Ahlâki Eğitim....

ahlak eğitimini öğretmenden çok ana-baba verecek.
kim ne derse desin, köylerde ahlaksızlık diz boyu!
sobalı evlerinde herkes aynı odanın içşinde yatıyor, 4. sınıf öğrencisi bile neyin ne olduğunu biliyor!
sonra da karşısındakine yapmaya çalışıyor!
aklı fikri bununla dolu oluyor!
bunu aşırı norman birşey kabul ederek hiç yüzü kızarmıyor!
bu konuda söylenecek çok şey var...

aynen katılıyorum öğretmenim.Ben de bu yıl duydum böye şeylerin çook yakınımda olduğunu .Olmaz olamaz dediğim insanlar ,öğrencilerim ,...  aman allahım gerçekten kabus gibi her şeyde olduğu gibi ahlak da ailede başlıyor ...

ahlak eğitimini öğretmenden çok ana-baba verecek.
kim ne derse desin, köylerde ahlaksızlık diz boyu!
sobalı evlerinde herkes aynı odanın içşinde yatıyor, 4. sınıf öğrencisi bile neyin ne olduğunu biliyor!
sonra da karşısındakine yapmaya çalışıyor!
aklı fikri bununla dolu oluyor!
bunu aşırı norman birşey kabul ederek hiç yüzü kızarmıyor!
bu konuda söylenecek çok şey var...

hocam meseleyi köy özelinde almanız talihsizlik olmuş bence.
insanlar şehirlerin göbeğinde ortaçağ şartlarında yaşarken ,
köylerde çocuğun kendi odası, televizyonu ve interneti vs. olabiliyor.

özellikle ahlaki konularda metropolde yaşayanlar kırsaldakilere göre bir adım öndedirler.

çünkü çevresinde bu konuda olumsuz örnek teşkil edebilecek daha fazla uyarıcı mevcuttur.

yalnız "aynı odada kalma" önermenizin de haklılık payı vardır.

TRT de bir belgeselde izlemiştim.

bir ilimizin dağ köyünde yetişen çocuk yıllar yılı anne-babası ile beraber yatmıştır.
görmemesi duymaması bilmemesi gereken her türlü objeyi görmüştür.

bunun sonucunda büyüyünce askerden dönüşte çoğu yaşlı toplam 11 adet kadını işkence ve ..... le öldürüp gömmüştür.

hocam geçenlerde köyüme gittim.
cuma ikindiden akşama kadar eşim oğlum ve kızımla köyümüzü dolaştık.
gördüklerimizin hatrını sorduk.
gönüllerini aldık.
gördük görüştük.
el öptük misafir olduk.
.....
insanlar o kadar sevindiler ki....
evinde son kalan bisküvisini takdim edenden birşey ikram edemeyip kuzularını gösterenlere kadar.

 Çok doğru yapmışsınız.Bu ve benzer davranışlar birliğimiz,bütünlüğümüz için çok önemli.

A ???teş,su ve toprak çok iyi dost olmuşlar.Bir gün birbirimizi kaybedersek diye dertlenip,düşünmüşler.
Ateş;
- Nerede bir dumanın tüttüğünü görürseniz, bilinki ben oradayımdır,demiş.
Su;
- Nerede bir şırıltı sesi duyar, ıslaklık görürseniz, bilin ki ben oradayımdır,demiş.
Sıra ahlağa gelmiş ve ahlakta demiş ki;
- Ne ederseniz edin,beni sakın kaybetmeyin... 

hocam meseleyi köy özelinde almanız talihsizlik olmuş bence.
insanlar şehirlerin göbeğinde ortaçağ şartlarında yaşarken ,
köylerde çocuğun kendi odası, televizyonu ve interneti vs. olabiliyor.

özellikle ahlaki konularda metropolde yaşayanlar kırsaldakilere göre bir adım öndedirler.

çünkü çevresinde bu konuda olumsuz örnek teşkil edebilecek daha fazla uyarıcı mevcuttur.

yalnız "aynı odada kalma" önermenizin de haklılık payı vardır.

TRT de bir belgeselde izlemiştim.

bir ilimizin dağ köyünde yetişen çocuk yıllar yılı anne-babası ile beraber yatmıştır.
görmemesi duymaması bilmemesi gereken her türlü objeyi görmüştür.

bunun sonucunda büyüyünce askerden dönüşte çoğu yaşlı toplam 11 adet kadını işkence ve ..... le öldürüp gömmüştür.

hocam ben şehir merkezinde çalışmıyorum.
öğrencilerimden hiç biri kaloriferli evde oturmuyor.
yarısının interneti var ve bunu %50 oranında talihsizlik olarak görüyorum ve çocuk koruma filtresi kullanılmıyor.
şehirde yaşayan kişilerin hayatlarından örnek veremem çünkü bilmiyorum.
ve çalıştığım köyde ahlaksızlık diz boyu olduğu için nefret ediyor. bir an önce tayinimin çıkması için dualar ediyoırum.

ahalkın sınıfsal ve yöresel koşullarla şekillenebilecği doğrudur.Fark yaratn yada ahlaki tedirginliklerin sebebi izlenenlerin altındaki gizliliktir;bir ağ gibi yaşamın tüm alanlarına sarmaş dolaş yayılan küresel kültür metalarının tüketimidir.Köy kent farkı kalmadı dostlar.Sektörel tüketim araçları "dünyayı bir köye" çevirdi.herkes aynı şeyleri tüketiyor ve aynı yaşam biçimlerini örnek alıyor.

 also1 öğretmenim ne güzel yapmışsınız. Ben de elimd en geldiğince büyüklerimizin ve hastaların ziyaret edilmesine önem veriyorum.
  Çocuklarımızı da böyle yetiştirmek zorundayız.D EĞER GÖRMEK İSTİYORSAK DEĞER VERMELİYİZ.Bugün yavrularımızı güzel yetiştirirsek muhakkak yarın onlar çok iyi gençler olarak karşımıza çıkacaklar.
   Son 15 gündür babam ve annem kardeşimin yanındalar. Hemen hemen hergün ziyaretlerine gidiyorum kızımı babamı severken seyretmek son günlerdeki en büyük tutkum.Sanki bir sanat eserine bakar gibi hayranlıkla ona bakıyor ellerini tutup öpüşü  yanaklarını sevmesi öylesine özel ki... Babacığım bu sevgiden o kadar mutluki...
  Çocuklarımızı sevgi ile büyütmeliyiz bazen düşünüyorum eğer yavrularımızın derslerine gösterdiğimiz özeni ahlaki gelişmeleri içinde göstersek ne kadar güzel olur değil mi?
   Suçlu sadece yetişen gençlik değil hem de hiç değil onları yetiştiren bizleriz...Bazen anne baba bazen öğretmen ....
  Ahlaki eğitim çok önemli ve yaşayarak bunu öğretmek.Çocuk sabrı doğruluğu güzellikleri anne ve babada görmeli öğretmenin de görmeli...  Şu t.v den de uzak tutmalıyız evlatlarımızı .Varsın dersleri 100 değil de 80 olsun ama Ahlakı her zaman 100 olsun .

çocuktaki olası ahlaki eksikliklerin temelinde aile olduğu aşikar.
bu bağlamda salt çocuğu eleştirmek eksiklikl ve yanlışlık olur.
"ailede ne görürse o" noktasında yaklaşım doğrudur fakat çözüm odaklı değildir.
çözüm olarak yine çocuğu ele almak gerekir.
çünkü geleceğin ebeveynleri büyükleri onlardır.
üstelik elimizdeki malzeme de budur.
aileye ulaşma-eğitme olanağı pek geçerli değildir.

 Çocuğu olan anne-babalara İmam Gazali şunları söylüyor:'' Çocuğun oyundan alıkonması ve devamlı öğretim yükü altında ezilmesi, onun kalbini öldürür,zekasını köreltir ve hayatı başına zindan eder.Hatta,onu dersten başını kurtaracak çareler aramaya yöneltir.'' Onun için çocukların deşarj olmasına azami önem göstermek lazım. Bu deşarj,fiili olduğu gibi psikolojikte olabilir.
 Çocuğu iyi yetiştirmek için, yalnız onun okuduklarına ve yaptıklarına dikkat etmek yetmez;özellikle çocuğun gördüğü yerlerde kendi okuduklarımıza, dinlediklerimize, seyrettiklerimize ve yaptıklarımıza da dikkat etmemiz gerekir.

Çocuğu olan anne-babalara İmam Gazali şunları söylüyor:'' Çocuğun oyundan alıkonması ve devamlı öğretim yükü altında ezilmesi, onun kalbini öldürür,zekasını köreltir ve hayatı başına zindan eder.Hatta,onu dersten başını kurtaracak çareler aramaya yöneltir.'' Onun için çocukların deşarj olmasına azami önem göstermek lazım. Bu deşarj,fiili olduğu gibi psikolojikte olabilir.
 Çocuğu iyi yetiştirmek için, yalnız onun okuduklarına ve yaptıklarına dikkat etmek yetmez;özellikle çocuğun gördüğü yerlerde kendi okuduklarımıza, dinlediklerimize, seyrettiklerimize ve yaptıklarımıza da dikkat etmemiz gerekir.

  Çok doğru tespitler.

 Güzel örnek, nasihatten çok daha tesirlidir ve ancak dilin söylediğini davranışlarda söylerse,insan ahkam kesmekten kurtulur ve etkili olur.
 Çocuklara ahlaklı olmaktan bahsedeceksek önce kendi davranışlarımızla örnek olsak daha iyi.

1. önceliğimiz olmalı bence ahlakı eğitim.

1. önceliğimiz olmalı bence ahlakı eğitim.

bence ahlak yani "iyi"sanatla yani 'güzel'in öğretilmesi ile mümkün olabilir.Sanatla uğraşan bir nesil ahlaklı olacaktır.

Yakın zamanda okuduğum bu söz beni çok etkiledi.Çocuklarını ihmal ettiği zaman eşime sürekli bu sözü hatırlatıyorum.

   “Kim çocuğuna faydalı olanı öğretmezse onu boşluğa bırakmıştır: ona öyle bir kötülük etmiştir.
Çoğu çocukların sapkınlıkları babaları tarafından onları ihmal etmesinden kaynaklanır.
.İbn-i Kayyim

Pek çok şey ailede başlar ve ailede biter.

  Zenginlik yardım etmeyi gerektirir:
  Parası olan olmayana,morali düzgün olan olmayana,sağlıklı olan sağlık sorunu olana,çok tanıdığı dostu olan az tanıdığı olana,...
 
  Şöyle bir düşünelim...
  Bir gönül almak için kapısı çalınmayanın kapısını çalıyor muyuz?Hâli,hatırı sorulmayanın hâlini hatırını soruyor muyuz?
  Bizim sorunumuz da olsa toplumda aşağı tabakada değiliz,maddi ve manevi olarak.Bizden daha kötü durumda olanlara el uzatamıyorsak gönlümüzü de uzatamaz mıyız?İyilik yapmak içimizden de mi geçmez?
 
 Sizce neler yapabiliriz?Huzurevlerini,yetimlerin kaldığı yerleri,kimsesizlerin evlerini ziyaret edebilir miyiz?

  Yukarıdaki mesajımı yineliyorum,okuyamayanlar için.