Merhaba arkadaşlar...
İlkokuma yazma günlüğünde ahmetçe öğretmenimin paylaştığı alıntı bir yazıyı siz de görün istedim...
Hepimizin yaşadığı gerçekler...
ahmetçe öğretmenime bir kez de buradan teşekkürler...
Alıntıdır.
Sınıfın kapısına assam akşam beklerken okusa veliler olur mu?
Sevgili Veliler;
1. Eğer bizi öğretmenler odasında ya da tenefüste okul bahçesinde yakalarsanız muhakkak çocuğunuzun durumu ile ilgili bir soru sorun. Bizim dünyada zevk aldığımız tek şey eğitimdir ve zaten tenefüs denilen şey sizin sorularınızı yanıtlamak için icat edildi...
2. Evde çocuğunuza ödev yaptıramıyorsanız hemen bizi telefonla arayın. Telefondan ders anlatmak ve ödev yaptırmak gibi
müthiş yeteneklerimiz vardır bizim.
3. Ayaküstü, merdiven aralığında, kapı arkasında veya asansörde karşılaştığınızda hemen çocuğunuzun müthiş yeteneklerini anlatmaya başlayın, biz her an sizin çocuğunuzu düşünürüz ve zaten asansöre de velilerimizle karşılaşabilmek ve öğrencilerimizi onlardan dinlemek için bineriz.
4. Gazete okuduğunuz ya da televizyonda duyduğunuz asparagas eğitim haberleri hakkında öğretmenleri her fırsatta sıkıştırınız, çünkü gazeteciler ve televizyoncular her zaman eğitim konularını öğretmenlerden daha iyi bilirler, güncel takip ederler ve her yazdıkları doğrudur. Böylece öğretmenlerin bilgisizliğini ve açıklarını yüzüne vurma fırsatını yakalamış olursunuz.
5. Öğretmenler sinirsiz insanlardır, hatta insan değil robotturlar, yorulmaz, uyumaz, tatil yapmaz ve sinirlenmezler. İstediğiniz kadar, hatta sonsuza kadar soru sorabilir ve ona eğitim hakkındaki engin tecrübelerinizi anlatabilirsiniz, hatta sorduğunuz soruların cevaplarını dinlemek bile zorunda değilsinizdir, öğretmen önceki soruya cevap vermekteyken, yeni soru sorabilirsiniz, öğretmen buna hiç alınmaz. ÜSTELİK, öğretmene sorduğunuz ve cevabını aldığınız konuda öğretmenin dediklerini uygulamak zorunda bile değilsiniz, ama çocuğunuzun başarısı bir türlü yükselmediğinde öğretmenin dediklerini uygulamadığınız halde öğretmene HESAP SORMA hakkınız vardır.
6. Bize kolay kolay teşekkür etmeyin. Nasıl olsa size hizmet etmek bizim işimiz ve devlet bize tonlarca para ödüyor... Siz değerli velilerimizin vergileri ile yaşıyoruz ya biz, çocuğunuzun "ÖZEL DADISI" sayılırız.
7. Öğretmen olurken nasıl olsa ÖĞRETMENLİK YEMİNİ ettik ya, öğretmenleri kızdırsanız bile onlar size ve çocuklarınıza sonsuza kadar köle gibi hizmet etmeye mecburdurlar. Hakaret edebilirsiniz, üstüne yürüyebilirsiniz, şikayet edebilirsiniz, sağda solda aleyhinde konuşabilirsiniz, ama işiniz düştüğünde hiç utanmadan yine kendinizi ve çocuklarınızı onun ellerine teslim edebilirsiniz, ne de olsa yeminliyiz...
8. Öğretmene danışmadan, kendi kendinize gerekli gördüğünüz her türlü gerekli gereksiz bilgiyi doğru ya da yanlış metotlarla çocuğunuza öğretebilirsiniz, çocuğunuz bilgi ve kavram karmaşasından eğitimde dibe vurduğunda nasıl olsa öğretmeni onu kurtarır, hiç sorun değil.
9. Ödevlerin azlığından, çokluğundan, çocuklarınızın okumayı sevmemesinden, saygısız ya da kavgacı davranışlarından, aşırı sosyal ya da antisosyal oluşundan, özgüveninin yetersiz ya da aşırı şişkin oluşundan velhasıl çocuğunuzun hoşunuza gitmeyen her davranışından öğretmenlerini sorumlu tutabilirsiniz onlara kızmakta serbestsiniz, çünkü öğretmenler yüzünden bozulmuştur sizin mükemmel yetiştirdiğiniz çocuğunuz ve kötü giden herşeyin sorumlusu mutlaka öğretmendir.
10. Verilen ödevlerin ve çalışmaların "gerekli olup olmadığın !" mutlaka sorunuz. Çünkü Allah’ın cezası öğretmen, çocuğunuza kafayı takmıştır ve onu kasıtlı olarak yormaya ve uğraştırmaya çalışmaktadır. Hatta çocuğunuzu bu ders belasından kurtarmak için kendinizi feda ederek onun ödevlerini siz yapıveriniz, nasıl olsa bu öğretmen milleti biraz aptaldır, ödevi kimin yaptığını anlamaz... Böylece çocuğunuzun yerine herşeyi siz yaparak onun hep çocuk kalmasını da sağlamış olursunuz... O büyümez, siz de yaşlanmazsınız... Böyle mucizeler olur inanın...
11. Öğretmenler dünyadaki tüm bilgileri bilirler, onlara tarih, coğrafya, matematik, edebiyat, müzik, spor, aklınıza ne gelirse rahatça sorabilirsiniz. Sadece karşılaşmış olmanız yeterlidir, uzmanlık alanı diye bir kavram tamamen palavradır. Eğer bilemediği bir şey olursa bu tamamen onun ayıbıdır... Onu ve uzmanlığını hemen yerin dibine sokunuz...
12. Öğretmenin evine telefon ederek, öğretmen evde yokken eşine çocuğunuzun ödevleri ile ilgili soru sorabilirsiniz, mutlaka bilecektir, öğretmen eşidir ya, bilir...
13. Veli toplantısı yapıldığında sakın katılıp kendinizi yormayın, nasıl olsa toplantıdan sonraki günlerde, "Toplantıya katılamadım ne anlattınız ?" derseniz öğretmen size iki saatlik toplantının özetini geçmek zorundadır...
14. Eğer öğretmen çocuğunuza kızmışsa, azarlamışsa, hele bir de kötü bir not vermişse zaman kaybetmeden gidip bunun hesabını sorun, çocuğunuz yaptığı her hatada sizin gölgenize sığınsın ki özür dilemek, hataları ile yüzleşmek gibi zararlı davranışlar edinmesin...
15. Öğretmenle işiniz olduğu sürece ilgilenin, onu sahte gülücüklerle oyalayın... O gittiğinde arkasından gelene onu hemen kötüleyin... Ola ki çocuğunuz hayatta iyi bir yerlere gelirse, büyük başarılara imza atarsa bunda öğretmenlerinin payı ve emeği olduğunu sakın düşünmeyin...