"Cebeci istasyonunda bir tren,
Nefes nefese soluyordu.
Gerilmiş bir keman teli gibiydik.
Ankara Kalesinde bir eski çalar saat
Bilmem kaçı vuruyordu.
Bir yağmur yağıyordu inceden ince
İçimizdeki binbir düşünce
Harmanlar misâli savruluyordu.
Islanmış bir ceylan yavrusu gibi,
Tiril tiril titriyordun
Gitsek diyordun,
Yüreğimin ortasından deli gönlümce,
Sırılsıklam, paramparça, perme-perişan,
Türküler söylüyordun
Ağlıyordun, ağlıyordun...