uzun bekleyişler sığdırıyoruz kısa yaşantımıza. belki bu denli mutluluk arayışı üzerine düşünmekten vazgeçmeliyiz. bekleyiş hali, pek çok şeyi yapmaktan alıkoyuyor insanı, oysa büyüyoruz ve yaşam olanca hızıyla tüketiyor bizi.
Sayın hocam sanırım aynı şeyleri ifade ediyoruz. bir paylaşımım söyleydi:
Düşünmek.
Yapacaklarımızı, gecmişimizi, başkalarını, bir sorunumuzu, geleceğimizi, ....
Düşünecek o kadar çok şey var ki.
Bunların hepsine kafa yormamak gerekmez mi
Özellikle geçmiş ve gelecek dediğimiz iki konuyu.
Zamanımızın çoğunu bu iki konu alıyorsa ciddi ciddi bir zaman israfının içindeyiz demektir.
Halbuki mutluluk kısa ama çok değerli zaman dilimlerinin içinde gizlidir.
Ailece beş on saniye güldüğümüz bir film repliği
Maddi manevi bir sorunumuzu çözmek için eşimizle aldığımız ortak bir karardan sonraki birkaç saniye
Öğrencimizin yürekten söylediği "Öğretmeniiim" sözünün akabindeki süre
Uzun süre sesini duymadığımız bir arabamızla yaptığımız kısacık bir konuşma süresi
...
...
Ama bunların yerine geçmişin keşkeleri ile geleceğin kaygıları arasında gezip durursak,
Ne kadar olduğunu bilmediğimiz hayatımızdan hiçbir tat alamayız.
Mutluluk, insanlara yararlı olmak ve kısa süreli mutlulukları doyasıya yaşamakla elde edilir.
Ne diyeyim insallah başarırız.