Atatürk Diyor Ki;

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.384
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Haz 2012 19:57:59
Mustafa Kemal Atatürk Diyor ki...
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz.
Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir...

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.806
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.806
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 03 Haz 2012 19:22:11
Asla unutmamalısınız: Bizim en büyük kuvvetimizi, bugün de yarın da dürüst, açık bir siyaset ve sözlerimize bağlılık oluşturacaktır.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.806
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.806
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 04 Haz 2012 06:47:30
Atatürk'den

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 04 Haz 2012 12:40:13
"Bir millette,
özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu,
vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa,
memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur."

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.416
  • 126.331
  • 5.416
  • 126.331
# 04 Haz 2012 17:00:49
"Tarihi yaşadığımız gibi yazdık, fakat geleceği cumhuriyete inananlara, onu koruyanlara ve yaşatacaklara emanet etmek lazımdır."
 M. Kemal ATATÜRK

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 04 Haz 2012 19:51:39
"Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki,
          Türk milleti,
                Türk sanatı,
                    Türk iktisadiyatı,
                         Türk şiir ve edebiyatı
                               bütün güzellikleriyle gelişir. "

                                                                 M. Kemal ATATÜRK

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.530
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.530
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 04 Haz 2012 19:53:02
Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır...

Çevrimdışı tuncayikranur

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 408
  • 2.009
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 408
  • 2.009
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 04 Haz 2012 20:01:47
"Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
# 04 Haz 2012 22:11:47
Hayatta en hakiki mürşit,ilimdir...


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.806
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.806
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2012 06:40:17
 Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en fedakar ve saygıdeğer unsurlarıdır.

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2012 08:18:04
«… Aydınlarımız içinde çok iyi düşünenler vardır. Fakat genellikle şu hatamız vardır ki, araştırma ve çalışmamıza zemin olarak çok vakit kendi memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi geleneklerimizi, kendi özelliklerimizi ve ihtiyaçlarımızı almalıyız. Aydınlarımız belki bütün dünyayı, bütün diğer milletleri tanır, ama kendimizi bilmeyiz.»
«… Aydın sınıfı ile halkın anlayış ve hedefi arasında doğal bir uygunluk olması lazımdır. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği fikirler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır…»



                     20.03.1923, Konya Gençleriyle Konuşma.

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
# 05 Haz 2012 10:27:09
TÜRK ORDULARI BAŞKUMANDANIYIM

Afyonkarahisar'ın hatlarının çözülmesi sonunda birkaç Yunanlı tutsak, geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti. Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti. Yüz, kendisine yabancı gelmediğinden ve üniformasında da hiçbir bellilik görmediğinden kim olduklarını ve rütbelerini sormaya başlamıştı.
- Binbaşı mısınız?
- Hayır.
- Albay mı?
- Hayır.
- Korgeneral mi?
- Hayır.
- Peki nesiniz?
- Ben Mareşal ve Türk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunanlı kekeledi:
- Bir başkomutanın savaş hattına bu kadar yakın yerlerde dolaşması işitilmiş değil de!..

General SHERRIL

Kaynak: General Sherril - Atatürk Nezdinde Bir Yıl Elçilik, 1935

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
# 05 Haz 2012 10:30:09
İZMİR SUİKASTI

İzmir'de hazırlanan o alçakça suikastın sonuçsuz kalmasından sonra bir gün bize şu olayı anlatmıştı:
- "Ziya Hurşit'in beni öldürmeye memur ettiği iki zavallı vardı. Sorguları yapıldıktan sonra bunların birisini yanıma çağırdım. Odada kimse yoktu. Kendisine sordum:
- Sen Mustafa Kemal'i öldürecekmişsin, öyle mi?
- Evet, dedi. Ben yine sordum:
- Mustafa Kemal ne yapmıştı ki onu öldürecektin?
- Fena bir adammış o. Memlekete çok fenalık yapmış. Sonra bize onu öldürmek için para da vereceklerdi.
- Sen Mustafa Kemal'i tanıyor musun?
- Hayır.
- O halde tanımadığın bir adamı nasıl öldürecektin?
- Geçerken işaret edecekler, Mustafa Kemal işte budur, diyeceklerdi. Biz de öldürecektik.
O zaman cebimdeki tabancayı çıkararak kendisine uzattım:
- Mustafa Kemal benim, haydi al eline tabancayı, öldür, dedim.

Herif benden bu karşılığı alınca yıldırımla vurulmuş gibi oldu. Bir süre şaşkın şaşkın yüzüme baktıktan sonra diz üstü kapanarak hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.520
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2012 19:39:20
"Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.
 Türk dili, dillerin en zenginlerindendir."

                                                     M. Kemal ATATÜRK

(Buradaki Türk ırk anlamında değil Türkiye halkı anlamındadır.. Bir ülke içinde yaşayan insanların birliğinin ilk şartı dil birliğidir.. Dili bir olan insanlar birbirini daha iyi anlar.. Böyle zengin bir dilimiz varken, onu ülkece yaşatalım..)

Çevrimdışı saraydangelme

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
  • 4.474
  • 34.657
  • Öğrenci Velisi
# 05 Haz 2012 20:27:46
HARF DEVRİMİ ANILARI


Osman Zeki (Üngör), Harfler Marşı’nın nasıl yapıldığını şöyle anlatıyor:

“...Yeni Türk harfleri çıktığı zaman, eskiye alışmış olanlar ve bilhassa Anadolu’nun bazı yerlerindekiler, yeniyi pek tabiî olarak, yadırgamamışlardı. İşte o sırada bir akşam, Rusuhi Bey’e telefon ettirmiş, beni çağırtmıştı. Gittim. İlk sözü:

-Yeni (Türk) harfleri benimsemeyenler var. Sen şuna bir marş yapsan... iş daha kolaylaşır...

Düşündüm: A.B.C... diye tutturup, nasıl marş yapayım? Bunu bir şeye benzetmek kolay değil... Fena olursa, bana dudak bükecek... Hemen.

-Paşam, dedim, sizde iştirak ederseniz yaparım...

Herhalde, maksadımı anladı. Güldü:

-Peki!.. dedi.

Derhal piyanonun başına oturdum.

A.B.U.İ... diye bir hava tutturduk, gitti. Marş da bitti.

Tekrar çaldım. Beğendi ve Falih Rıfkı’ya:

-Yarınki gazeteye bu marşı koyun! emrini verdi.

O akşam, tuttu, aşçı, soför, seyis, kapıcı, odacı... Köşkte kim varsa hepsini ve sofra arkadaşlarını topladı, hep birilikte bu yeni marşı meşkettik. Görülecek manzara idi bu... Herkese güzelce belletip öğreninceye kadar tekrar ettik, durduk.

Sabaha karşı köşkten ayrılınca, muavinimi çağırdım. O devirde Yenişehir’deki Kızılay merkezi bahçesinde, her akşam bando nöbet çalardı. Muavinime:

-Al şu notayı...Çabuk yaz, bandoya ver ve hemen meşk etmelerini söyle. Bu akşamki nöbete mutlaka yetiştirsinler. Çalışsınlar... dedim.

Gittim biraz yattım... Öğleyin kalktığım zaman hepsi olmuş, bitmişti. Saat üçe doğru, dört beş talebeyi “Şayet Gazi gelir de, bu yeni marşı dinlerse, siz de söyleyin!” diye bandonun olduğu yere gönderdim. Gazi tahmin ettiğim gibi, tam ikindi vakti, bandonun başına gelmiş, otomobilini durdurmuş, şefe:

-Harfler marşını çalar mısın? demiş.

Marşı henüz bandodan başka kimse bilmiyor, duymamıştır.

Bando şefim:

-Emredersiniz!.. deyişiyle, marş da çalınmaya başlıyor...

Yarı yerde, Gazi, otomobilden inerek, oraya birikmiş halka hitapla:

-Ey ahali!.. Bu yeni marşı, içinizden bilen var mı?

Deyince, bizim talebeler de:

-Var efendim!.. diye ortaya çıkıyorlar.

Gazi memnun:

-Söyleyin bakalım!.. diyor…

Bando tekrar başlıyor, ortalık neşeleniyor, bilmeyenler de kulak kabartarak, marşa katılmak istiyorlar. Gazi de bastonuyla hareketler yaparak, şefe uyuyor… Bir hangamedir kopuyor.

Zannederim, birkaç defa da tekrar edildikten sonra, Gazi:

-Bu, gördüğünüz gibi, bizim harflerin marşıdır. İşte öğrendiniz. Bilmeyenlere de öğretiniz. Hepinizin öğrenip söylemesi vazifedir!.. diyerek oradan pürneşe ayrılıyor.”

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK