Dünya mezrea-i ahiret imiş İnsan ektiğini mutlak biçermiş!
Kasabın biri veresiye et verirmiş.
Bir çocuk da çırağıymış.
Dükkânda veresiyeleri yazarmış.
Kasap yaz dermiş; filân bu kadar borç aldı,
filânda bu kadar alacağımız var.
Günün birinde bir kuş uçup havadan iner;
bir parça et kapıp havalanır gider.
Kasap,
“çocuk”der, “yaz; etin dörtte bir parçası,
onu yiyen kuşta; onda da bu kadar alacağımız var.”
Bir başka gün, aynı kuş, âdet edindiğinden
gene gelir, et kapmaya uğraşır.
Kasap, bir düzen kurmuş; kuş tuzağa tutulunca
başını koparır,
öbür kuşlara ibret olsun diye de asar.
Çocuk,“ usta”der,
“senin kuştaki alacağını yazdım.
“Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket edenler” hükmünce hani;
şimdi kuşun da sende alacağı var, ne kadar yazayım?
Usta, yakasını yırtar ve der ki:
Et işi kolay, fakat baş isterlerse ne yapacağım ben?