fotosentez duyularımın kısır döngüsüyle paranoyak bi yolculuğa çıkarma beni şimdi...hayatta sadece şunu yapabilsek yetecek belkide;lüzumsuzluğun bakire meraklarından arınmak,kurumsal bi endişeden sıyrılıp,Kukla tecrübesinden kurtulduğumuz zaman bak sen düşlerin güzelliğine üstad...akıl koridorlarından karışık caddelere yürümek istemiyorum.. sade ve yalın olsun herşeyimiz ..düşümüz dahi olsa...ürkütme fincancı katırlarını beynimin şimdi...
olabilir,çıksan ne olacak ki,çıkmaman kabahat, üstad.
katırlar ki,soy ağacının son kurbanları,aklın iflası.fincancıya hizmet; bereketsizlik döngüsüne takılan insanın, doğayı alt etmiş küstahlığı.şeklen bir parçasıyız her şeyin.gerçekte sadece sıradışıyız. bununla böbürleniyor tüm duygular.çıplaklıktan korkuyoruz.duyguların çıplaklığı,düşüncenin çıplaklığı,söylemin ve dilin çıplaklığı...vb. bedensel imgelerimiz çalışır nedense, çıplaklık deyince. işte bundan belli değil mi, akılla ne kadar aptallaştığımız.