?  Malum orası park ve parkta ağaçlar olur,yeşillikler olur. E eee  yeşilliklerin olduğu yerde de  bin yaşayan yılanlar olur  be gözüm. Sen nerede yaşayacaksın o zaman?  
         Çok  uzar  bu liste. İnsanlarımızın bu duygunun  içine düştüğü, bu yüzden ellerinin kollarının bağlandığı  bir dönem yaşıyoruz  ve bu beni çok tedirgin ediyordu en başta da belirttiğim gibi. Ne zamana dek ?  Masum bir amaç için, birkaç ağacın kesilmemesi için  orada toplanan insanların  uğradıkları muameleyi görene kadar. “ GEZİ PARKINDAKİ  DİRENİŞ” e kadar. Tam bir teslimiyet duygusu içindeki insanlarımızın , isterlerse  nasıl  bir zafer kazanacaklarını  anladıkları ana kadar. Bir yeşil alanı koruma mücadelesinin insanları nasıl birbirine kenetleyebildiğini görmek  bu tedirginliğimden kurtardı beni.  Ankara’da okuyan üniversite  öğrencisi  oğlumun  gaz bombası sonucu fenalaştığı haberini aldığımda  tedirgin olduysam da, başka duyguların içine düştüysem de    bugün  yaşadığım  mutluluk duygusu     bambaşka bir şey.
          Bu duygunun  bizi esir almasına ,elimizi kolumuzu bağlı hissettirmesine izin vermeyelim.Susmanın,herşeye boyun bükmenin,” Amaaaaan !”  demenin bizi nerelere getirdiği apaçık ortada.
   Bunları söylerken  teslimiyet duygusunu yaşamımızdan çıkarıp atalım mı? Tabi ki hayır.Ama kısa sürsün teslimiyetler.El ele olduğu sevgilinin gözünün içine bakarken yaşadığı  teslimiyet duygusunun bir zararı yoktur bireye. Gün batımına karşı otururken , keyifle yudumlanan bir kadeh şarabın, “ rakı olmadan balık yenmez.” demenin  içkiye teslimiyet anlamına gelmediği gibi.
   Son söz. “ SİNİRLEN TÜRKİYEM,GÜZEL ÜLKEM, SİNİRLENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN”  Bu sloganı üreteni bulup alnından öpmek gerekir.Nasıl da oturmuş bu yaşananlara.
     Sevgiyle kalın dostlar.
                                                                                                                                         02/ 06 /2013
                                                                                                                                        Nedim  ÖZDEMİR
  
  


çok güzel bir yazı tebrik ediyorum harika bir anlatım olmuş

Çevrimdışı abone19

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 4.003
  • 12.808
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 4.003
  • 12.808
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 11:32:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ülke genelinde yapılan Gezi parkı destek eylemleri bizlerde pek ilgi görmedi sanırım.Sanki öcüymüş gibi hiç bahseden yok.
Gezi parkı ile ilgili mesajlar siyasi söylem kabul gördüğü için eğitimhanenin bir çizgisi var hiçbir siyasi görüşü eleştiri yazısını kabul etmiyor. Burası eğitimle ilgili görüşlerin tartşıldığı yerdir sloganı ile hareket ettiği için  tüm mesajlar silindi. Bende daha önceden bakanı eleştirmiştim mesajım silinmişti. Sonra düşündüm hakverdim. Buraya her görüşten insanlar takılıyor. Eğitimhane herkese eşit mesafade duruş sergiliyor.

Çevrimdışı travis

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 304
  • 675
  • 304
  • 675
# 03 Haz 2013 11:50:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Günaydın  zümrecanlar.Hafta sonu yoktum.
   Hasan öğretmenimim mesajını görünce üzüldüm.Olmaması mümkün değildi.Mutlaka yazılmıştır mesajlar diye düşündüm  Ama sebocan öğretmenimin mesajını görünce daha çok üzüldüm.Benim de bir mesajım vardı.Hafta sonu kaleme aldığım:

                                   TESLİMİYET
                                                     
   Yaşamım boyunca en çok korktuğum duyguların başında yer alır bu duygu. Her alanda neredeyse her şeyi sarıp sarmalaması   hep tedirgin eder beni.  Evlilikte  kadının erkeğe, ya da erkeğin kadına karşı   tam bir teslimiyet duygusu içinde(sözde bağlılık) olması   o evliliği bitiren bir olgu değil midir?
     Paraya teslimiyet.İnsanı nasıl da insan olmaktan çıkarır.Kölesi yapar.Bu duyguya teslim olmuş bireylerin zamanla bir ölüm makinesine dönüşmesi  yaşanmış bir gerçek değil midir?
    Sendikal haklar  ve  maaş zamları konusunda  düşüncenizi söylediğiniz zaman , bazı arkadaşlarımızın “ Amaaan hocam! Buna da şükür.Hiç  para vermese  ne yaparız ?” ( genelde tek maaşlı arkadaşlarımız,tabi ki hepsi değil) şeklindeki söylemleri tam bir teslimiyet duygusu içinde söylenmiş  bir  düşünce değil midir?
   “Olan olmuş artık, yapacak bir şey yok, baksana  adamların oy oranı % 60 ’ a dayanmış.Boşuna çabalıyoruz”  şeklinde olabilir mi bir parti liderinin düşüncesi? Tam bir teslimiyet duygusu.
     Cumhuriyet  kurulduğundan beri büyük bir coşku ile kutlanan, hala bazı küçük yerleşim birimlerimizde yaşayan insanlarımızın  nerdeyse tek eğlencesi olan  bayram kutlama törenlerinde   bu gün gelinen nokta  bir teslimiyet duygusu  içinde  yıllardır tekrarlanan boşvermişliğin sonucu değil midir?
     Bu kadar  yaşamın içine sinmemeli bu duygu.Küçük ve güncel bir  örnek : Apartmanda oturan  insanların paralarını  hiç çekinmeden yiyen  yönetime karşı  hiçbir şey yapmadan, aynı apartmanda oturmaya devam etmeleri  ve yıllık genel kurul toplantısına bile gitmekten kaçınmaları  bu duyguya teslim olmaktan başka nasıl açıklanabilir?
     Bir işyerinde çalışan bireylerin, “Belki yakın zamanda terfi ederim.” Ya da “Onun  yerinde ben olmalıyım.” şeklinde duygular içinde olması , çalışma alanında gördüğü, belki de uğradığı olumsuzluklara ,haksızlıklara sesini çıkarmaması , teslimiyet duygusundan başka hangi duyguyla açıklanabiri ki?
          Tamam   günü geldiğinde  Hakk’a teslim olacağız.Bu hiçbir canlının kaçamayacağı bir olgu.Ama  “Nasıl olsa her an Hakk’a teslim olabiriz.” deyip günlük yaşamımızdan vazgeçiyor muyuz? Çalışmaktan, eğlenmekten ,yaşam mücadelesinden  ödün veriyor muyuz? Hayır.
    Atasözlerimize bile sinmiş bu duygu.” Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” Yahu  bin yaşarsa bir yılan,  yılanlar  çoğalmayacak mı? Etrafını sarmayacak mı? Yaşam alanının içine sızmayacak mı? Özgürlüklerin kısıtlanmayacak mı? Ödün vermeyecek misin o zaman   zevk almak için yaptığın şeylerden? Belki de parkta bile dolaşamayacaksın  sevdiğinle ele ele tutuşup?  Malum orası park ve parkta ağaçlar olur,yeşillikler olur. E eee  yeşilliklerin olduğu yerde de  bin yaşayan yılanlar olur  be gözüm. Sen nerede yaşayacaksın o zaman? 
         Çok  uzar  bu liste. İnsanlarımızın bu duygunun  içine düştüğü, bu yüzden ellerinin kollarının bağlandığı  bir dönem yaşıyoruz  ve bu beni çok tedirgin ediyordu en başta da belirttiğim gibi. Ne zamana dek ?  Masum bir amaç için, birkaç ağacın kesilmemesi için  orada toplanan insanların  uğradıkları muameleyi görene kadar. “ GEZİ PARKINDAKİ  DİRENİŞ” e kadar. Tam bir teslimiyet duygusu içindeki insanlarımızın , isterlerse  nasıl  bir zafer kazanacaklarını  anladıkları ana kadar. Bir yeşil alanı koruma mücadelesinin insanları nasıl birbirine kenetleyebildiğini görmek  bu tedirginliğimden kurtardı beni.  Ankara’da okuyan üniversite  öğrencisi  oğlumun  gaz bombası sonucu fenalaştığı haberini aldığımda  tedirgin olduysam da, başka duyguların içine düştüysem de    bugün  yaşadığım  mutluluk duygusu     bambaşka bir şey.
          Bu duygunun  bizi esir almasına ,elimizi kolumuzu bağlı hissettirmesine izin vermeyelim.Susmanın,herşeye boyun bükmenin,” Amaaaaan !”  demenin bizi nerelere getirdiği apaçık ortada.
   Bunları söylerken  teslimiyet duygusunu yaşamımızdan çıkarıp atalım mı? Tabi ki hayır.Ama kısa sürsün teslimiyetler.El ele olduğu sevgilinin gözünün içine bakarken yaşadığı  teslimiyet duygusunun bir zararı yoktur bireye. Gün batımına karşı otururken , keyifle yudumlanan bir kadeh şarabın, “ rakı olmadan balık yenmez.” demenin  içkiye teslimiyet anlamına gelmediği gibi.
   Son söz. “ SİNİRLEN TÜRKİYEM,GÜZEL ÜLKEM, SİNİRLENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN”  Bu sloganı üreteni bulup alnından öpmek gerekir.Nasıl da oturmuş bu yaşananlara.
     Sevgiyle kalın dostlar.
                                                                                                                                         02/ 06 /2013
                                                                                                                                        Nedim  ÖZDEMİR
   
 



nedim öğretmenim elinize, aklınıza sağlık. ne güzel toparlamışsınız. bizim yazılar için yorumlanmış haberler forumuna bakabilirsiniz.

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 12:02:07
Gezi Parkı bahanesiyle ülkemizin huzurunu bozanların eylemlerini bir an önce bitirmeleri dileğiyle GÜNAYDIN zümrelerim.
Güzel geçen bir hafta olur İNŞALLAH

Çevrimdışı fmerve

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.001
  • 7.025
  • 5.001
  • 7.025
# 03 Haz 2013 12:31:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
saat problemleri berbat , o kadar anlatıyorum yine de saf saf yüzüme bakıyorlar. Nasıl yapsam ki
Hala cevırmelerı yapamayanlar var sadece bakıyorlar yüzüme :(

Çevrimdışı halil_41

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.899
  • 6.261
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.899
  • 6.261
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 12:43:21
ben daha saat problemlerine geçemedim. :(
Çevirileri tamamen bitirmek istiyorum. Son hafta da devam edeceğim derslere.Zor olacak.

Çevrimdışı aliş70

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.526
  • 59.601
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 11.526
  • 59.601
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 03 Haz 2013 12:43:39
Merhebe dostlar! Gün ve haftanızın güzel geçmesi dileklerimle

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 13:39:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Günaydın  zümrecanlar.Hafta sonu yoktum.
   Hasan öğretmenimim mesajını görünce üzüldüm.Olmaması mümkün değildi.Mutlaka yazılmıştır mesajlar diye düşündüm  Ama sebocan öğretmenimin mesajını görünce daha çok üzüldüm.Benim de bir mesajım vardı.Hafta sonu kaleme aldığım:

                                   TESLİMİYET
                                                     
   Yaşamım boyunca en çok korktuğum duyguların başında yer alır bu duygu. Her alanda neredeyse her şeyi sarıp sarmalaması   hep tedirgin eder beni.  Evlilikte  kadının erkeğe, ya da erkeğin kadına karşı   tam bir teslimiyet duygusu içinde(sözde bağlılık) olması   o evliliği bitiren bir olgu değil midir?
     Paraya teslimiyet.İnsanı nasıl da insan olmaktan çıkarır.Kölesi yapar.Bu duyguya teslim olmuş bireylerin zamanla bir ölüm makinesine dönüşmesi  yaşanmış bir gerçek değil midir?
    Sendikal haklar  ve  maaş zamları konusunda  düşüncenizi söylediğiniz zaman , bazı arkadaşlarımızın “ Amaaan hocam! Buna da şükür.Hiç  para vermese  ne yaparız ?” ( genelde tek maaşlı arkadaşlarımız,tabi ki hepsi değil) şeklindeki söylemleri tam bir teslimiyet duygusu içinde söylenmiş  bir  düşünce değil midir?
   “Olan olmuş artık, yapacak bir şey yok, baksana  adamların oy oranı % 60 ’ a dayanmış.Boşuna çabalıyoruz”  şeklinde olabilir mi bir parti liderinin düşüncesi? Tam bir teslimiyet duygusu.
     Cumhuriyet  kurulduğundan beri büyük bir coşku ile kutlanan, hala bazı küçük yerleşim birimlerimizde yaşayan insanlarımızın  nerdeyse tek eğlencesi olan  bayram kutlama törenlerinde   bu gün gelinen nokta  bir teslimiyet duygusu  içinde  yıllardır tekrarlanan boşvermişliğin sonucu değil midir?
     Bu kadar  yaşamın içine sinmemeli bu duygu.Küçük ve güncel bir  örnek : Apartmanda oturan  insanların paralarını  hiç çekinmeden yiyen  yönetime karşı  hiçbir şey yapmadan, aynı apartmanda oturmaya devam etmeleri  ve yıllık genel kurul toplantısına bile gitmekten kaçınmaları  bu duyguya teslim olmaktan başka nasıl açıklanabilir?
     Bir işyerinde çalışan bireylerin, “Belki yakın zamanda terfi ederim.” Ya da “Onun  yerinde ben olmalıyım.” şeklinde duygular içinde olması , çalışma alanında gördüğü, belki de uğradığı olumsuzluklara ,haksızlıklara sesini çıkarmaması , teslimiyet duygusundan başka hangi duyguyla açıklanabiri ki?
          Tamam   günü geldiğinde  Hakk’a teslim olacağız.Bu hiçbir canlının kaçamayacağı bir olgu.Ama  “Nasıl olsa her an Hakk’a teslim olabiriz.” deyip günlük yaşamımızdan vazgeçiyor muyuz? Çalışmaktan, eğlenmekten ,yaşam mücadelesinden  ödün veriyor muyuz? Hayır.
    Atasözlerimize bile sinmiş bu duygu.” Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” Yahu  bin yaşarsa bir yılan,  yılanlar  çoğalmayacak mı? Etrafını sarmayacak mı? Yaşam alanının içine sızmayacak mı? Özgürlüklerin kısıtlanmayacak mı? Ödün vermeyecek misin o zaman   zevk almak için yaptığın şeylerden? Belki de parkta bile dolaşamayacaksın  sevdiğinle ele ele tutuşup?  Malum orası park ve parkta ağaçlar olur,yeşillikler olur. E eee  yeşilliklerin olduğu yerde de  bin yaşayan yılanlar olur  be gözüm. Sen nerede yaşayacaksın o zaman? 
         Çok  uzar  bu liste. İnsanlarımızın bu duygunun  içine düştüğü, bu yüzden ellerinin kollarının bağlandığı  bir dönem yaşıyoruz  ve bu beni çok tedirgin ediyordu en başta da belirttiğim gibi. Ne zamana dek ?  Masum bir amaç için, birkaç ağacın kesilmemesi için  orada toplanan insanların  uğradıkları muameleyi görene kadar. “ GEZİ PARKINDAKİ  DİRENİŞ” e kadar. Tam bir teslimiyet duygusu içindeki insanlarımızın , isterlerse  nasıl  bir zafer kazanacaklarını  anladıkları ana kadar. Bir yeşil alanı koruma mücadelesinin insanları nasıl birbirine kenetleyebildiğini görmek  bu tedirginliğimden kurtardı beni.  Ankara’da okuyan üniversite  öğrencisi  oğlumun  gaz bombası sonucu fenalaştığı haberini aldığımda  tedirgin olduysam da, başka duyguların içine düştüysem de    bugün  yaşadığım  mutluluk duygusu     bambaşka bir şey.
          Bu duygunun  bizi esir almasına ,elimizi kolumuzu bağlı hissettirmesine izin vermeyelim.Susmanın,herşeye boyun bükmenin,” Amaaaaan !”  demenin bizi nerelere getirdiği apaçık ortada.
   Bunları söylerken  teslimiyet duygusunu yaşamımızdan çıkarıp atalım mı? Tabi ki hayır.Ama kısa sürsün teslimiyetler.El ele olduğu sevgilinin gözünün içine bakarken yaşadığı  teslimiyet duygusunun bir zararı yoktur bireye. Gün batımına karşı otururken , keyifle yudumlanan bir kadeh şarabın, “ rakı olmadan balık yenmez.” demenin  içkiye teslimiyet anlamına gelmediği gibi.
   Son söz. “ SİNİRLEN TÜRKİYEM,GÜZEL ÜLKEM, SİNİRLENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN”  Bu sloganı üreteni bulup alnından öpmek gerekir.Nasıl da oturmuş bu yaşananlara.
     Sevgiyle kalın dostlar.
                                                                                                                                         02/ 06 /2013
                                                                                                                                        Nedim  ÖZDEMİR
   
 


Silselerde kaybedemezler masa üstüne aldım.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 03 Haz 2013 13:40:07
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sevgili öğretmen arkadaşlarım,
Daha önce belirtmiştim ama kimsenin dikkatini çekmedi nedense... Sizlerden isteğim 3. sınıf ev ödevlerinin (gün gün hazırlanmış tek dosya halinde tüm yılı kapsayan )  bulunduğu bir çalışması olanlar yardımcı olsun lütfen.

Sayın öğretmenim, bu ve daha önceki mesajlarınız hepimizin dikkatini çekti. Hatta yanılmıyorsam, cevaplar da verildi.

İstediğiniz şekilde gün gün düzenlenmiş yeterli ödevler yok. Dosyalar bölümünden indirip ancak düzenleme yapabilirsiniz.

Matematik:
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Türkçe:
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Hayat Bilgisi:

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Gün gün ödevleri ancak Hisar Okullarının internet adresinden indirebilirsiniz...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı HASAN YİĞİT

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.567
  • 15.466
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2013 13:49:58
Arkadaşlar yarın görüşmek üzere hoşçakalın,dostça kalın.

Çevrimdışı aliş70

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.526
  • 59.601
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 11.526
  • 59.601
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 03 Haz 2013 14:12:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Arkadaşlar yarın görüşmek üzere hoşçakalın,dostça kalın.
Gelsin 17:35 ne güzel tekli öğretim

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK