Kelimelerle yaşamayı diliyorsunuz , kişilerle yaşamadan...
yaşlanmadan, yaslanmadan hiç kimseye kelimeler varamıyor hiç bir ivmeye...
gerçeğe varmak için, gerçekten de yaşamak için , dibine kadar inip acının ,
acıtanın ne olduğunu bilmek gerek..
sevgi, sevmek öyle bir şey ki;
sevgili için yaşadığın kadar. onun için, onun ve kendi içindede ölmen gerekir..
Bazen gitmektir sevmek, Kalmanın bir anlamı olmadığında...
Bazen şiir gibi gelir, bazende o şiir zehir gibidir...
içmen gerekiyorsa içecek.
vazgeçmen gerekiyorsa vazgeçeceksin...
sevmek adın anıldığında tebessüm ile anıla bilmektir.
teessür hücum etmiş olsada bütünü ile bütün Ruh'una kadar...
Biraz acıdan sonra, anlayış göstere bilmektir.
ve teessüf edip Kaderin kederli voltasına...
böyleymiş yazım diye bilmektir...
Kelimelerle yaşamayı diliyorsunuz dedim ya...
işte o kelimeleri , kekeme bir lisan ile ağza alan, almaya çalışan, almak zorunda kaldığı için çırpınan , kendi içinde kendisi çarpışan yürekler...
Kelimelerle yaşamadan önce, kaderi ile kederi ile, kendisi ile yaşamak zorunda kalanlardır...
Kelimeler Hali ahvali anlatmak içinde değildir her zaman...
kimi zaman kelimeler kendiliğinden dile gelen , şahanelerdir...
Uzun lafın kısas'ı ...
kelimeyi sarf edeni, israf etmeden önce...
ne yaşadığını nasıl yaşadığını hesap etmeli...
susmaya kadar varmış ise bir lisan-ı hal kendi içinde kendisine...
saygı yetmez, önünü ilikleyip hürmet etmeli...