Bam Teli

ne oluyorsa; o çocuksu duyarlılığımızın/hayal gücümüzün/merakımızın/coşkumuzun/duygularımızı çırılçıplak ifade edebilme becerimizin/imkansızlığa inanmayışımızın; değişmesi/törpülenmesi/yok edilmesi yüzünden olmuyor mu?..

büyüyoruz sözde...öyle mi gerçekten?..
yoksa bedenimiz büyürken ruhumuz küçülüyor mu?..

İyi söz söyleyen adamlar, herkesten fazla okuyanlardır.
[ Hoffman ]

ne oluyorsa; o çocuksu duyarlılığımızın/hayal gücümüzün/merakımızın/coşkumuzun/duygularımızı çırılçıplak ifade edebilme becerimizin/imkansızlığa inanmayışımızın; değişmesi/törpülenmesi/yok edilmesi yüzünden olmuyor mu?..

büyüyoruz sözde...öyle mi gerçekten?..
yoksa bedenimiz büyürken ruhumuz küçülüyor mu?..

Zaman bizden çaldıkça o çocuksu yörüngeden saptık istemeden. sessiz öykümüz eskidi zaman çaldıkça/aldıkça, tenimizde buz tutan o ayrıksı hatıralar bir bir tükendi.... mavi bakan ruhlar kara gözlü kente kurban edildi ...

Ne kadar seviyorsun dersen “Nar” kadar derim.

Dışımdan bir ben görünürüm, içimden binlerce “Sen” dökülür.

Kelimenin de kalbi vardı, incindi mi yakardı...

    boş bir sayfada bile, bir ağacın hikayesi saklıdır..

Hoş geldin!
Ayrılık uzun sürdü.
Özledik.
Gözledik...
Hoş geldin!

N.Hikmet

’yağmurlar sahici olmasa onu bu kadar sever miydim bilmiyorum
bilmek hayali noktalamaktır her daim’


(bu sayfanın moderatörü kim merak ettim
yazının biri silinip bi sonraki sayfaya geçirmek ne kadar etik...yeni yetme organik bir tavra ne gerek vardı... Bu hak  bilge meclis üyelerine özel  bahşedilmiş bi hakmı ?.... beni çok rahatsız etti bu olay.. haksızlık karşısında susamam...)

tut ki küçük bir yağmur damlası sevgim
doluyor kalbine sessiz harflerle.."

Gökyüzü, bizler için, içine kuşların ve yıldızların doluştuğu mevsimlik bir çekmeceydi.

Sıddık Akbayır

Sözlerim öksüz kaldı, sonbaharda esen ayrılık rüzgârıyla...

Yüzünü gördüğüm ve kalbimin kıpırdadığını hatırladığım ilk andan bu yana, attığı her adımı bir hadise bilerek yazdım. Hadiseydi onun gülümsemesi, o gülümserdi ve evren nasıl titremezdi? Neredeyse kaç soluk aldığını, kaç soluk vereceğini sayacaktım. Öyle yazacaktım..

 Çiy, otların üstüne gecenin en sessiz saatinde düşer.
 [ F. Nietzsche ]

Su girdiği kabın şeklini alır belki ancak özde hep aynı kalır..

Suyu arayan değil suyun aradığı bir insan ol"

Sen sen ol sanalin namına şöhretine kapılıp
Hakkaniyet ten ,adiliyet ten asla ayrilma kopma
Yaptığın nekadar doğru
Eline ne geçti...
Kendine bı sor...
Al forumu tepe tepe kullan...
Forumun birinci sırasını zatı allerinize özel hazırlasinlar bun dan böyle...

Zaman bizden çaldıkça o çocuksu yörüngeden saptık istemeden. sessiz öykümüz eskidi zaman çaldıkça/aldıkça, tenimizde buz tutan o ayrıksı hatıralar bir bir tükendi.... mavi bakan ruhlar kara gözlü kente kurban edildi ...

sırf kara yürekli kentlere kurban etmemek için ruhumuzu/içimizdeki çocuğu,
ayaklarımızı gökyüzüne,saçlarımızı denizlere saldık biz...bu yüzdendir maviye ve şafağa ve kuşlara olan düşkünlüğümüz...