Arada sırada düşünüyor musunuz? - 1Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.
İnsan, cesedine ruhun üflenmesiyle düşünmeye başlar ve ruhunu sahibine teslim edinceye kadar
aralıksız olarak düşünür.
Bu gerçeği dikkate aldığımızda "Arada sırada düşünüyor musunuz?" sorusu anlamsız olur.
Benim sorum, düşünme eyleminin
"bilinçli olarak" yapıldığı süreyi kapsamaktadır.
Zaman zaman forumda "klasik" olarak tanımlayabileceğim, üzerinde düşünülmeden yazılmış mesajlarla karşılaşıyorum.
Her seferinde bu sorulara cevaplar yazıp, forumdaşlarımı düşünmeye teşvik etmek zahmetli olduğu için bu konu başlığı altında "klasik" olarak tanımladığım mesajlarla ilgili düşüncelerimi paylaşacağım.
Umarım faydalı olur.
1) Nasıl İslam alimi olunur?Bir forumdaşımın
Külliyat okumakla kendini İslam alimi sanıyor.
anlamında kullandığı bir cümle yıllar önce yaşadığım bir olayı hatırlamama vesile oldu.
2006 yılında Risale-i Nur külliyatını okumaya başlamıştım. Aynı dönemde külliyat ile ilgili sohbet toplantılarına da katılmaya başladım.
Toplantılarda tanıştığım biri, zaman zaman külliyatın hangi eserini okuduğumu soruyordu.
2007 yılının sonunda külliyattaki tüm eserleri okumayı bitirmiştim. Okumayı bitirdiğim dönemde aynı arkadaş sorusunu yineleyince külliyatı bitirdiğimi söyleyince :
- Desene sen de alim oldun. Hayırlı olsun.
Söylediklerini pek önemsemedim. Gayretimi takdir etmek için kullanılan abartılı bir cümle olduğunu düşündüm.
- Alim olmak kim, biz kim... Külliyatı bitirdim ama çoğunu anlayabilmiş değilim.
- Olsun üstad, külliyatı okuyan alim olur diyor, anlayarak okuyan alim olur demiyor.
Üstad'dan kastedilen eserin müellifiydi. Bu manaya gelecek bir sözü olup olmadığını bilmiyordum.
Konunun kapanmasını tercih ettim.
Külliyatın tamamını anlayamamıştım ama temel özellikler zihnime kazımıştı.
Hayata bu temel özellikler çerçevesinde bakmaya başlamıştım.
"Bir kitap okudum hayatım değişti" söyleminin benzeri bir durum ortaya çıkmıştı.
Bu değişikliğin etkisi ile, hayata yeni bakış açımla ilgili düşüncelerimi paylaşmaya başladım.
O zaman şu gerçeğin farkına vardım :
- Müslüman olduğunu söyleyen bir çok kişi Kur'an-ı Kerimi aslından okumadığı gibi meal, tefsir gibi eserleri de okumamış.
- Müslüman olduğunu söyleyen bir çok kişi temel ilmihal bilgilerine bile sahip değil.
İslam alimi denilince, İslami ilimlerin herhangi birinde ihtisas sahibi olan kişiyi anlıyoruz.
Bu kriteri değiştirirsek, Kur'an-ı Kerimi aslından okumamış, meal, tefsir gibi eserleri okumamış, temel ilmihal bilgilerine sahip olmayan kişileri kriter olarak kullanırsak,
Kur'an-ı Kerimi aslından okuyan, meal, tefsir gibi eserleri okuyan, temel ilmihal bilgilerine sahip kişiler alim statüsüne kavuşur.
Bu durumda ben de alim sayılabilirim.
Eğer üstadın, "külliyatı okuyan alim olur" anlamında bir sözü varsa, bu duruma işaret etmiş olabilir.
2) Neyi beğendiğimizi, niçin teşekkür ettiğimizi biliyor muyuz?Yıllar önce bayan bir öğretmen arkadaşın çok sevdiği bir akrabasının bir şiir kitabı yayınlanmıştı.
Kitabın bir nüshasını arkadaşıma hediye etmiş, arkadaşım da okuduktan sonra, okumam için bana vermişti.
Edebiyatın şiir türü ile pek alakam olmasa da, 70 kadar şiirden oluşan kitabı okudum. İlgimi çeken bazı bölümlerini not aldıktan sonra kitabı iade ettim.
Bir kaç ay sonra, arkadaşım akrabasının Ankara'ya geleceğini fakat görüşme ihtimalinin az olduğunu öğrendi.
Bunun üzerine akrabasının Ankara'ya geleceği gün, bir çiçek ve kitap için teşekkür içeren bir not hazırladı.
Çiçek ve not hakkında fikrimi sordu.
Notda şiirlerini çok beğendiğini ve kitap için teşekkür ettiğini belirten
"klasik" bir ifade vardı.
Arkadaşıma :
- Sen bu kitabı okudun mu?
diye sordum.
Hemen kitaptaki kısa şiirlerden ezberlediklerini okumaya başladı. Sözünü keserek sorumu tekrarladım :
- Sen bu kitabı okudun mu?
Sorumu tekrarlamam şaşırmasına ve kızmasına sebep oldu :
- Ne demek istiyorsun. Okumayı bırak, kitaptaki şiirlerin neredeyse tamamını ezberledim.
- Peki hangilerini beğendin?
- Hepsi de çok güzel şiirler.
- En çok beğendiğin şiiri, hangi özelliğiyle beğendiğini söyler misin?- ...
- Mesala "Yalnızlığım" isimli şiiri beğendiysen, niçin beğendiğini söyleyebilir misin? Ben şiirden pek anlamam ama kitapta beğendiğim nadir şiirlerden biridir. Yalnızlığı hiç bu şekilde düşünmemiştim.
"Acı" başlıklı şiiri okurken resmen kalbimde acıyı hissettim. "Korkma" başlıklı şiir ise korku duygusuna espirili bir bakış açısı getirmiş.
Kitaptaki şiirleri çok beğendiğini söylüyorsun, hatta ezberlemişsin bile, ama
yazdığın notda şiirlerin hangi özelliğini beğendiğine dair en ufak bir yorum yok.
Akraban beğendiğini söylemenin nezaket icabı olduğunu zannedecek.Şiirleri ezberleme sebebinin, şiirleri beğenmek olduğunu sanmıyorum. Akrabana duyduğun sevgiyi, şiirleri beğenme duygusuyla karıştırıyorsun.
...
Forumda, muhatabı rencide etmek amacıyla yazılmış veya forumda bulunmayan kişiler / kurumlar hakkında dedkikodu mahiyetinde yazılmış mesajlar için, teşekkür / beğeni butonlarının kullanıldığını gördükçe hayret ediyorum.
Rencide etmek, dedikodu yapmak beğenilecek / teşekkür edilecek davranışlar mıdır? [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] linkinde açtığım konuda sebebini açıklayarak teşekkür etme uygulamasını teşvik amaçlı bir uygulamadan bahsetmiştim.
Beğeni ve teşekkür butonlarının kullanılması forumda rütbe yükselmesinde değerlendirilmeye etki ediyor sanıyorum. (Rütbe konusu ile ilgilenmediğim için sistemi bilmiyorum)
Beğeni / teşekkür butonu kullanılma sebeplerinden biri de bu olabilir.
Niçin beğendiğini / teşekkür ettiğni bilenlerin bir - iki cümle ile de olsa beğeni - teşekkür sebebi hakkında yorum yazmaları herkes için daha faydalı olur inancındayım.Hiç değilse mesajın ne için beğenildiğini veya teşekkür edildiğini öğrenmiş olur, farkında olmadığımız bir hususun farkına varabiliriz.
İnşallah yarın konuya devam edeceğim.