Çiğdem Hanım, bazı doğrulara kendi durduğumuzdan yerden bakıyoruz demişsiniz doğru. Bakın 4 Sınıf Öğretmeni olarak ben de yazayım fikirlerimi,
Müfredatın yetişmemesi durumu canlı dersleri sürdürürken değil yüz yüze eğitimde oldu. Çünkü gruplara ayrılınca sınıf, haftalık 30 saat ders değil, 12 saat yüz yüze+6 canlı ders toplam 18 ders görebildi öğrenciler. Üstelik dilekçe ile evde kalan öğrencilerimiz için durum daha vahim oldu 6 ders sadece bizimle yapabildiler. 1,5 aylık sürede kiminle ne yaptığımızın takibi bile ekstra saatler aldı, kafa kalmadı bende şahsen.
Ayrıca biz sınıf öğretmenleri nedendir bilinmez, haftalık 18 saat ders yaparak maaş karşılığını tamamlarız. Branş öğretmenlerimiz 15.
Günlük 6 canlı dersi sırf idari ısrar, baskı ve ek ders için yapıp kendimi ve öğrencilerimi yıpratmak, okuldan , eğitimden uzaklaştırmaktansa, radikal bir karar
ile 4 ders yapacağım ben de artık uzaktan eğitim olduğu sürece. Hiç zengin değilim, az olan gelirime çok ihtiyacım var. Ama bir eğitimci olarak 6 canlı ders, yorulan bitkin suratlar, yaş grubuna göre ağır, + kalıcı hafızaya geçmesi için bilgilerin, kendi kendine öğrenmelerine ayırmaları gereken ödev ve çalışmaları yapabilecekleri vakit, oyun, eğlence, mutlaka eba Tv zorunluluğu... Yazık bu öğrencilere.
Psikologlar, eğitim uzmanları sessiz mi , kargaşada arada mı kaynadı bilmem. Bu ilkokullar için 4 canlı ders +ödevlendirme , ekran süresi azaltılması gerekliliği konuşulamadı yeterince. Bizlerin yükü de öyle.
Bu konudaki uzman görüşünü, idarecileri ile eğitimsel boyutta konuşarak ifade eden ve doğruyu yapabilen öğretmenlerimi tebrik ederim. Ben geç kaldım. Fedakarlıksa fedakarlık.Doğruyu ben o çocuklarla bire bir ilgilenirken benden başkası onları düşünmezken yine benden başka kim yapacak. Beklemiyorum artık kimseden bir şey. Sıfır ek ders gerekirse. 4 canlı ders.