Arada Sırada Düşünüyor Musunuz?

belli bir müddet düşünmeyi bıraktım artık .bu otlaştığım anlamına gelmesin .zihnimin zihin sağlığı için gerekli

Ben yazılanları  hiç  anlamadım  ama 😡😡😡😡😡

Allah (c.c.)ın rahmeti, selamı ve bereketi sizin de üzerinize olsun.
kendi adıma konuşayım; beğeni ve teşekkür butonuna bastıysam demek ki aynı düşünüyoruz demektir ya da paylaştığı şeyleri faydalı bulmuşumdur.tek tek nedenini yazamam ki zaman yetmez.
aslında bir de şikayet et yada beğenmeme butonu da olabilir .hepimiz aynı düşünemeyiz ki.

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Beğeni ve teşekkür butonlarının konulmasındaki amaç kaliteli mesaj yazılmasını ödüllendirerek teşvik etmektir.
Bir şeyi amacı dışında kullandığınıldığında genel olarak zararlı sonuçlar elde edilir.

Rencide etmek ve dedikodu mahiyetinde yazılmış mesajlar için beğeni ve teşekkür butonları kullanıldığında rencide etmek ve dedikodu yapmak meşrulaştırılmış olmaktadır.

Bir iki cümle yazmaya değmeyecek davranışlar için teşekkür etmek, beğendiğini belli etmek bana mantıklı gelmiyor.
Tabir caizse kuru teşekkürler, kuru beğeniler anlamsızdır.
Eğer ortada teşekkürü, beğeniyi hak eden bir şey varsa, teşekkür edecek, beğenecek kişiler birazcık da olsa zahmete girmelidir ki teşekkürün / beğeninin bir anlamı olsun.
İki cümle yazmaya değmeyecek şeyler, şikayet etmeye de değmez
Bir mesajı beğenmediğiniz zaman beğenmeme sebebinizi belirtmelisiniz ki, yazan kişi yanlışının ne olduğunu anlayıp, düzeltme yoluna gidebilsin.

eleştiri amaçlı açılmış başlığa eleştiri yazmaktan daha doğal birşey olabilir mi düşünmeden cevap yazanlar vs bu ne demek sadece biz mi kırıcı oluyoruz

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Kur-an'ı Kerim'in bir çok ayetinde insanlar düşünmeye teşvik edilir.
Bunların ayetlerin içinde Türkçe'ye "Temiz akıl sahipleri" şeklinde geçen bir tanımlama vardır.
Örneğin :

RA'D suresi 19. ayet meali şu şekildedir:
Peki, sana Rabbinden indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen (a'ma) gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünebilirler.
veya
BAKARA suresi 269. ayet meali :
Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

Bu ayetlerden anladığım düşünebilmek için "temiz akıl sahibi" olmak gerektiğidir.

Hayat gailesi içinde, akşam ne yiyeceğini düşünmek, hangi TV programını seyredeceğini düşünmek, kredi borucunu nasıl kapatacağını düşünmek veya  öğrencime şu bilgiyi nasıl kavratabilirim şeklindeki düşünmeler konumuz dışıdır.
Bir süredir, en fazla Egitimhane üyesinin katılacağı etkinliğin özellikleri ne olabilir şeklinde düşünüyorum.
Egitimhane üyesi ve Egitimhane'li olmak sıfatımla bunu düşünmenin benim SORUMLULUĞUMDA olduğuna inanıyorum.

Bu düşünce eylemini gerçekleştirirken aklıma gelenler bu konuyu oluşturdu.
Aynı hususta düşünen başka forumdaşlarımında olduğu muhakkaktır.
Onlarında aklına gelen muhtelif konular vardır.
Gösterilecek tepkiden çekindikleri için akıllarına gelen hususları paylaşmayı göze alamıyor olabilirler.

En fazla Egitimhane üyesinin katılacağı etkinliğin özellikleri ne olabilir şeklinde bir hususu düşünmeyenler muhtemelen Egitimhane'de her şeyin güllük gülistanlık olduğu inancını paylaşıyorlardır.

En fazla Egitimhane üyesinin katılacağı etkinliğin özellikleri hakkında düşünenlerin bu konuda yazdıklarımı kırıcı bulduklarına inanmıyorum.

dedikodu yapıyoruz demek bak yine kırıldım

‘Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?
Kardeşlerinizi hoşlanmayacağı şey ile anmanızdır’
buyurdu. Bunun üzerine ‘söyledikleriniz o adamda
varsa buna ne buyurursunuz’ diyenlere Resul-i
Ekrem ‘söylediğiniz kusurlar onda varsa işte o
zaman gıybet olur, yoksa iftira etmiş
olursunuz.’ (Müslim)

en güzeli az konuşmak öz konuşmak yoksa istemeden bilmeden günaha giriyoruz sanırım ara sıra bunları da düşünmekte fayda var. ..

Düşünmekte neymiş.Hayatı dolu dolu yaşamak lazım.Fazla düşünerek treni kaçırmayalım.

Düşün taşın derneği varmış Kitap okuma etkinlikleri düzenliyorlarmış. Takdir ettim.

Arada sirada dusunuyorum da anlamak, anlasilmak bu kadar zor olmamaliydi!
Yine arada sirada dusunuyorum da, tahammul, hosgoru, empati sadece kelimelerde kalmamaliydi!
Ve yine arada sirada dusunuyorum da, almak isteyene karincadan bile  ders alma sansi varken, onumuze serilen ogrenme, ders alma, cikarimda bulunma firsatlari bu kadar kolay otelenmemeli, geri cevrilmemeli, puskurtulmemeliydi!
En iyisi basimizi kuma gomup, hic dusunmemek...

‘Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?
Kardeşlerinizi hoşlanmayacağı şey ile anmanızdır’ buyurdu. Bunun üzerine ‘söyledikleriniz o adamda
varsa buna ne buyurursunuz’ diyenlere Resul-i
Ekrem ‘söylediğiniz kusurlar onda varsa işte o
zaman gıybet olur, yoksa iftira etmiş
olursunuz.’ (Müslim)

en güzeli az konuşmak öz konuşmak yoksa istemeden bilmeden günaha giriyoruz sanırım ara sıra bunları da düşünmekte fayda var. ..

Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Hatırlatma için teşekkür ederim.
Gıybet, hakkında konuşulan kişinin bulunmadığı ortamlarda, hakkında konuşulan kişinin kim olduğu kesin olarak bilinebilmesi durumunda oluşur.
Mesajlarımda forumda kullanılan isimleri kullanmamaya özen gösteriyorum. "bir forumdaşım" benzeri kim olduğu belli olmayan tanımlamalar yapıyorum.
Bir kişinin mesajına cevap yazıyorsam, mesajdan alıntı yapıyorum. Kişiler yazdıkları mesajları takip etmekle yükümlüdürler.
Gösterdiğim özene istinaden inşallah yazdıklarım gıybet kapsamına girmiyordur.

Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. (Bakara Suresi, 269)

De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" (En'am Suresi, 50)

Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" (En'am Suresi, 80)

Ey kavmim, ben onları kovarsam, Allah'tan (gelecek azaba karşı) bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?" (Hud Suresi, 30)

Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz? (Nahl Suresi, 17)

Böylece Biz onu, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur. (Taha Suresi, 113)

Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? (Mü'minun Suresi, 68)

"Allah'ındır" diyecekler. De ki: "Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" (Mü'minun Suresi, 85)

O, gece ile gündüzü birbiri ardınca kılandır; öğüt alıp-düşünmek isteyenler ya da şükretmek isteyenler için. (Furkan Suresi, 62)

Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer Suresi, 17)

Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer Suresi, 22)

Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer Suresi, 32)

Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer Suresi, 40)

Andolsun, ilk inşa (yaratma)yı bildiniz; ama öğüt alıp-düşünmeniz gerekmez mi? (Vakıa Suresi, 62)