Ahlâki Eğitim....

hocam ben şehir merkezinde çalışmıyorum.
öğrencilerimden hiç biri kaloriferli evde oturmuyor.
yarısının interneti var ve bunu %50 oranında talihsizlik olarak görüyorum ve çocuk koruma filtresi kullanılmıyor.
şehirde yaşayan kişilerin hayatlarından örnek veremem çünkü bilmiyorum.
ve çalıştığım köyde ahlaksızlık diz boyu olduğu için nefret ediyor. bir an önce tayinimin çıkması için dualar ediyoırum.

Hocam bu ahlaki çöküntü bütün köylerde var,ilçelerde,şehirlerde her yerde var.
İnsanların dinden uzaklaşması,veya kendine göre yorumlaması sonucu bu ahlaksızlıklar diz boyu arttı.
Dizileri görmüyor musunuz?Aile kavramı yok,ar namus,haysiyet,şeref ,onur yok...

"Ahlak"
Günümüzde maalesfki sayılı kişilerde görmeye başladığımız en önemli özellik.
Ahlak demek maneviyat demek. Maneviyat ise imanla gelen bir olgu. İman sahibi olmak için ise İslamiyeti yaşayabilmektir. Eğer ki islamiyeti yaşayamıyorsak çocuğumuzdan dört dörtlük bir ahlak beklememiz anormal bir davranış olmaz mı?
Sonuç olarak bizler yani anne babalar olarak önce kendimiz iyi bir ahlak modeli olmalıyız(çevrenin etkisini inkar etmiyorum). Sonrasında çocuktan beklemeliyiz.

Arz al-edeb üstünde
Onun yolu rastında
Çare o ki: şeytanı
Tanır isen postunda

Al edeb suyun başı
İçenler ulu kişi
Hak dad ı yerin bulur
Getirir yazı kışi
 
Faruk Bakuri

bizler ahlaki olarak batıdan ilerideyiz.
birçok avrupa ülkesinde metropollerin arka mahallelerinde akla hayale gelmedik çirkef yaşanmakta....
başta aile mefhumu olmak üzere birçok konuda ahlaki olarak bizden gerideler.
fakat bizden ileride oldukları noktalar da yok değil.
mesela vatandaşlık bilinçleri....
kişi en adi ahlaki durumda da olsa işini iyi yapar , vergisini
verir , çevresini kirletmez vs.vs....
ekonomilerinin nispeten bizden daha iyi oluşu biraz da buna bağlıdır.
..............
bizlerin müreffeh bir toplum olabilmemiz için ekonomimizi büyütmemiz gerekmektedir.
bunun çaresi de işimizi en iyi şekilde yapma ve sorumluluklarımızı yerine getirmedeki hassasiyetimiz olacaktır.
aslerde bir yazı görmüştüm:
"vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır" yazıyordu.
çok tuttum bu lafı....hep uyguladım , uyguluyorum.
bunun yanında mutlu ve huzurlu bir toplum için de ahlaki seviyemizi yükseltmemiz gerekmektedir.
birilerinden ileride olmamız olmamız gereken yerde durduğumuz anlamına gelmez gelmemelidir.
bundan 20-30-40-50 sene sonra sokakta rahatça yürümek , insanlara gönül rahatlığıyla arkamızı dönebilmek , geceleri korkmadan dışarıya çıkabilmek vs. istiyorsak ; çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakmak istiyorsak bunun tohumlarını şimdi atmak durumundayız.
ailelerin hatalarını dillendirip "yapcak bişey yok.." anlamında cümleler kurmak karanlığa sövmek gibidir.
her zaman yapılacak birşeyler vardır.
umut hiç bitmez.
.....
bu bağlamda:
öğretmen örnek olmalıdır..
her fırsatta ders aralarında her yerde doğruluğu dürüstlüğü hak ve haksızlığı vs. gibi değerlere değinmeli...
duygu ve direktiflerinde samimi olup çocuğun da bunu içselleştirmesini sağlamalıdır.
olası bir samimiyetsizliği çocuklar anında algılayıp dersi içselleştirmezler..
unutmayalım ki bizim işimiz eğitim ve öğretimdir.
"eğitim" noktasında geride kalmamalıyız.
nasılki okuma-yazma , matematik , fen sosyal gibi bilimleri ilimleri öğretiyorsak ;
oturmayı, kalkmayı, konuşmayı, saygıyı, sevgiyi, çevresini rahatsız etmemeyi, kendinden küçükleri ve zayıfları ezmemeyi, hakkı-haksızlığı, dürüstlüğü, büyüğüne karşı görevlerini, doğa-hayvan sevgisini.....
öğretmeliyiz.
"oğlum yalan söylemeeeeeee..." tarzı korkutma ve zorlamaların hiçbir işe yaramadığını yaramayacağını her gün çevremizde görmekteyiz.
unutmayalım ki bir öğrencimizin işlediği bir suçtan ötürü arş-ı alemde sorumlu olmak içten bile değildir.

Edeb bir taç imiş,Nur-i Hüda'dan.Giy ol tacı,emin ol her beladan

  Aile iç huzur veya huzursuzluk,çocukların ruh dünyasına ve davranışlarına da doğrudan veya dolaylı olarak mutlaka yansır.Ahlaklı çocuklar yetiştirmek istiyorsak önce aile kendi içinde mutlu ve huzurlu olmalı.

 Ahlaki eğitimle ile ilgili konulardan bahsederken çoğunlukla yapılan ve yapılmış olan ahlak bozukluklarından bahsediyoruz.Bunun yanında nasıl düzeltebiliriz konularına da biraz ağırlık verilse daha iyi olur diye düşünüyorum.

Alim’e sordum “Dünyada insana lazım olacak nedir? ”
“Edep, edep edep” dedi,

Arif’e sordum “mezarda geçen akçe nedir? ”
“Edeb, edep, edep” dedi,

Zahid’e sordum “ahirette geçen akçe nedir? ”
“Edep, edep. edep” dedi

Verilen cevapların tamamı Edep,
Bütün mekanların ortak paydası edep ise
Sordum “Hocam o zaman edep nedir? ”
“Lailahe illallah Muhammed Rasulullah” dedi

Lailahe illallah Muhammed Rasulullah


inşallah  Rabbim  edepli çocuklar yetiştirmek nasip eder............

Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, park, bahçeler ve ormanlık alanlarda fuhuşun engellenmesini isteyen muhtarlara ilginç bir yanıt verdi
 
Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, bugün Merkez Yıldırım İlçesi'nde 67 muhtar ile 'Huzur toplantısı' düzenledi. Sorunları not alan Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, muhtarların park, bahçe ve ormanlık alanlarda fuhuş yapılmasına karşı olan tepkilerini yanıtladı.
 
"KANIMA DOKUNUYOR"
 
Tarafların isteği olunca yasal olarak müdahale etmelerinin mümkün olmadığını belirten Emniyet Müdürü Kahya, "Dolaşmak için ben de evimden dışarı çıkınca, Kültürpark'ın her ağacın altında bir çift var, her çalının dibi yatak odası gibi.
 
Her şey meydanda. Bunlar benimde kanıma dokunuyor. Ama iki taraf gönüllü olunca yapacak bir şey yok. Yasalar buna izin vermiyor. Biz kolluk kuveti olarak sadece uyarıyoruz" diye konuştu.
 
SOKAKTA POLİS SAYISI ARTIYOR
 
Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, huzur ve güvenin daha da artması için polis merkez sayılarının azaltarak burada görev yapan personelin sokaklara çıkacağını söyledi.
 
Kahya, 'Herkes mahallesinde bir polis merkezi olmasını istiyor. Ancak biz öyle düşünmüyoruz. Her polis merkezinde 70 personel görevli, biz bu personeli sokakta değerlendireceğiz. Böylece asayişi daha iyi sağlamış olacağız" dedi

Ahlaki çöküntü,yozlaşmışlık,kendini bilmezlik,ahlaksızlık,edepsizlik ...... ne dersen de.
Dünyanın çivisi çıkmış ,artık bu ahlaksızlığın önü alınmaz.
Liseli gençlerin sosyal paylaşım sitelerinde paylaştıkları videoları görseniz iğrenç...

Ahlaki çöküntü,yozlaşmışlık,kendini bilmezlik,ahlaksızlık,edepsizlik ...... ne dersen de.
Dünyanın çivisi çıkmış ,artık bu ahlaksızlığın önü alınmaz.
Liseli gençlerin sosyal paylaşım sitelerinde paylaştıkları videoları görseniz iğrenç...

Hocam mutlaka düzelecek. Her şey özüne döner.
Herkesin özlediği ve alkışladığı
birbirini seven,
birbirini sayan,
herkesin birbirine güvenebildiği-kimsenin hile yapmadığı  utanıpta yapamayacağı-
Günler gelir umarım. Değilse gidişat kötü.
Sadece otobüsten bir örnek vereyim. Eskiden yer vermek istemeyenler dışarı bakardı. En azından bir duvar gelince içeri bakar bekleyenleri görürdü.
Şimdi bakıyorum artık telefondan başını kaldırıp ta bakan bile yok.

Sorsanız herkes aile içinde mutlu mesut,çocukları sağlıklı bir ortamda terbiyeli saygılı bir şekilde yetişiyor,eşler birbirine saygılı eee peki bu gençliğin hali ne saçlar fönlü dudaklar pembeleştirilmiş,etek varla yok arası bu cocuklar sabah kendi evlerinden değil de başka bir evdenmi cıkıp geliyo...bizim zamanımızda okula eğitim için gidilirdi.Şimdi okullar mankenlik ajansı gibi maşallah utanma olayı kalktı artık kimse kimseden utanmıyo........

 şiddete karşıyım ama bazen

Çoook acı...

Olay 18 Nisan günü saat 16.30 sıralarında Kütahya Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde meydana geldi.
 
12’inci sınıf öğrencisi T.D. (18), teneffüse çıktı ve ders başladıktan sonra sınıfa girmek istedi. T.D., geç kaldığı için kendisini sınıfa almak istemeyen Meslek Dersleri Öğretmeni Hakan Gülhan(37) ile tartıştı. T.D., tartışmanın ardından öğretmeni Hakan Gülhan’ı yanında bulundurduğu bıçakla kalbinden bıçaklayıp kaçtı.
 
Ağır yaralanan öğretmen Hakan Gülhan'ın hayati tehlikesinin olduğu, durumunun ağır olduğu bildirildi.
 
DUY BUNU EY TÜRKİYE!!!
 
"Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" anlayışı gitmiş, yerine öğretmenini bıçaklayan bir nesil gelmiştir ve bunların daha niceleri her gün okullarda yaşanmaktadır...
 
İster 4+4+4, ister 8+8+8 ne yaparsanız yapın. Eğer bir öğretmen öğrencinin oyuncağı, velinin maymunu, devletin de şamar oğlanı haline gelmişse, itibarı birileri tarafıdan kaybettirilmişse ancak kendi nesillerimize yazık ederiz.
 
Doktor katledildiğinde bakanlık, muhalefet, meslektaşlar ayağa kalkar;
 Polis ve asker şehit edilince tüm Türkiye ağlar;
 Peygamber mesleğini icra eden öğretmenler kalbinden bıçaklanınca neden kimseden ses çıkmıyor. Nerede Mili Eğitim Bakanı? Nerede muhalefet partileri? Nerede öğrencisinin her türlü kahrını çekip ona birşeyler öğretme adına gününü gecesine katan öğretmenin velileri???
 
Neredesiniz???
 

Hocam bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen insanlar erdemin manasın çok iyi biliyorlardı.

Bu gün okumayla zerre kadar alakası olmayanları zorla okullara doldurduk sonuç ne?

Ayrıca şiddet olayları maalesef özendiriliyor. Siz hiç şiddet içeren tv dizilerinde hapishane hayatı- bu işleri yaptıktan sonra düştüğü olumsuz durumu vermezseniz - yaşamı filim sanır yeni gençlik-
Acısını da yüreğini ortaya koyan fedakar eğitimciler çeker maalesef.

Bugün 9 yaşındaki oğlum bana "herşeye karışıyorsun..."dedi
dondum kaldım.
acaba ben herşeye karışıyor muyum ?
karışmalı mıyım ?
bunu ona nasıl izah etmeli.....
mum dibine ışık vermez derler ya , işte tam oradayım.
okulun en terbiyeli en ahlaklı öğrencilerinin bende olduğu söylenir.
girdiğim sınıflara konuştuğum öğrencilere, herkese pozitif elektirik veririm...
ama kendi oğluma......
şaşkın ve üzgünüm...