Ey ırmak. Kaynağı cennete uzanan ırmaklardan geçerek geldim sana. Tanıdığım tanımadığım onca resim bıraktım kıyılarına. Yıldızların, kar taneleri gibi döne döne burgacına düştüğü ırmak değil misin sen? Sitemimdir biline. Yanımdan akıp gittin. Beni görmedin. Oysa ben, tanınmayacak halde olsam da, o ben'im. De. Sen o sen değil misin?
Anladım, denizimde suyun, ufkumda gölgen kalsa da, suyundan nasibim, ekmeğinden lokmam, hırkam bu kadarmış. Beni esirge. Ve bağışla. Çünkü ırmak yolunun sonunda senin yalnızlığın sana, benim yalnızlığım da sana.