Yüreğimde bir şehir var,
Şehirde bir şehit;
öyküsü vardı, hazine hüzün,
hüzne adını veren,
bir gamzesi vardı yüzüne tadını veren,
bir sevinci vardı muradına eren,
en değerli hazinesi vatan,
yüreğinde atan,
ülküsü vardı çok büyük,
yaşamına anlam katan,
sevdası vardı, öldü demeyin,
sevdası yaşayacak.
Yüreğimdeki şehir,
karmaşa içinde,
isyanı var taştı taşacak,
toprak altında yatan,
şehitlerin emaneti bir vatan.
Kahpeliklerin hesabını soracak.
Bir şehit kızı gördüm,
annesi gibi duruyor dimdik,
babasının kızı.
Görevdeki babasına kavuşmanın hayali vardı
artık düşleri yitik,
metanetinin içine baktım,
aslında bitik,
Yazmış yüzüne,
meydan okurcasına içindeki hüzüne:
"Bu vatanı par-ça-lat-ma-ya-ca-ğız!"
Ama yüreği paramparça.
Resmen arslan parçası.
Şehit eşi gördüm,
gözyaşlarını yüreğine dökmüş,
gök gözlerinde güneşi sönmüş,
divane olmuş, deliye dönmüş,
Yazmış yüzüne,
meydan okurcasına içindeki hüzüne:
"Bu vatanı par-ça-lat-ma-ya-ca-ğız!"
Yüreğim parçalandı,
Bu kadar yürek parçalanırken,
yüreksizlikle teslim olur, vatanı parçalatırsam,
dursun yüreğim, durmuştur çoktan,
bu yürek böyle deli attıkça asla teslim olmam.
Nasıl söner bu yürek yangınları
Sönmezse al sancak, söner yangını
yüreğimin,
şehidimin.
oğlunun, anne babasının, kızının,
eşinin,
söner yangını son bulunca vatan yangını.
Sen yanmışsın şehidim vatan için,
toprak olmuşsun, vatan olmuşsun.
And olsun:
Yüreğimdeki ateş kor gibi yandıkça,
seni minnetle andıkça,
büyüyecek ateşi mücadelemin,
seni söndürenleri söndürene kadar,
Aldığım her nefes haram bana,
and olsun şehidim, vatansın sen,
and olsun sana.
Yüreğimde bir şehir,
her tarafı yiğit,
her yanı şehit
yüreğime gömdüm kahramanları,
yüreğim şehitlik.
Güneş Erkul