Bir Milyon Öğretmen Bir Milyon Fikir

Ben de az önce emeklilik yaşı,maaş,ek gösterge,sınıf mevcutları,özel okullara verilen teşvik,kaybettirilen saygınlığımız... konularında fikirlerimi yazdım.Umarım  güzel dönüşler olur.

''Hiç bir şey değişmeyecek, ben yazsam ne olur ki böyle gelmiş böyle gider'' gibi düşünmek kolaya kaçmak olur.  Bir kere her fikri dikkate almak çok zor zaten, bir milyon meslektaşımızdan bahsediyoruz ama belirli başlı sorunların,on  binlerce kişi tarafından gündeme getirilecek olması bile güzel bir hadise. Ben kendi adıma eğitim sistemimizde gördüğüm bir sorunun yada güzel bir fikrin  böylesi bir platformda bahsetmenin veya paylaşmanın  sorumluluk olduğunu düşünüyorum, gördüğüm yanlışları yada yeni fikirlerimi paylaşıp enazından vicdanen rahat olacağım. Ön yargı ile yaklaşmanın  kimseye yararı yok diye düşünüyorum.

Ben nacizane tam güne geçince öğle arası olmasın yazdım hem sosyal ve sportif faaliyetlere daha çok zaman kalır hem külfet ten kurtulunur yazdım

1. Sınıf öğretmenlerinden gönüllü olanların 1. ve 2. sınıfa girerek okuma-yazma öğretim uzmanı olarak istihdam edilmesi,
2. 1. sınıfta okuma-yazma konusunda yetersizliği görülen öğrenciyle 2. sınıfta aynı öğretmenin ders vermeye devam etmesi,
3. Bu alanda görevlendirilecek okuma-yazma öğretim uzman öğretmenlere 5 yılda bir yıpranma payı verilerek erken emeklilik yoluyla özendirilmesi,
4. Normal öğretime geçen okullarda sabit okuma-yazma sınıfı oluşturularak gerekli materyallerin sağlanması,
5. 3. ve 4. sınıfta görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi, ingilizce, Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine branş öğretmenlerinin girmesi,
6. Maaş hesaplamalarında "ek ders ücretleri"nin kaldırılarak öğretmenin saygınlığına yakışan maaşın ödenmesi önerilerimden bir kaçı...

ben adam kayırmanın torpilin olmadığı,insanların siyasi görüşlerine değil de çalışmalarına bakıldığı,köydeki öğrenciyle şehirdeki,iyi okullardaki kolejlerdeki öğrencilerin aynı sınav sistemine sokulmadığı,insanların görüşlerini rahatlikla söyleyebileceği bir eğitim sistemi olmasını istiyorum.

Bence seminer dönemi de kalkmalı ya da öğretmenlerin ilgi,yeteneklerine isteklerine göre kurslar,seminerler verilebilir.

Materyal yarışmasına basvurdum.2 ay emek verdim. Müdürüme teşekkür belgesi yolladılar. Beni hatırlayan olmadı. Bir daha proje mi? Düşünmüyorum.

Benim de yazılanlara ek olarak belirtmek istediğim şu:
 Kimi öğrenciler devamsızlık nedeniyle sınıfta kalıyor. Aile sorunlu olunca bu durum 13- 14  yaşına kadar devam ediyor ve çocuk yönetmelik gereği hangi sınıfta kaldı ise o sınıfa devam ediyor.
Benim 2012 li kuzuların içinde 11 ve 14 yaşında devamsızlık nedeniyle kalan iki öğrenci var . Bu konuda başka bir şey yazmaya gerek yok.
Bu gibi öğrenciler için farklı sınıf uygulamaları olmalıdır. Onların eğitim hakkı engellenmeden ama 6 yaşında ki öğrencileri gözeterek.

görevlendirmeler kaldırılmali herkes kadrosunun bulunduğu yerde çalışmalı.Her sene öğrenciler öğretmen değistiriyor.Ögretmen gelinceye kadar da öğrenciler boş kalıyor

Mülakat kalksın, milli eğitim YÖK gibi, yargı gibi özerk olsun. Siyasetin mebe etkisi en aza insin çok şey düzelir

Bence buraya yazılanlardan birkaç tanesi çözülse bile birçok sorun çözülmüş olur. Sorunun merkezinde olan ve sorunun her türlüsünü yaşayan bizler olduğumuz için bunu dile getirecek olan da bizleriz. Umarım bunlar dikkate alınır.

Klavuz kitapları kaldırıldı ama çeşitli yöntem ve tekniklerin bolca yer aldığı etkinliklerin bulunduğu konulara göre her türlü materyal imkanının sağlandığı bir eğitim sistemi olsun isterim.öğretmenin işi evrak kağıt değil bolca öğretebileceği yöntem ve teknikleri uygulayacağı ortamı oluşturmak olmalı.bu konuda gerekirse yaz tatillerinde bu konuda konulara hazırlık dönemleri yapılmalı.

ben adam kayırmanın torpilin olmadığı,insanların siyasi görüşlerine değil de çalışmalarına bakıldığı,köydeki öğrenciyle şehirdeki,iyi okullardaki kolejlerdeki öğrencilerin aynı sınav sistemine sokulmadığı,insanların görüşlerini rahatlikla söyleyebileceği bir eğitim sistemi olmasını istiyorum.

şehirde 3 yılı geçirip sınav yılı tüm veliler birden köylere hücum ederler bence..😆

    Türk İşaret Dili İlkokul 1. Sınıftan başlanarak zorunlu ders olarak okutulmalı, işitme engellilerle tüm bireyler sağlıklı iletişim kurabilmelidir.
   Sınıflarda bilim köşesi oluşturularak; öğrencilerin bilime ve bilimsel gelişmelere ilgi ve merakları artırılmalıdır.
  Okullarda hobi odası oluşturularak, öğrencilerin el işi, ağaç işleri, müzik çalışmaları vb. etkinliklerle enerjilerini doğru tarafa yönlendirmeleri ve boş vakitlerini değerlendirmeleri sağlanmalıdır.
    Yapılan anket sonucuna göre ülkemizdeki öğretmenlerin beşte üçünün uzlaşma sağladığı öneri kanun maddesi olarak TBMM Başkanlığı’na iletilmeli ve kamuoyu aydınlatılmalıdır.
    Öğretimde sıçrama yapabilmek için iş çevreleri, fabrikalar ve üretim yerleri ile işbirliği ve görüş alışverişi yapılarak öğrencilerin kazanmaları gereken bilgi ve beceriler konusunda müfredatta değişiklikler yapılmalıdır.  Öğrenci teorikten pratiğe geçerek mezun olduğunda hayatta karşısına çıkan problemlere çare aramalı ve çoğunluğunu çözebilmelidir.
  Bakanlık, üniversiteler ve iş çevreleri ile işbirliği yapılarak öğrencilerin üretim alanına nasıl daha hazır hâle gelebileceğinin yolları ve yöntemleri tartışılmalı ve alınan kararlar ertesi yıl vakit geçirmeden uygulamaya konmalıdır.
   Öğrenciler ilkokuldan başlayarak ziraat odaları, mühendisler-mimarlar odaları, avukatlık büroları gibi merkezlere götürülmeli, bunların faaliyetleri tanıtılmalı, öğrencilerin hazırlayacakları sorularla ileride katılacakları üretim sürecine şimdiden katkı sunmaları ve bilgi edinmeleri sağlanmalıdır.
  Her il ve ilçe kendi yöresinden çıkmış eski mezunları ile mümkün olduğunca iletişime geçerek bölgeleriyle bağını güçlendirmeli, bunu ilerleterek beyin göçünü önleyecek faaliyetler yapmalı, bulunduğu yöreyle öğrenci arasında duygusal bağ kurarak tersine beyin göçü için çalışmalar planlamalı ve uygulamaya koymalıdır.
  Eğitimdeki davranışların gelişimi için her il ve ilçe yetişkinler ve çocuklar bazında ölçümler ve araştırmalar yaparak bulunulan durumun tespiti yapılmalı, ilerleme için kamuoyunda tartışmalar yapılmalıdır. Eğitim ve öğretimin artık tüm dünya genelinde TÜM KURUMLARIN, TÜM ÜLKE BİREYLERİNİN KATILIMINI ZORUNLU KILDIĞI gerçeğinden hareketle medya ve internet sağlayıcıları da dahil olmak üzere belediyeler, özel kuruluşlar da dahil olmak üzere bilgi ve davranış kazandırmaya dair çalışmalara başlangıçta gönüllü daha sonra peyderpey zorunlu katılımları sağlanarak EĞİTİMİN 7 GÜN  24  SAAT  durmaksızın devamı sağlanmalıdır.
    Robotik kodlama dersi ilkokul 1. Sınıftan başlanarak zorunlu ders olarak okutulmalıdır.
  Öğretmenlerin  değişik okullarda seminer vb. faaliyetler yaparak  farklı eğitim ortamlarını görmeleri sağlanmalıdır.

Ben de öğretmenin kaybettiği itibarının geri kazandırılmasıyla alakalı bir fikir gönderdim.