Öğretmenim çok doğru söylüyorsunuz. öğrencilerinize sevdiğinizi söyleyin yada çok sevdiğinizi hissettirin. Katılım ve başarı arkasından gelir.
Öğretmenim, benim yaşım babanız kadar değil; ama bir kaç şey soracağım:
Öğrencilerinizi seviyor musunuz? Seviyorsanız ( 13 kişiden ) kaçını seviyorsunuz? Sevdiğiniz öğrencileriniz, sizin onları sevdiğinizi anlıyor-hissediyor mu? ( Amacım sizi eleştirmek değil; bu benim de haddim değil zaten. Ama şunu iyi biliyorum ( Öğrendim ); ilkokulda öğrenciler, ne yaparsa öğretmeni için yapar. Bu görüşte bana ait değildir; bilimsel açıklamadır.)
Haklı olabilirsiniz değerli meslektaşlarım.. Ama bu söyledikleriniz benim için geçerli değil... ÇÜNKÜ:
Ben bu çocukları sevmemiş olsaydım bir dakika bile durmaz mesleği bırakır, görevimden istifa ederdim.. O kadar basit değil bana göre öğretmenlik. Belki doğudaki ya da herhangi bir ücra köşede öğretmenlik yapan arkadaşlarım kadar zorluk çekmedim ama her gün köydeki öğrencilerim ilçedekilerden hayat anlamında geri kalmasınlar diye yemekse yemek, giyecekse giyecek.. vb. daha bir sürü şeyler.. Kırtasiye ihtiyaçlarını karşılama durumlarımı da saymıyorum. Diyebilirsinizki "öğretmenim bu saydıklarınız hep maddesel, imkanı olan her öğretmen yapar" valla ben çevremdekilere bakıyorum da ilçemdeki 100 öğretmenden 10 taneyi geçmez bunları yapacak kişi. Çevremdeki öğretmenlerin öğrencilerine bakış açılarını gördükçe ben mesleğimden utanıyorum. Zaten sıkıntımda bu. Öğrencilerini seven ve onlar için bu kadar fedakarlığı yapan biri olarak nasıl oluyorda bu hale geliyor diye sormuyor değilim.
Ayrıca gelişimi yavaş olan bir öğrencim var 5-6 yaş gibi. O kucağa yakışıyor
alıyorum onu her gün güzel güzel konuşuyorum onunla. Aileside beni çok sevdiğini her seferinde dile getiriyor. Diğerlerinede gereken ilgi ve alakayı gösteriyorum. Yani sevgi içinde büyüyen ben sevginin ne anlama geldiğini ve nasıl gösterildiğini çok iyi biliyorum...
Ben öğretmenımı o kadar cok ıyı anlıyorum kı, benımde sınıfım 13 kişi, 2 sı kaynastırma( Biri okumaya gecti cok gec olsada, diğeri konuşamıyor orta düzeyde zihinsel yetersızlık var) 1 i nakıl geldı okuma yazma yok,gerıye kalan 10 öğrencım, burada bahsedılen kadar super bir öğrencım yok, sınıfıma kıyasla iyi öğrencılerım var, onları cok sevıyorum sevdıgımıde her şekilde bellı edıyorum. Onlarla konusuyorum, bazen bır anne gıbı, ödüllendırmeyı sevıyorum, konusamayan kaynastırma öğrencım öğlen ve ikindi eve giderken mutlaka benı öper ve öyle gıder, cogu öğrencımde boyle, sevmek yetmıyor denır ya aynen öyle, belkı sızlerın 3 kez anlattıgı konuyu ben 10 kez anlatıyorum, okulda fotokopı ıcın bır o yana bır bu yana kosturuyorum, aksam eve gel, yıne cocukları dusunmeye basla, emeğimin karşılıgını asla alamıyorum ama, bazen sankı hıc o konuyu anlatmamısım gıbı oluyor, bir o kadar duyarsız velılerım var, kalemsız, sılgısız cocugunu okula gonderen velılerım, geldıklerındede soyledıklerı tek sey, sen çok iyisin, Allah razı olsun, yaptıklarımdan vazgecıyormuyum hayır asla vazgecmıyorum, ama ruhen ve bedenen cok cok yoruluyorum ve yıpranıyorum Babamda öğretmen, o da oyle söylüyor, istiyorki kızı bu kadar kendını yıpratmasın
Her şeye ragmen mücadeleye devam, umarım hepsi iyi bir yere gelemesede, vatana millete hayırlı bir evlat olarak kalırlar.
Bende sizi çok iyi anlıyorum öğretmenim. Az kişilik sınıfta, sınıfı alıp götürecek 1-2 öğrenci yoksa çok zor oluyor. Tek amacımız o, ilk amacımız o; vatana, millete hayırlı birer evlat olsunlar. Düşünsünler! Düşündüklerini sorgulasınlar! Her şeye boyun eğmesinler ama çok dik kafalı da olmasınlar.. Daha çok şey var da anlatacak, söylenecek.. Ama belki daha sonra